Özge KOÇAK

TAKINTILARIMIZ

Özge KOÇAK

  • 4270


‘’Eşiyle birlikte dışarı çıkmak için hazırlandı. Mutfağı ve ocağı kontrol etti. Odaları dolaştı. Işıkları söndürdü, pencereleri kapattı, elektrikli aletlerin fişini çekti sonra dış kapıyı kapattı merdivenlerden inerken ‘Acaba pencereleri kapatmış mıydım sorusu bir anda aklına geldi. Bir taraftan pencereleri kapattığı ana dair aklına gelen o görüntü bir yandan emin olamama hali. Kontrol etmek amacıyla tekrar eve girdi, aynı rutine tekrar başladı ve bir türlü evden dışarı çıkamadı…’’
‘’Bu zamana kadar herhangi bir canlıya zarar vermemişti. Karıncayı bile incitemez denilen türden bir insandı çevresindekilere göre. Ancak tüm bunlara rağmen saçma olduğunu bilse de insanlara ya zarar verirsem düşüncelerini kafasından atamıyordu. Deniz kenarında yürürken önünde yürüyen kişiyi denize attığına, meyve soymak için kullandığı bıçağı yanındakine sapladığına, bir bebeği bilerek düşürdüğüne dair resimler her gün belki uyurken bile aklındaydı. Düşünmek istemediğinde her seferinde daha güçlü bir şekilde gelen bu düşünceleri kafasından atamıyor ve her geçen gün bu ıstırapla yaşamak zorunda kalıyordu.’’
‘‘Çevresindeki insanlar her zaman çok temizlik yaptığını söylerlerdi ona. Ancak hiçbir zaman yaptığı temizlik kendisine yeterli gelmiyordu. Dışarıdan geldiğinde tüm mikrobu eve bulaştırdığını düşünüyor, o mikrobu temizlemek için temizlik yapmaya girişiyor ancak dokunduğu her şey kendisi ile birlikte tekrar tekrar mikroba bulaşıyordu. Musluğa dokunsa ve ellerini yıkasa musluğu kapatırken tekrar aynı ritüeli yeniden yaşamak zorunda kalıyordu. Temizlik yapmaktan, ellerini defalarca yıkamaktan dolayı derisinde de tahrişler başlamıştı. Ev halkı da artık bu durumdan çok şikayetçiydi, kendisi bu durumdan  memnun değildi ancak yine de  mikrop bulaştı düşüncesini kafasından asla atamıyordu.’’
‘Dindar bir ailede yetişmişti. Çok sık olmasa da zaman zaman namazına gider orucunu tutardı ancak kendisini sürekli günahkar hissediyordu. Hiç kimseye bahsemediği bir durumu vardı hatta zaman zaman cezalandırıldığını da düşünüyordu. İçinden sürekli dine, Allaha, dinle ilgili şeylere küfür etmek geliyor, yaratıcıyla ilgili hoş olmayan şeyler düşünüyordu. Düşünmek istemese dahi bunları kafasından atamıyordu. Bir büyüğüne yarım ağızla danıştığında imanının zayıfladığını öğrendi, daha çok dine yöneldi ancak kafasındaki düşünceler ve o görüntüler asla dinmiyordu.’
Takıntı kelimesini duymayanımız yoktur. Her bireyin belirli konularda takıntı olarak nitelendirilebilecek davranışları, düşünceleri vardır. Peki bir psikolojik bozukluk olarak ‘takıntı’ yani Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) nedir?
Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, görüntü ve dürtülere obsesyon, bu obsesyonun verdiği yoğun sıkıntıyı bir süre hafifletmek veya ortadan kaldırmak için yapılan yenileyici davranışlara da kompulsiyon (zorlantı) denilmektedir. Pek çok insanın günlük yaşantısı içinde oluşan takıntılı düşünceleri vardır ancak kişiler çoğu kez bu bu durumların sağlıklı bir şekilde üstesinden gelebilir. Bir psikolojik bozukluk olarak takıntılarda ise bireyler isteseler de çok saçma gelse de bu obsesyonlarının üstesinden gelemezler.
Takıntı hastalığı çocuklar dahil kadın-erkek tüm bireylerde görülebilir. Genellikle ergenlik döneminde başlamakla birlikte okul öncesi çocuklarda da görülebilmektedir. Kişiden kişiye göre farklı takıntı türleri gelişebilir. Genel olarak; Temizlik ve Bulaşma, Kontrol ve Şüphe, Cinsel, Dini, Simetri, Sayma, Biriktirme gibi türleri bulunmaktadır. 

Bu Hastalığın Bir Çaresi Var mı?
Takıntı hastalığı olarak bilinen OKB’ye dair yapılan araştırmalarda  bu hastalığın oluşmasında, genetik özelliklerin, beyin kimyasındaki bozulmanın, çocukluk çağı travmalarının ve kişilik özelliklerinin etkili olduğu bilinmektedir. Bu nedenlerle OKB’nin tedavisinde de beyin kimyasının düzeltilebilmesi için ilaç tedavisinin büyük yararı bulunmaktadır. Aynı zamanda OKB hastalığına neden olduğu bilinen çocukluk çağı travmalarının tedavisinde bireyin psikoterapi alması hastalığın tedavisi aşamasında gereklidir. 
Takıntılarımdan Terapi İle Nasıl Kurtulurum?
Takıntıları olan bireyler kendilerine kaygı veren düşünceler ve görüntülerden kaçmaya çalışırlar. Ancak bu obsesif düşüncelerden kaçmaya çalışmak çözüm değildir ve bu düşünceler her seferinde bireyi daha güçlü bir şekilde daha fazla rahatsız etmeye, kişide kaygı uyandırmaya devam etmektedir. Kişiler bazı durumlarda bu düşüncelerin yarattığı yoğun kaygıdan kurtulabilmek içinde kompulsiyon denilen tekrarlayıcı davranışlarda bulunurlar. Takıntı hastalığının tedavisinde etkililiği kanıtlanmış 2 tür terapi vardır. Bunlar Bilişsel Davranışçı Terapi ve EMDR Terapisidir. Bilişsel Davranışçı Terapideki amaç kişilerin var olan bu işlevsiz düşüncelerini saptamak ve kullanılacak belirli yöntem ve tekniklerle bu düşünceleri daha işlevsel hale getirmek böylece kişinin kaygısının ortadan kaldırmaktır. Kişilere bu süreçte kaygıyı ortadan kaldırmayı hedefleyen pek çok teknik öğretilir. Diğer bir terapi türü olan EMDR Terapisinde ise kişinin obsesyon ve kompulsiyonlara neden olduğu düşünülen bireysel travmaları çalışılarak var olan hastalığın ortadan kalkması hedeflenir. 
Okuduklarınız sonrası kendinizde veya bir yakınınızdaki takıntıların hastalık boyutunda olduğunu düşünüyorsanız öncelikle bir psikiyatri uzmanına başvurmanız gerekmektedir. 
Yapılan birçok araştırma Obsesif Kompulsif Bozukluğun tedavisinde ilaç¬+psikoterapinin en etkili yaklaşım olduğunu göstermektedir. Kendinizde veya bir yakınınızda böyle bir durumdan şüpheleniyorsanız en yakın zamanda bir profesyonelden destek almanız sağlığınız açısından en yararlı adım olacaktır.
   Sağlıkla Kalın.
                        

Yazarın Diğer Yazıları