YETİM'İ YANINDAN AYIRAMIYOR
YETİM'İ YANINDAN AYIRAMIYOR
HAYDOS BAŞKANI DAĞDELEN; ''HAYVANA ŞİDDET YASALAŞMALI'' Ortaca Haydos Başkanı Türkan Dağdelen 13 yıl önce sokakta bulduğu 'Yetim' isimli köpeğini bir dakika bile yanından ayırmıyor. Ortaca ve Dalaman'daki hayvan barınakları ile yakından ilgilenen Türkan Dağdelen, Haydos Bakım Evi adını verdiği çok sayıda köpek ve kedi ile de yakından ilgileniyor. Yetim isimli köpeğinin defalarca ölümden dönmesi ve yaşlanması nedeni ile birlikte Muğla ve İlçeleri'nde değişik manzaralarda fotoğraflar çektiren Türkan Dağdelen, Fethiye'nin Çalış Plajı'nda da Yetim isimli sevimli sokak köpeği ile bir zamanlar ''biri bizi gözetliyor'' programında yer alan Hülya'nın objektifine pozlar veriyor. Yetim'in yaşlandığını ifade eden Türkan Dağdelen, ''O ben bulduğumda bakıma muhtaç bir haldeydi. Ardından zehirlenme olayı yaşadı. Hayata döndürdük. Onunla birlikte değişik manzaralarda fotoğraflar çektiriyoruz. Yetim benim her şeyim'' ifadelerini kullandı. Dağdelen; ''Ama Yetim’le tanıştıktan sonra sokak hayvanlarının ne kadar mağdur olduklarını anladım. Sürekli zehirleniyorlardı veya zehirlenmeyenler toplanıp dağlara atılıyordu. Bir ilçe toplayıp başka ilçelere atıyorlardı. Oysa bütün dünyanın bulduğu bir çözüm var: Kısırlat, aşılat ve yaşat. Bir iki, bir iki derken bugün Haydos bakım evi oldu. Bakım evi Dalaman’da 60 dönüm arazi üzerinde ve 600’ün üstünde köpek var, 6 tane eşek var. 140’a yakın da kedi var. Bunların hepsi mağdur, insan mağdurları diyebiliriz'' dedi. Yetim isimli köpeğine 'kara kızım' diye seslenen Türkan Dağdelen; ''Bu kara kıza gelince benim Haydos bakım evi kurmamda ilk neden olan köpek budur. Daha doğrusu Türkiye’ye geldiğimde ilk elimin dokunduğu hayvan budur. Ciddi şekilde sorunlarına eğildim. O günden beri benimle. Tabi Haydos bakım evi Türkiye’nin ilk, tek, özel büyük barınağı. Tabi halkın deyimiyle barınak ama bakım evi. Tabi orası bir günde gelişmedi. Orası çok güzel bir yer yemyeşil, havuzlar var, hayvanlar rahat bir şekilde yaşıyorlar. Hiçbiri zincire bağlı değil. Hepsinin aşısı var ve periyodik bir hayatları var. Sürekli besleniyorlar. Tabi biz o hayata, bugüne bir gece de gelmedik. Çok sıkıntılar çektik. Hala da çekiyoruz. Yetimle biz neler yaşamadık ki? Açlık grevi yaptık. Ben aç bırakmadım ama bir zamanlar Devlet yetkililerinin bu işi yapması gereken belediyelerin, kaymakamların, valilerin dikkatini çekmek için bir açlık grevimiz oldu. O yanımdaydı, sel bastı yanımdaydı. 2 defa zehirlendi. Bu arada kendisi tavuk öldürür. 1. derecede tavuk katilidir. O barınağın 10 yıllık her şeyini benimle birlikte yaşadı. Artık yaşı da baya oldu. Felç de geçirdi. Burada benim çok sevdiğim bir arkadaşım var belki hatırlarsınız. Bir zamanlar 'Biri Bizi Gözetliyor' diye bir program vardı. Eminim herkes hatırlar. Hülya da kendisi profesyonel bir fotoğrafçıdır. Yetimin durumunu anlattım dedim ki; yaşlandı felç de geçirdi ben artık onun düzgün bir fotoğrafının çekilmesini istiyorum. Dedim çeker misin? Seve seve diyerek kara kızımla birlikte resimlerimizi çekiyor'' diye konuştu. ''İŞKENCE VE ŞİDDETE AĞIR CEZA VERİLMELİ'' Hayvan hakları konusunda Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'na seslenen Türkan Dağdelen; ''Hayvana şiddet ne bizim dinimize, ahlakımıza, kültürümüze yakışan bir şey değil. Hayvan hakkı koruyucuların derdi çok büyük. Çevre ve Orman Bakanımız Sayın Veysel Eroğlu ne zaman elle tutulur, gözle görülür. Hayvana işkencenin, şiddetinin kabahatler kanunundan çıkartılıp da suça girdiği günleri ne zaman gösterecekler? Bunu bekliyoruz'' ifadelerini kullandı.