Kaya köy efsanesi
Sevim Tutar Arıcak
- 648
Hüzünle gökyüzüne açılmış elleri
Yanmış Rum meleklerin ciğerleri
Söküp atmışlar perdeleri
Kapanmadı bir daha pencereleri
Gözü yaşlı gidenleri bekler gibi
Çiçeklerime basma der gibi
Hüznüme dokunma der gibi
Halâ ağıtları duyulur gibi
Yaslanmışlar dağın yamacına
Dizi dizi dizilmişler inciler gibi
Dokunmayın
Dinleyin izleyin
Yaşayın acımızı hissederek der gibi
Yasta halâ bu evler
Hüzünle döner geri gelenler
Yaşarlar mı bilmem buradan gidenler?
Bir değil bin değil ağlayıp da gözünü silenler
Kaya köyde o acının konakları
Taş duvarlara sinmiş,
Buram buram yaşanmışlıkları
Hasrete açılır sokakları
Birbirinden gizli gizemleri
Hatırladıkça üzülürüz
İçimizden sökülüp de gidenleri
Bülbüle eş idi dilleri
Acı kokar kaya köyün evleri
Sızlar hatırladıkça burnumuzun direği
Gittiler, gittiler bir güneşli günde
Geri gelmeyi umut ederler gibi