Simber Cana Özdilek

Hepimiz farklı yıldızların tozlarıyız

Simber Cana Özdilek

  • 1808

Umut etmek ve her yeni güne yeni umutlarla başlamak…
Umudu çoğu zaman denizde dalgalarla boğuşan birine atılan bir can simidi, hayallerin gerçekleşmesine dair uzanan bir el gibi düşünürüm.
Can simidi ile denizde kalan biri için tabii ki de bir tekneye çıkmak karaya ulaşmaktan çok daha kolaydır. O zaman önce tekneye çıkmayı umut etmek o an için en doğru olandır. 
Her şey çok güzel olacak…
Yarınlar bizim…
Ümit etmekle başlar her şey…
Umut, yaşam enerjimizin yüksek kalması açısından değerli bir unsurdur. Çünkü olasılıklar içinden en iyi olanını seçer ve ona ulaşmayı hedefleriz. 
Çevremize göre en iyi kariyer, en çok kazandıran iş, çocuklarınız için en iyi öğretmen ve daha pek çok en iyi…
Aslında ‘’en iyi’’ oldukça karmaşık bir kavramdır. En iyi olanı hedeflediğimiz zaman aynı şarkıdaki gibi ‘’Eksik bir şey mi var hayatımda’’ diye sorgulamayı bile gerektirebilir.
Umut ışıkta renk değiştiren ‘’Zultanit’’taşına benzer. Sizin için iyi olan ve herkes için iyi olan arasında rengi sürekli değişir. 
Aileniz adı sanı duyulmuş en iyi öretmeni seçer ama umduğunuz gibi olmamıştır.
Tabii ki sonucun sizin lehinize olduğu durumları tenzih edelim.  Orada bir şekilde şansınız yolunda gitmiş ve genelde iyi olan size de uymuştur. Benim değinmek istediğim konu ise; ya olmamışsa…
Kaldı ki hayatınızda şansınızın sürekli yaver gitmesi imkânsız değildir ancak oldukça nadir bir durumdur.
İşte bu noktada atalarımızın da söylediği ‘’Hayırlı olanı dilemek’’ ve umudunu da o yönde geliştirmek, dolayısıyla hayal kırıklıklarının da oluşmasına mani olmak gerektiği  ise gün gibi aşikardır.
Ama nedense zaman zaman o hataya düşeriz ve kendimizi bulmak için zihinsel veya fiziksel olarak uzaklara gitmek ihtiyacı duyarız. Oysa nereye gitseniz çözüm sizde saklıdır ve gittiğiniz yere de sizinle birlikte gelecektir. 
Ümitsizliğe kapılarak kendi kendinize kızdığınız ya da dünyadaki adaletsizliğe öfkelendiğiniz olmadı  mı? 
Fedakârlıklarınızın karşılığını bulmadığı durumlar ya da çok değer verdiğiniz birinden ummadığınız bir beklemediğiniz ve hak etmediğiniz bir söze veya bir davranışla karşılaşıp yaşadığınız durumu kelimelerle ifade edemediğiniz anlar yaşadınız mı?
Olmadıysa gerçekten çok şanslısınızdır.
Dünyadaki adaletsizliğe kızmak hayata ve yaşadıklarınız karşısında yelkenleri indirmek…
Ümitsizlik…

Ne yapsam boş deyip kendini bırakış…
Vazgeçiş…
Böyle durumlarda belki de bir tembellik hali gelir insanın üzerine. Çünkü en zor durum insanın kendine inancını kaybettiği durumdur. 
Tembellik insanın öfkesinin bir şekilde dışa vuruşudur aslında ve çok değişik şekillerde olabilir. Mesela artık işinde yükselmek istememek veya ders çalışmayı bırakmak…
Aslında tembel değildir kişi sadece öfkelidir.
 İçinde bulunduğu duruma olan öfkesi onu umutsuzluğa ardından da tembel olmaya iter. Kendini geliştirmeyi bırakır ve bu durum sadece insana özgü olmayıp tüm canlılar için geçerlidir. 
Çünkü kendisi olmasına izin verilmemiştir…
Bazen aileler çalışmayan ve tembel olan çocuğundan yakınabilir. Onun içinde kim bilir ne fırtınalar kopuyordur. İstemediği bir halde oluşuna isyan edişinin bir dışa vurumu olarak hiç bir şey yapmamayı seçmiştir.
Aslında ne yazıktır böyle düşünerek geçen zamana…
…Ve kurtuluş…
Kurtuluş yine umut etmekle başlar ama bu kez ayağa kalkarak ve yeniden yine güneşin doğuşu gibi küllerinden doğarak ışık saçmayı sürdürmekle devam eder. 
Çünkü hayat sadece bize ait olan ve bildiğimiz en değerli var olma halidir.
Hayatta ışık saçmaya devam etmeniz dileğiyle
Sevgi ve saygılarımla


 

Yazarın Diğer Yazıları