Kayacık, AK Parti Disiplin Kuruluna Savunmasını Verdi
Türk Kızılay Muğla Şube Başkanı Yusuf Kayacık 15 Haziran tarihinde attığı Cumhurbaşkanı Danışmanı, Spor Bakanı Yardımcısı ve Milli Güreşçi Hamza Yerlikaya tweetinin ardından görevinden alınmıştı. Kayacık üyesi olduğu AK Parti'den de ihraç edildi. Kayacık AK Parti il disiplin kuruluna savunmasını verdi.
Muhabirimiz Ferdi Yavuz'un haberine göre;
Muğla İl Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından Yusuf Kayacık’a tebliğ edilen belge ile Kayacık, AK Parti’den ihraç edildi. Kayacık, AK Parti il disiplin kuruluna savunmasını verdi.
Kayacık savunmasında şu ifadelere yer verdi; “ Sayın muhatap ( yazışma kültüründe böyle bir hitap şekli olmasa da tarafıma gönderdiğiniz
ihtarnamede şahsıma bu şekilde hitap ettiğiniz için benimde aynı şekilde karşılık verdiğimi bilmenizi isterim)
Şahsıma gönderdiğiniz ihtarnameyi okudum ve inceledim. İhtarnameyi iki açıdan ele almak gerektiğini düşünüyorum.
1- Usul yönünden baktığımızda şahsımın, "parti yöneticileri, üyeleri veya parti tüzel kişiliği hakkında basın yayın araçları ile kamuoyu önünde gerçek dışı haber yaymak, iftira, hakaret, karalama veya küçük düşürücü beyanlarda bulunmak" fiillerini içeren Ak Parti tüzüğünün 117/7. Maddesi dikkate alınarak kesin ihraç talebi ile disipline sevk edildiği görülüyor. Ancak, suç unsuru olarak gödüğünüz, milli güreşçi Hamza Yerlikaya'nın Vakıfbank yönetim kurulu üyeliğine yapılan atamasını doğru bulmadığım yönündeki paylaşımım, basın yolu ile değil, tamamen şahsıma ait sosyal medya hesabımdan yapılmış bir paylaşımdır. Aynı şekilde bu paylaşım 117/7. Maddede belirtilen gerçek dışı haber yaymak, iftira, hakaret, karalama veya küçük düşürücü beyanlarda bulunmak fiillerinin hiç birisini içermemektedir. Bununla birlikte, yine il başkanı için kullandığım "kırmızı bavullu arkadaş" deyimi, kendisinin de kabul ettiği üzere, bizzat kendisi tarafından Muğla siyasi literatürüne sokulmuş bir kavramdır. Tıpkı şahsıma " Baytar Yusuf" dendiği gibi, kendisi de Muğla kamuoyunda kırmızı bavullu siyasetçi olarak tanınmaktadır. Dolayısı ile kendisini tanımlamak için kullandığım bu cümle, ne kendisini küçük düşürmek, nede incitmek amacıyla söylenmemiştir. Ayrıca, bütün Muğla kamuoyu çok yakından bilir ki, bu arkadaş espri yapmayı çok sever. Hatta kadınlar için kullandığı " kıllı, kılsız .." Ve sonradan Ak Parti'ye katılan liberal demokratlar için kullandığı " orası babanızın eviydi burası kocanızın evi " gibi efsane olmuş esprileri vardır. Bu yüzden kendisine " kırmızı bavullu arkadaş " denmesinden bırakın rahatsız olmayı, hoşuna gitmiş olabileceğini bile düşünüyorum.
Görüldüğü gibi gönderdiğiniz ihtarnamede üzerime atılı bulunan suçlamanızda söylendiği gibi "parti yöneticileri, üyeleri veya parti tüzel kişiliği hakkında basın yayın araçları ile kamuoyu önünde gerçek dışı haber yaymak, iftira, hakaret, karalama veya küçük düşürücü beyanlarda bulunmak" suçlarının hiç biri bu paylaşımlarda işlenmemiştir. Ancak ille de bir suçlama yapılacaksa (her ne kadar
ortada suç olmasa da), tüzüğümüzün uyarma cezası ve bu cezayı gerektiren haller başlıklı "Parti yöneticileri ve üyeleri hakkında basın yolu ile incitici beyanda bulunmak" 114/4. Maddesini dikkate alıp, siyasi hırs ve hesaplaşma arzusunu bir kenara bırakıp bir uyarma cezası için ihtarname gönderebilirdi. Keşke bu ihtarnameyi yazarken tüzüğümüz bir kez gözden geçirilseydi yada işin ehli bir avukata danışılsaydı da böylesine bir yanlış yapılmasaydı. Bu nedenle Ak Parti tüzüğünün kesin ihraç suç ve cezalarını içeren 117/7. Maddesi üzerinden tarafıma ihtarname göndermeniz usul
yönünden doğru değildir.
2- Esas yönünden baktığımızda Güreşçinin banka yönetimine atanmasını doğru bulmadığım yönündeki paylaşımım tamamen şahsi fikrim olup parti yada bir şahısla hiçbir şekilde ilgili değildir. Gerek Anayasanın "düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti" başlıklı 26. Maddesi dikkate alındığında, gerekse "Parti tüzüğümüzün, üyelerin hakları ve yükümlülükleri başlıklı " parti üyesi, hiçbir ayrım gözetmeksizin toplumu oluşturan her bireyin insan olmasından kaynaklanan temel haklar ve özgürlükler önündeki engellerin kaldırılması için üzerine düşen çabayı azimle ve kararlı olarak, gücü ve becerisi nispetinde ifa eder." Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu ve bu bütünlüğün toplumsal, ekonomik ve Siyasal Hak ve Bireysel Özgürlüklerin Sağlanması ile mümkün olacağı bilinciyle hareket eder. " denilen 14. Maddesi dikkate alındığında bu paylaşım bırakın suç olmayı mensubu bulunmaktan gurur duyduğum ve sekiz yıldır başarısı için ter döktüğüm partimizin yanlış bir uygulamadan dönülerek yara almaması adına yapılmış bir paylaşımdır.
Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı kınadığım yönündeki akıl almaz suçlamaya gelince, yaptığım sosyal medya paylaşımı okunduğunda, ortalama orta okul seviyesinde bile Türkçe bilen birisi, atamayı yapan kişinin değil, yapılan uygulamanın kınandığını anlar. Kaldı ki, dün söyledim bugün de söylüyorum, bütün kamuoyu tarafından tepki gören ve vicdanları yaralayan bu atamanın Sayın Cumhurbaşkanımızın bilgisi dışında yapıldığından hiç kuşkum yok. Zira Sayın Cumhurbaşkanımızın bilgisi olsaydı millet tarafından böylesine tepki gösterilen bir atamaya asla izin vermeyeceğine olan inancım tamdır.
Sonuç olarak Hem usul hem esas yönünden tamamıyla yanlış, il başkanının siyasi hırs ve emelleri uğruna zorlama ile alındığı her hali ile belli olan, disipline sevk kararının, kurulunuz tarafından dikkate alınmayarak, iade edilmesi en doğrusu olacaktır. Son olarak çocukları fetö okullarında okuyan, danışmanı fetö terör örgütüne üye olmaktan hapis cezası alarak halen hapiste olan birinin siyasi hırsı nedeni ile bu ve benzeri yapılanmaların önünden bile geçmemiş, tertemiz bir siyasi geçmişi olan şahsımı, bağlılıkla hizmet etmekten gurur duyduğum partimizden ihraç istemiyle disipline sevk etmesinin, beni derinden yaraladığını kurulunuzla paylaşmak isterim. Ayrıca partimizden ayrılmam eğer oyumuzu artıracaksa, kurulduğumuz günden beri iki olan milletvekili sayımız üç olacaksa, eğer ayrılmam ile Büyükşehir Belediyesi alınacaksa ayrılmaya hazır olduğumu bilmenizi isterim. Gereğini arz ederim.”