• Haberler
  • Güncel
  • Kaytan '24 Temmuz Basın Bayramı Değil, Mücadele ve Dayanışma Günüdür'

Kaytan '24 Temmuz Basın Bayramı Değil, Mücadele ve Dayanışma Günüdür'

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonuna bağlı Ege Gazeteciler Federasyon Genel Başkanı ve Muğla Büyükşehir Gazeteciler Derneği Başkanı Cem Kaytan,  24 Temmuz Basın Bayramı'nın bu yıl da kaygı verici bir ortamda geçtiğini söyledi.

  • 694

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonuna bağlı Ege Gazeteciler Federasyon Genel Başkanı ve Muğla Büyükşehir Gazeteciler Derneği Başkanı Cem Kaytan,  24 Temmuz Basın Bayramı’nın bu yıl da kaygı verici bir ortamda geçtiğini söyledi.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonuna bağlı Ege Gazeteciler Federasyon Genel Başkanı ve Muğla Büyükşehir Gazeteciler Derneği Başkanı Cem Kaytan,  24 Temmuz Basın Bayramı’nın bu yıl da kaygı verici bir ortamda geçtiğini söyledi.

EGF Başkanı Kaytan; yaptığı yazılı açıklamada 1946’da alınan bir kararla 1908’de  2’nci Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte Türk basınından sansürün ilk kez kaldırılmasının “Basın Bayramı” olarak kutlanmasının kararlaştırıldığını hatırlatarak, “Bugün maalesef hapiste 90’dan fazla gazetecinin tutuklu veya hükümlü olarak bulunduğu, sansür, oto sansürün sıradanlaştığı, yaratılan korku atmosferiyle, işinden ayrılan veya ayrılma zorunda bırakılan çok sayıda işsiz gazetecisiyle, erişim yasaklarıyla, karartılan ekranları ile Türkiye basın bayramını kutlayamamaktadır” dedi.

Kaytan,  1971’e kadar 24 Temmuz’un “Basın Bayramı” olarak kutlandığını ancak daha sonra “Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü” ilan edildiğini hatırlatarak;  “Bizim açımızdan bu gün mücadele ve dayanışma günüdür” dedi. Medyadaki sorunların basın çalışanları ile yürütme ve yasama arasındaki işbirliği ve diyalogla çözülmesinin en doğru yol olacağını kaydeden Kaytan, “Ben dedim oldu anlayışıyla veya ülkenin en büyük medya sivil toplum kuruluşlarını, sendikaları dışlayarak, ‘sen, ben, bizim oğlan’ anlayışıyla çalıştaylar düzenlemek sorunlara çare değil, ilave problemler yaratacaktır,” dedi. 

“Sorunların çözümü için diyalog ve işbirliği gerekir”

Kaytan,  Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Türkiye’nin en önemli cemiyetlerini, meslek örgütlerini çağırmadan, fikrini almadan yapılan her düzenleme zaten meşruiyetten yoksun olacağı bilindiği halde son düzenlediği sanal toplantıda gazetecilerin özlük haklarını konuşmaya çalışmasının eleştiriye ve farklı fikirlere alerjinin son göstergelerinden birisi olduğunu söyledi.

Kaytan, “Keza, çok uzun süredir Türkiye’de özellikle çalışanların özlük haklarını, sorumlulukları düzenleyecek sanal medya düzenlemesine ihtiyaç olduğunu vurgulamamız ve daha önce kadük olan çalışmaya yaptığımız değerli katkılara rağmen, bütün önemli cemiyet ve sendikaların dışlanarak ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla bir internet medyası taslağının ortaya atılmasının mantığını anlamak çok zordur” dedi.

Türkiye’de yıllardır “gazeteci kim” sorusuna cevap aranmakta olduğunu ve herkesin kendince bir gazeteci tarifinde bulunduğunu hatırlatan Cem Kaytan, hayatını haber toplamak, yazmak ve yaymak ile kazanan tüm medya çalışanlarının ayrımsız gazeteci görülmesi gerektiğini belirtti. “Hep söylemekte, hatırlatmaktayız. Gazetecinin eğrisi, doğrusu, candaşı, yandaşı olmaz. Gazeteci haber yazar. Doğrudan yana olur. Ne ideolojinin, ne de bir siyasi partinin ya da güç odağının kalemşoru olmaz. Her zaman haberden, doğrudan yana olur, olmalıdır” dedi.

Özgür ve demokratik toplumlarda örgütlenme, ifade ve basın özgürlüğü, bilgi edinme, eleştirme, protesto etme ve gösteri düzenlemenin temel haklar olduğunu hatırlatan Kaytan şunları ekledi: “İfade özgürlüğü ve onun temel bir öğesi olan basın özgürlüğü hem ulusal düzenlemelerle hem de uluslararası beyannamelerle bu nedenle teminat altına alınmıştır. İfade ve basın özgürlüğü önündeki her engel demokrasiye vurulan yeni bir darbe, engellemedir. İfade ve basın özgürlüğünün baskı altına alındığı, sansür, oto sansür mekanizmalarıyla sınırlandığı, yoksunlaştırıldığı ve hatta algı operasyonları yapılarak muhalif seslerin susturulduğu durumlarda demokrasiden bahsedilmesi mümkün değildir”
 

Bakmadan Geçme