ATİLLA DUYAR

PKK VE TERÖR GURUPLARI İLE MÜCADELEDE UYUŞTURUCUNUN YERİ

ATİLLA DUYAR

  • 663

PKK'nın uyuşturucu kaçakçılığı tarihi 1980’lere dayanıyor. 1980'lerde örgütün en büyük gelir kaynağı olan Lübnan’ın meşhur Bekaa Vadisi'nde, uyuşturucu satımı ve ticareti vardı.
 Bekaa Vadisi'nde PKK'nın kurulduğu dönemde, Bekaa vadisinin tarımsal üretiminin yaklaşık yüzde 80'i haşhaş ekimiydi ve PKK, uyuşturucunun yanı sıra antik ve tarihi eser kaçakçılığı da yapıyordu. Türkiye üzerinden yaptığı bu ticaretle yıllık 1 milyar dolar gelir sağlıyordu.
Uyuşturucu kaçakçılığı çoğunlukla PKK’yla bağlantılı daha küçük şubeler tarafından yürütülmektedir. PKK şubelerinden birini KONGRA-GEL olarak bilinen kendi ağına sahip Avrupa'da uyuşturucuların üretimi, taşınması ve kaçırılması için kullanıyor ve onun faydalarıyla yani geliri ile silah alımı yapmaktadır.
2011 yılında, Washington Yakın Doğu Politika Enstitüsü'nden araştırmacılar, PJAK ve PKK'nın organize uyuşturucu kaçakçılığı yoluyla uluslararası güvenliği tehdit ettiğini resmen  ilan etmişdir.
PKK için uyuşturucu kaçakçılığının en önemli alanlarından biri, dağıtımının önemli bir yüzdesine sahip olan Avrupa'dır. PKK, Pakistan, Afganistan, İran ve Türkiye’den Avrupa'ya kadar rakibi olmayan uyuşturucuların gerçek ustalarından biri haline gelmiştir. Almanya'da kullanılan uyuşturucunun % 80'i PKK ve PJAK üyeleri tarafından sağlanmaktadır.
ABD Hazine Bakanlığı 30 Mayıs 2008'de, uyuşturucu kaçakçılığı örgütleri listesine PKK'yı koymuştur. Her ne kadar ABD hükümeti PKK'nın organize suçlar yaptığını bilmesine rağmen uygulamada, örgüte karşı pek bir şey yapmamaktadır.
Elbette, bu uygulama, Batı'nın ve özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'nin enstrümantal bir bakışla  terörü  desteklediklerinin  en  büyük  kanıtıdır.
Stratejik İzleme Enstitüsüne göre PKK, Avrupa Birliği'nde 19 terör örgütü içinde yer alan, 42 terör örgütü ve uyuşturucu kaçakçıları arasında kilit rol oynayan en önemlisidir. 
PKK aslında Avrupa Birliği'nde kaçakçılık piyasasını da  elinde tutmaktadır. Bu örgüt sadece madde üretmekle kalmaz, aynı zamanda zor ve şiddet kullanarak fon toplar, aynı zamanda maddeleri doğrudan satmaktadır.
2017 senesi  başında Avusturya ve Belçika ülkelerindeki eşzamanlı bir polis operasyonunda PKK'ya ait bir uyuşturucu madde kaçakçılığı şebekesi yok edildi. Bu şebekenin merkezi Belçika’daki HASSELT şehriydi. Belçika'daki ANVERS ve Hollanda'daki Rotterdam limanlarından giren uyuşturucu madde Avrupa çapında dağıtılıyordu."
Bir rapora göre,  PKK şebeke üyeleri uyuşturucu maddeyi Belçika Hasselt şehrine naklettikten sonar maddeyi 5 kilogramlık paketlerde araçlara yerleştirip saklayarak kendi temsilcileri aracılığıyla Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda ve İsviçre ülkelerine ulaştırılıyordu.
Belçika polisi kuvvetleri Belçika Hasselt şehrinde bu şebekenin merkezi olarak bilinen bir evde, 30 kilogram kokain 12 kilogram endüstriyel uyuşturucu madde birkaç silah ve nakit olarak 1  milyar Avro bulundu.
Terör örgütleri hükümetlerin hatalarından yararlanırlar. Yani hükümetin otorite sahibi olmadığı alanlarda suistimaller olur. Bu durumdan yararlanma ne kadar artarsa bu kuruluşlar da aynı ölçüde büyürler. Terör kuruluşlarının ikinci ve önemli sütunu ekonomik altyapıya dayanıyor.
Bu uyuşturucu madde piyasasında dönen para neredeyse bir yıllık ABD savunma maliyeti ile aynı seviyededir ve Türkiye'nin gayri safi milli hasılasından biraz daha yüksektir. Avrupa büyük uyuşturucu madde pazarının en önemli alanlarından biridir, PKK bazen pazarın % 80'ini kontrol ediyor, bu yüzden PKK örgütünün neden uzun yıllarca hayatta kaldığını bilmek zor değil.
PKK, kurulduktan kısa bir süre sonra uyuşturucu maddeyi bir mali kaynak olarak kullanmaya başladı. 1980'lerin başında, uyuşturucu maddenin hem üretimini ve hem dağıtımını ele geçirdi. 1982'de, PKK, Lübnan'daki Baalbek ve Haraman (o zaman Suriye’nin kontrolü altındaydı) kampları etrafındaki narkotiklerin yapımında yer aldı.
Beyrut, Sidon, Sur, Mirian ve Trablus limanları, bu aktarımın ana noktalarıydı. Madde oradan Kıbrıs Rum kesimi, Yunanistan ve İtalya limanlarına gönderiliyordu. Bu terör örgütü, narkotiklerin gönderilmesiyle büyük miktarda para kazanıyordu. Maalesef Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan, bu terör örgütünü Türkiye'ye karşı destekliyordu, ya da bu grubun uyuşturucu ticaretini destekliyor ya da görmezden geliyordu. Halen  aynı  ülkeler  bu  desteğe   devam  etmektedirler.
Sonuç  olarak ;
Türkiye, uyuşturucunun Avrupa'ya ulaşımında en önemli yollarından biridir. PKK'nın, doğudan batıya uyuşturucu kaçakçılığı için pozisyonun ne kadar önemli olduğunu anlaması çok uzun sürmedi. Teröristler büyük miktarda para olduğunu fark ettiler. İlk olarak, kaçakçıların seyahat etmelerine izin verdiler ve sınırlarda onların güvenliğini sağladılar. 
1980'lerde, Türkiye'nin doğu köylerinde ve sınır bölgelerinde düzenlendiği gibi bölgede PKK için güvenlik sağlamak zor değildi. Çünkü Türkiye'nin doğudaki köylerinde ve sınır bölgelerinde örgütleniyordu. Örgüt, İstanbul'a ve Avrupa'nın diğer büyük şehirlerine ulaştığında, PKK grubu için uyuşturucu transferi ve dağıtımı daha kolaylaşmıştı.
Bütün bu verileri incelediğimiz zaman, PKK'nın uyuşturucu ile büyüdüğü söylememiz şaşırtıcı değildir. Bu arada uyuşturucu, kaçakçılık, gasp/hırsızlık olaylarında yeni bir mafya ortaya çıktı. Bu oluşum, PKK mafyası olarak adlandırılabilir. Zihniyetini, terör örgütlerinin klasik zihniyetinin  de ötesine taşıdı.
Zamanla, dışardan katılımcılar bu ağı oluşturdular ve bu ağ Avrupa, Asya ve Afrika'ya yayıldı. Politikaları PKK grubuna aykırı olarak bilinen bazı örgütlerin de bu PKK mafyasına katılması şaşırtıcıdır.
ŞİMDİ ;  PKK İLE  MÜCADELE  SADECE  SİLAHLI  YAPISI  İLE  OLAMAZ  .BU  TERÖRİSTLERİN  HER  TÜRLÜ  PARA   KAYNAKLARININ  KURUTULMASI  GEREKMEKTEDİR.
PKK  VE  DİĞER  TERÖRİST  GURUPLAR  İLE  MÜCADELE  TÜRKİYE’NİN  ZAMANA  DAYANMAYAN  EN  ÖNEMLİ  MİLLİ  BİRLİK  SORUNUDUR.
 

Yazarın Diğer Yazıları