ŞAFAK PALA, YARIM ADAM KİTABINI OKUYUCUYLA BULUŞTURDU

Düzceli hukukçu Şafak Pala, 7 yıl 4 ayda yazdığı ''Yarım Adam'' isimli eserini Fethiye'de imzalayıp okuyucuyla buluşturdu. Fethiye Belediyesi Özer Olgun Kültür Merkezi salonu önünde kitaplarını imzalayan Şafak Pala, ''Yarım Adam'da özgürlük anlatılıyor. Konforlu eve hizmetçi olarak girip ev sahibi olarak çıkıyor. Yani sahip olduklarımız bize sahip oluyor'' diye konuştu.

  • 6785

İstanbul'dan Fethiye'ye tatile gelen Avukat Yazar Şafak Pala, 7 yıl 4 ayda tamamlayabildiği özellikle kitabı bölüm bölüm sosyal medyadan da yayınlayıp, okuyucu görüşlerini aldığı 'Yarım Adam' isimli ilk eserini Fethiye'de de okuyucularına imzaladı. Fethiye Belediyesi Özer Olgun Kültür Merkezi salonu önünde kitaplarını imzalayan Şafak Pala, okuyuculara kitabı nasıl hazırladığı hakkında bilgiler de sundu. 3 gün boyunca aynı yerde kitabını tanıtıp, imzalayacak olan Şafak Pala, ''Yarım Adam'' kitabında özgürlüğün anlatıldığını belirtip, '' Konforlu eve hizmetçi olarak girip ev sahibi olarak çıkıyor. Yani sahip olduklarımız bize sahip oluyor'' ifadelerini kullandı.
Pala; ''Bu kitabı yaklaşık 7 yıl 4 ayda yazdım. 6 buçuk yıl olduğunda 4 tane büyük yayınevine gönderdim ama bu yayınevlerinden cevap dahi alamadım. Sonra bu kadar ciddi bir uğraş olmasına rağmen neden cevap vermediklerini sordum. Bana dediler ki “bize ayda bin dosya geliyor o yüzden biz dosyalarla ilgilenemiyoruz. Küçük yayınevlerine gitmelisiniz. Kendinizi orada ispatlamalısınız.” Küçük yayınevleri de yayıncılık görevini yapamıyorlar.  Onlar dosyacı olmuşlar. Ve küçük yayınevlerine kitabı teslim ettiğinizde kitabın sahibi gibi bir şey oluyorlar. Bu açmazı şöyle halletmeye çalıştım ben; hemen kitabın sonunda ”siniye okura dönüş” diye bir başlık var. Bunun anlamı şu; ben yayıncıları,dağıtımcıyı vs. aradan çıkarıp doğrudan okura ulaşmayı denedim. Ve sosyal medyada arkası yarın şeklinde kitabı bölüm bölüm yayınladım. Dizi gibi yani. Bu ilgi gördü'' dedi.
''ÖZGÜRLÜK ANLATILIYOR''
Kitaptan bir bölüm de aktaran Şafak Pala; “Yazarın popülerliği metinden daha çok ilgi görüyor. Yayıncılar dosyayı bile okumuyorlar. Büyük Yayıncılarımızı protesto etmeye karar verdim. Ve sineye okura dönüp romanın bölümünün 2 Haziran 2018 tarihinden itibaren sosyal medyada yayınlamaya başladım. Kitabımın geleceğini değil, yayıncılar hiçbir aracıya ihtiyaç duymadan doğrudan ulaştırdığım okurlar karar verecekti. Okura dönmek hayatımın dönüm noktası oldu. Neden? Çünkü sahip çıktılar kendi sayfalarında yayınladılar benim yayıncım oldular. Aynı zamanda kitabın eksikliklerini de bulup editörlüğü üstlendiler. Bu benim ilk kitabım. Yarım Adam’da özgürlük anlatılıyor. Konforlu eve hizmetçi olarak girip ev sahibi olarak çıkıyor. Yani sahip olduklarımız bize sahip oluyor. Bu romanda büyük bir felaket oluşturuluyor. Bu felaket ile sahip olduklarımız ve vazgeçemediklerimizden bir anda kurtuluyoruz. İrade dışı bir kurtuluş bu. İrademizden kurtulamıyoruz. Çünkü biz bunlara bağımlı olduk. Yazar olarak ya da okur olarak hiç fark etmez. Yazarı da okuru da bağımlı. Hep dibine kadar bağımlıyız. Çıkamıyoruz bu işin içinden. Bir felaket olursa yani evimizi,arabamızı alırsa. İşimizi gücümüzü yok ederse ne olacak? Artık kaybedecek bir şeyimiz yok. Ne yaparız bütün mesele buydu işte. Bunu oluşturduktan sonra o sorunun cevabını aradık. Özellikle bir tane karakterim var. Mimari, kitap onun için okunuyor diyebilirim. İstanbul karakteri felaketten sonra istediği ortamı buluyor.Onun ne yapabileceğini görmek istedim ben de açıkçası bu romanda. Kitap onun üzerine kuruldu. Yeniden eski hayatındaki modern dünyanın nimetlerine mi dönecek yoksa bunların hepsinden kurtulup yıkımın içinden yeni bir hayat çıkarabilecek mi ? Bu yeni hayatı sürdürebilecek mi ? Kitap bunu tartışıyor. Biraz konusu zor ve ağırdı ama onu hikayenin içinde eritmek gerekiyordu. Benim için de aslında şöyle bir şey var, bir roman yazarının sorumluluğu ne köy kurmak, ne felsefe yapmak, ne de hakikati arayıp kalemin ucuyla bulmak. Ben ilk başta bu hatalara düştüm'' dedi.

''HEYKEL KENDİNİ YONTMAYA ÇALIŞIYOR''

Pala; ''Şafak Pala’nın olmak istediği kişi bu kitapta İstanbul. Olduğum kişi kitabın içinde Savaş. Şafak Pala hukuk fakültesinden iyi bir derece ile mezun olan idealist bir insandı. Ne kadarı kaldı bilmiyorum işte yarım adam diye boşuna demedim. Yarısı bile kalsa benim için çok iyi Şafak Pala’dan. Ben avukatım, hukuk fakültesine giriş amaçlarımdan hiç birini bırakmadılar bana. Ben de bu romanda yeni bir dünya yaratırsam o dünyanın içinde idealist olan kendimi yakalarım dedim. Kitap kapağındaki heykel çok bilinen bir heykel. Siyah içinde beyaz,beyaz içinde siyah. Ve bu heykel kendini yontmaya çalışıyor. İşte ben bu heykelim, kendi karanlık tarafımı zıtlıklarımı yontmaya çalışıyorum. Çekicim de kalemim. Ben avukatım ama avukatlıkta bu karanlık tarafı tokmaklayıp yok ettiğinizde itibar ve para kaybediyorsunuz. Kenara köşeye itiliyorsunuz. Saçma sapan insanların emri altında çalıştırılıyorsunuz. Ben de karanlık tarafımı yazarak yontabileceğimi anladım. Şafak Pala işte bu yüzden bu kitabı yazdı'' diye konuştu.  

Bakmadan Geçme