Ali Gönen

GİDENLER VE YERİNE GELENLER

Ali Gönen

  • 3361

Sevgili okurlar;

Geçmiş yazılarımızda yer verdiğimiz çok güzel bir tespiti izninizle bir kez daha yazacağım.

Yazmaya da devam edeceğim ya…

Çünkü bu gözlem, çok doğru ve tam da şimdi, hemen günümüzde bizim durumumuzu anlatıyor.

“Batılılar ülkemize geldiklerinde onların ellerinde İncil, bizim ellerimizde topraklarımız vardı.

Bize gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler…

Gözümüzü açtığımızda bizim ellerimizde İncil, onların ellerinde topraklarımız vardı”

Gözlemi yapan: Kenu Kenyattu – (Bir Afrika ülkesi olan) Kenya’ nın Kurucu Devlet Başkanı

***

Bizde de Ak Parti iktidara geldiğinde;

İyi kötü bir hukukumuz- yargımız vardı.( Hatta hiç de fena değildi denebilir)

İyi kötü işleyen Laik bir Cumhuriyetimiz vardı.

İyi kötü işleyen bir Laik Devlet ve Toplum yapımız vardı.

İyi kötü bir Ulusal Eğitim Sistemimiz vardı.

İyi kötü işleyen Parlamenter bir demokrasimiz vardı.

İyi kötü toplumu aydınlatan bir Basınımız vardı.

İyi kötü bir Tarım Politikamız ve tarımsal üretimimiz vardı.

İyi kötü bir Hayvancılık Politikamız ve canlı hayvan üretimimiz vardı.

İyi kötü değil, iyi bir Dış Politikamız vardı.

İyi kötü bir Toplumsal Barışımız vardı.

İyi kötü Bilim üreten Üniversitelerimiz vardı. 

Dış borcumuz var idi ama azdı.

Topraklarımız vardı üretim yapılıyordu.

Güzel bir Türkçe’ miz vardı.

AKP iktidara geldiğinde elimize birer Cep Telefonu aldık ve ekranına bakmaya başladık.

Gözümüzü cep telefonundan ayırıp olup bitenlere baktığımızda,

Bir de gördük ki: Yukarıda “var” olarak saydığımız iyi şeylerin hepsi sizlere ömür..!

Biraz daha özgün bakanlarımız ise: BATILILARIN SÖMÜRGESİ DURUMUNA GELDİĞİMİZİ gördü.

***

Kaybettiğimiz şeylerin yerine gelen bir şeyler yok mu peki?

Var var, olmaz mı..!

İşte birkaçı: Her ay otuz, otuz beş kadınımızı cinayete kurban veriyoruz.

(Bu cinayetler aslında bizim için bir büyük yüz karasıdır)

Bir o kadar çocuğumuz ve kadınımız cinsel istismara uğruyor.

Topraklarımızın üzerine “beton” döktük.

Dış borcumuzun miktarını ona, onbeşe katladık.  

Giden güzel Türkçe’mizin yerini ne idüğü belirsiz bir dil almakta.

Üniversitede okuyan kızlarımıza örtünme özgürlüğü sağladık derken…

Dört beş yaşlarındaki kız çocuklarımızın başını bağladık.

Oğlan çocuklarımıza takke giydirdik.

Kurslarda veya tarikat yurtlarında onlara diz çöktürüyoruz.

Oyun çağındaki bu çocuklara bizim yaptığımız aslında önce  “Çocuk Haklarının” ihlalidir…

Sonra da “İnsan Haklarının” ihlali.

Ama bunu anlayacak bir kültür kalmadı artık.

Diyanet, Din İşlerini bıraktı, Milli Eğitim İşine girdi.

Ey halkım! Biz beğenmediğimiz Laik Cumhuriyet’i daha çok ararız çoook!          

             BEN ÇEKİLİRİM

             Ünlü filozof Diyojen bir gün çok dar bir sokakta, zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşmış. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek olası değilmiş. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa dönüp:” Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem “ demiş.

              Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şekilde : Ben çekilirim, demiş.

Yazarın Diğer Yazıları