CHP Üyesini 'Adam Yerine' Koyacaksın…

                19 Şubat 2020 Pazar Günü Cumhuriyet Halk Partisi’ nin Fethiye İlçe Kongresi vardı.

Divan başkanı bana söz hakkı vermedi. Oysa kendisi “Gündem’i” bile salona okumadan onlarca dakika konuştu. Üstelik konuşması “dolu” değildi. Bana, “Delege değilseniz, konuşamazsınız, bir avukatın tüzüğü bilmesi gerekir” dedi. Ben, tüzüğü bildiğimi, ancak kendisine “Sizin o kürsüde ne kadar konuşma hakkınız var ise bir CHP üyesinin de o kadar hakkı var” dedim. O daha sokaklarda oynarken ben sözünü ettiği Tüzüğü okuyordum oysa…

                 Bu Divan başkanı bir milletvekiliymiş. Çakarlı arabası ile kırmızı ışıkta bile bekleme yapmadan Ankara’ ya gittiğinde “Demokrasi savaşımı!” verecekmiş. Gülmek serbest!

                Kısa bir süre de olsa konuşma fırsatı bulsaydım;

                Ulusumuzun en yaşamsal sorununun Laiklik olduğunu, Laik Devlet ve toplum yapısının olmadığı bir yerde bilginin de, bilimin de olamayacağını söyleyecektim. Nitekim günümüzde bunlardan eser kalmadığını, toplumun Diyanetin verdiği Fetvalar ile yönetilmeye başlandığını söyleyecektim. Devlet eliyle beslenen Siyasal İslam’ dan kaynaklanan yoz ve yobaz kültürün, bir karabasan gibi halkın üzerine çöktüğünü söyleyecektim. Bu ortamda kadın cinayetlerinin artarak devam edeceğini söyleyecektim.

               Bu konularda taştan ses geliyor ama, CHP Genel Başkanlığından çıt çıkmıyor diyecektim. CHP’ nin, Genel Merkezden başlayarak il ve ilçe örgütleriyle birlikte bu dinci faşizme karşı savaşım vermesi gerektiğini söyleyecektim. Son yıllarda “Laik Yurttaşların” hızla Batıdaki illerimize göç etmekte olduklarını, Laik yaşam biçiminin Trakya ve Anadolu’nun batısında sıkışıp kaldığını söyleyecektim.

                 CHP’ nin, özgürlükçü, toplumumuzun önünü ve ufkunu açan bir Anayasa metnini sık sık halkımızla paylaşması gerektiğini söyleyecektim.

                  CHP’ nin, Parlamenter Demokrasiyi çok daha güçlü bir şekilde yaşama geçirmek istediğini sık sık kamuoyuna açıklaması gerektiğini söyleyecektim.

                  CHP’ nin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu, politikacının elinden alıp tamamen bağımsız hale getireceğini halkımıza her gün her gün anlatması gerektiğini söyleyecektim.

                  Milli Eğitimin tarikatlar ve cemaatler tarafından teslim alındığını, bununla savaşılması gerektiğini söyleyecektim.

                  CHP’ nin İslamiyet’le bir sorununun olmadığını ama Diyanet İşleri Başkanlığının din adına yaptığı uygulamalarının yanlış olduğunu halkımıza anlatması gerektiğini söyleyecektim.

                  İktidardaki partinin “Büyük Proje” adı altında yaptığı “önceliksiz işler” ile, aslında halkımızın soyulmasına, soydurulmasına önayak olduğunu vurgulayacaktım.

                  CHP’ de Genel Başkan dahil bütün adayların, üyelerin katılımı ile seçilmesi gerektiğini vurgulayacaktım.  Üyenin adam yerine konulması gerektiğini söyleyecektim. Ve bu işin ülke genelinde bir şölen haline getirilerek yapılması gerektiğini söyleyecektim. ( Her ne kadar Siyasi Partiler yasası şimdilik buna izin vermiyorsa da buna karşı da savaşım verilmesi gerektiğini söyleyecektim)

                   Milletvekillerine tanınan birçok hakkın “İmtiyazlı bir sınıf” yaratmaya yönelik olduğunu, buna karşı savaşım verilmesi gerektiğini söyleyecektim. Bu bağlamda CHP milletvekillerinin trafikte kırmızı ışıkta durmadan geçme, çakarlı araç kullanma uygulamasına karşı olmaları gerektiğini, bu işin esasen, bilgisizlik ve görgüsüzlükten başka bir şey olmadığını vurgulayacaktım.

                   Eee, ben bir avukat olarak tüzüğü bilmediğim için!

                   Divan başkanı da “her şeyi bilen bir adam!” olduğu için, bunların hiç birini söyleyemedim gitti anlayacağınız sevgili okurlar!

                   Sonuçta, CHP Fethiye İlçe Başkanlığına seçilen Mehmet Demir ve Yönetim Kurulundaki arkadaşları tebrik ediyor ve başarılar diliyoruz.

                   Yazımızı bir SEÇİM FIKRASI ile bitirelim:

                   Bir ülkede Devlet radyosunda haberler verilirken spiker şöyle demiş: “Son aldığımız habere göre, dün akşam Başbakanlık binasına giren hırsızların, gelecek hafta yapılacak olan seçim sonuçlarını çaldıkları anlaşılmıştır”