Simber Cana Özdilek

Korumak isterken zarar verebilir mi insan

Simber Cana Özdilek

  • 1749

Sahil bandında şirin bir çay bahçesinde siparişimizi beklerken bir yandan da güneşin batışına tanıklık ediyoruz. Lavanta çiçeklerinin havayla buluştuğu sıcak yaz akşamının güzelliğini hissetmek istercesine insanlar bahçeleri doldurmuşlar.  Eskiden olduğu kadar olmasa da caddelerde bir doluluk hâkim. Gözüm, sakin bir şekilde yürürken birden koşarak arkadaşına seslenen  5-6 yaşlarında bir çocuğa takıldı. Birkaç adım sonra ayağı biraz yüksekçe olan kaldırım taşına ayakkabısının burnu girince bir anda yüzükoyun düşüverdi. Hemen ardından annesi koşarak onu yerden kaldırdı ve kollarının arasına aldı. O zamana kadar ağladığı çok da belli olmayan çocuk, annesine sarıldı ve  hıçkırıklara boğuldu. Annesi bir şeyinin olmadığına, sadece dizinin biraz incindiğine inandırana kadar da aynı şiddette ağlamayı sürdürdü. Hani bazen olaylar karşısında bir film şeridi gibi geçmiş gözümüzün önüne geliverir ya, işte o an da ben öyle hissettim. Önce kendi çocuklarımda ‘’ben de böyle mi yapmıştım’’ diye düşündüm.  
Tabii ki yapmıştım. Daha sonra kendi çocukluğumda annemin bana ve kardeşime böyle korumacı davrandığını hatırladım. O zamanla gayet olağan gibiydi.
Ne var ki içinde yaşarken olayları objektif olarak değerlendirmek, izlerken olduğu kadar mümkün olamayabiliyor. Burada yaşadığım küçük bir sahne, hemen her gün karşılaşabileceğimiz kadar normal ve hayatın içinden…
Koruma içgüdüsü doğamızda var ve türün devamlılığı açısından içgüdüsel bir eylem olarak karşımıza çıkıyor. Hele ki insan, diğer canlılara oranla daha geç olgunlaştığı için ebeveyn içgüdüsü de onu korumayı bir süre daha sürdürüyor. 
Korumak isterken zarar da verebilir miyiz?
Onun kendini savunma sisteminin oturmasını ve sosyal anlamda kendini ifade etme yeteneğini kısıtlamış olur muyuz?
Kulağa hoş gelmese de ‘’Özgüveninin’’ oluşmasını önlemiş olur muyuz?
Sadece bir davranış neyi gösterir ki?
 Tabii ki hiçbir şeyi göstermez. Ama görmek isterseniz geleceğe ayna tutabilir. 
Orada ne olabilirdi? Çocuk annesine ihtiyaç duymadan kendini bu durumdan nasıl kurtaracağını öğrenerek ayağa kalkmaya çalışsaydı bu kadar ağlamaz feryat figan  ‘’nereme ne oldu’’ diye düşünmeden önce kendi vücudunu dinlemeye çalışırdı. 
Hani daha önceki yazılarımda bahsettiğim bir konu vardı ya: ‘’Kalbinin sesini dinle’’ …
İşte kalbinin sesini dinlemeyi önce farkındalık oluşturmayı öğrenerek başlıyor insan…
Düştüğü zaman kendi kendine kalkabilecek kadar güçlü olduğunu ne kadar küçük yaşta öğrenirse, kendisine dair farkındalığı ve yapabilecekleri, yetenekleri konusundaki aydınlanması da o kadar erken oluyor. 
 Korumak, ama çok da göstermeden ve kendi farkındalığını bulmasında rehber olarak bunu yapmanın mükâfatı ise hiç bir şeyle ölçülemez.
Sevgi ve saygılarımla


 

Yazarın Diğer Yazıları