PSİKOLOG SAADET ELEVLİ

ANNE SÜTÜ VE ÇOCUK RUH SAĞLIĞI

PSİKOLOG SAADET ELEVLİ

  • 609

Anne sütünün bireyin fiziksel sağlığı üzerindeki pek çok olumlu etkileri uzun yıllardır bilinmekle birlikte, son yıllarda anne sütü ile beslenmenin ve anne sütü alım süresinin çocuk ruh sağlığına doğrudan ya da dolaylı olarak pek çok olumlu etkisinin olduğunu gösteren araştırmalara da yer verilmektedir.  Çalışmalar göz önüne alındığında anne sütü ile beslenmenin kısa ve uzun dönemde çocuk ruh sağlığına olumlu etki yaptığını göstermektedir. Bu etki doz ile artmaktadır. Diğer bir deyişle anne sütü ile beslenme süresi ile doğru orantılıdır. Anne sütü ile beslenmek hem fiziksel hem de ruhsal açıdan yaşamın başlangıcındaki önemli bir fırsattır. 
Samsun’da yapılan bir çalışmada, anne sütünün, çocuklardaki çeşitli psikiyatrik sorunları azaltabileceği öngörülmüş ve erken çocukluk dönemindeki sağlıklı toplum örnekleminde, anne sütü alma süresi ile psikiyatrik sorunların özellikle de yeme sorunlarının ilişkisi incelenmiştir. Araştırmaya, Samsun ilini temsil edecek şekilde sağlık ocaklarına aşılama için ailesi eşliğinde başvuran 12-42 ay arasındaki toplam 376 çocuk dâhil edilmiştir. Çalışmanın sonunda özellikle 2 aydan daha az anne sütü alanlarda “iştahsızlık”, 24 aydan daha fazla anne sütü alanlarda ise “aşırı yeme davranışı” anlamlı olarak daha fazla görülmüştür. (1)
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Polikliniğinde yapılan bir araştırmada Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ve karşıt olma-karşı gelme bozukluğu olan erkek çocukların doğum öncesi, doğum sırasında ve sonrasında yaşanan sorunların ve anne sütü alış süresinin psikopatoloji gelişimine olan katkıları araştırılmış, yaşları 6-11 arasında 74 çocuk üzerinde değerlendirme yapılmıştır. DEHB tanısı konan 21, karşı olma-karşı gelme tanısı konan 26, sağlıklı gönüllülerden oluşan kontrol grubuna 27 erkek çocuk alınmıştır. Araştırma sonucunda DEHB grubunda, kontrol grubuna oranla anne sütü alış süresi istatistiksel olarak anlamlı oranda kısa bulunmuştur (2).
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda anne sütü alma sürelerinin incelendiği diğer bir çalışmada, DEHB olan çocuklar ile kontrol grubu arasında emzirme sürelerini karşılaştırmak ve bu çocuklarda emzirme süresi ile zekâ bölümü, görsel motor algı becerileri arasındaki ilişkiyi araştırmak amaçlanmıştır. Araştırmaya GATA Çocuk Psikiyatrisi polikliniğinde DEHB olan 91 çocuk katılmıştır. Araştırmanın sonucunda, DEHB grubunda anne sütü alma süresi sağlıklı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde kısa olduğu bulgulanmıştır.
Polonya’da yapılan bir çalışmada, anne sütü alma süresinin çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile ilişkisini incelemek hedeflenmiştir. Yaşları 4-11 arasında toplam 100 çocuk araştırmaya alınmış, DEHB tanısı konmuş olan 60 çocuk çalışma grubunu, DEHB tanısı olmayan 40 çocuk kontrol grubunu oluşturmuştur. Araştırmada, DEHB tanısı olan çocukların % 60’ının 3 aydan daha kısa anne sütü ile beslendiği bulgulanmıştır.  Polonya’daki bu çalışmada, anne sütünün zeka gelişimi için yararlı biyolojik yapıda olduğu, erken yaşamda beyin fonksiyonlarına etki edebileceği, zekâ gelişimine yararlı bazı yağ asitleri içerdiği, bu yağ asitlerinin eksikliğinin DEHB’e neden olabileceği belirtilmiştir. Araştırmacılar makalede şu temel noktalara da değinmişlerdir: Emzirme, bebeğe, beden dokunuşunun duygusal hisleriyle anne bebek arasında biberon beslenmesinden daha fazla yakın ilişki tecrübesi yaşatır. Böylece bebek en ideal beyin gelişimi için gereksinim duyduğu uyarılmaya sahip olur (3).
İspanya’da Julvez ve ark. (4) tarafından yapılan bir çalışmada, 4 yaşındaki çocukların anne sütü alma süreleri ile bu çocukların sosyal yetenekleri, yürütücü işlevleri, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozuklukları arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu çalışmada çocuklar 4 yıl takip edilmiştir. Araştırma toplam 500 vaka ile yürütülmüştür. Sonuçta, uzun süre anne sütü alanlarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun daha az görüldüğü saptanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; anne sütü alma süresi ile nöropsikolojik fonksiyonlar arasında net bir ilişki bulunduğu belirlenmiştir. Anne sütündeki uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerinin, kortikal beyin gelişimi için yararlı olduğu vurgulanmıştır. Anne-çocuk arasındaki psikolojik ve fiziksel temasın, bebeğin beynindeki kortikal bağlantıların ve limbik sisteminin gelişiminde rol oynadığına değinilmiştir. Böylece, emzirmenin dolaylı olarak çocuğun nörogelişimine etkide bulunduğu vurgulanmıştır.
İrlanda’da yapılan bir araştırmada, bebeklik döneminde emzirmenin, 9 yaşındaki çocuklarda ruh sağlığının önemli bir belirleyicisi olup olmadığı ve obezite riskine karşı koruyuculuğu araştırılmıştır. Bu araştırmada veriler 2010 yılında yapılan 9 yaşındaki 8357 çocuktan toplanmıştır. Emzirmenin başlatılması ve emzirme süresi ile ilgili bilgiler ebeveynlerden geriye dönük olarak elde edilmiştir. Bu çalışmada sonucunda, emzirmenin ruh sağlığının önemli bir belirleyicisi ve obezite riskine karşı koruyucu olduğu bildirilmiştir (5). 
Kanada’da yapılan bir araştırmada, yenidoğan beslenmesinin çocuğun uzun dönem davranışları üzerindeki etkisini incelemek ve bu konudaki gözlemsel çalışmaların sınırlılığını araştırmak hedeflenmiştir. Toplam 13889 vaka ile yapılan çalışmada, doğum servisinden ve çocuk polikliniğinden rasgele seçilen, sağlıklı ve zamanında dünyaya gelen, anne sütü ile beslenen yenidoğanlar yer almıştır. Yenidoğanlar 1., 2., 3., 6., 9. ve 12. aylarda ziyaret edilerek beslenmelerine ilişkin bilgiler elde edilmiştir. Aynı çocuklar, 6,5 yaşına geldiklerinde tekrar değerlendirilmişleridir. Araştırma sonucunda 3 ay ve daha az anne sütü alan çocukların hiperaktivite puanlarında ve yüksek duygusal semptomlarında artış gözlenmiş, yine olumlu sosyal davranış puanlarının düşük olmasında da anlamlı bir artış gözlenmiştir (6).
Tüm bu araştırma sonuçları, anne sütü ve anne sütü alım süresi ile çocuk ruh sağlığı ve çocuklarda görülen davranış sorunları arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar doğrultusunda anne sütü sadece bireyin fiziksel sağlığı için değil, aynı zamanda ruh sağlığı açısından da çok önemli bir yere sahiptir. 
Kaynaklar:
1.    Karabekiroğlu K, Akbaş S, Taşdemir G. Anne sütü alma süresi erken çocukluk dönemi psikiyatrik sorunları için özgül bir risk faktörü müdür? Türkiye Çocuk Hastalıkları Dergisi 2009;3(3):24-33
2.    Çakaloz B, Akay A. Dikkat eksikliği ve yıkıcı davranış bozukluklarında doğum öncesi, doğum ve doğum sonrasında yaşanan sorunların ve anne sütü alış sürelerinin psikopatoloji gelişimine katkıları. İzmir Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 2005;12:(1):3-10
3.    Olech K, Jastrzębska J. The duration of breastfeeding and attention deficit hyperactivity disorder. Roczniki Akademii Medycznej w Bialymstoku 2005;50:302-306
4.    Julvez J, Ribas-Fito N, Forns M, Garcia-Esteban R, Torrent M, Sunyer J. Attention behaviour and hyperactivity at age 4 and duration of breast-feeding. Acta Pædiatrica 2007;96(6):842-7.
5.    Reynolds D, Hennessy E, Polek E. Is breastfeeding in infancy predictive of child mental well-being and protective against obesity at 9 years of age? Child: Care Health and Development 2014;40(6):882-90. http://dx.doi.org/10.1111/cch.12126 17. Kramer M, Fombonne E, Matush 
6.    L, Bogdanovich N, Dahhou M, Platt R. Long-term behavioural consequences of infant feeding: The limits of observational studies. Paediatric and Perinatal Epidemiology 2011;25(6):500-6. http://dx.doi.org/10.1111/j.1365-3016.2011.01211.x
 

Yazarın Diğer Yazıları