Sevim Tutar Arıcak

Bugün bir anne daha içinden ağladı

Sevim Tutar Arıcak

  • 4510

Tok gözlü bir annenin açgözlü evlatları olacağını düşünemezdiniz elbet
Ama maalesef her biri yarışa girermiş en büyük payı ben kapayım diye.
Oysa o anne hiçbir zaman ömrü boyunca tam olamadı, her zaman yarımdı, 
Yalnızdı ve en kötüsü de o anne hep yaralıydı.

Onun yüreğindeki yangının bir türlü sönmediğini, hayata hep yenik eksik ve
Bu cennet dünyada cehennemi yaşadığını kimse bilmek istemedi. 
Onun içindeki yangın yalnız kendisini yakıyordu.

Her acıya her haksızlığa sustu, sustu sustu ve halâ da susuyor. Birisi de bugün,
Canın ne istiyor, sen bu konuda ne düşünüyorsun diye sormaz. Onun istekleri
Kimsenin umurunda değil.

Bu zavallı annenin uzun ömrü boyunca nasıl bir yangının ortasında kalıp yandığını,
Doğduğuna bin bir kere pişman olduğunu anlamayıp, bilmek istememelerine rağmen
Hayat dolu neşeli hayata sıkıca tununmuş bir kadın olarak devam etmesi ve acıya karşı
En büyük eylemi gerçekleştirdiğini kaç kişi bilebilirdi ki!

Kaç evlat annesinin gözbebeklerinin içine bakıp onunla sessiz bir iletişime geçiyor?
Susmak hele de bir annenin evlatlarına karşı susması, onların leş kargaları gibi bir birini
Gagalayıp yaralamasını izlemek tepkisiz dingince seyretmek nasıl bir sabırdır diyesi,
Geliyor insanın.

Her evladının evine bolluk bereket yağmışken, o anne kendi yokluğuna seviniyordu,
Yeter ki çocuklarımda olsun, ben aç ölsem ne olur, bu dünyada hiç tamahım kalmadı,
Diyebilen bir anne…

Bir gün de demez ki! Bana onu bunu şunu alın eksiğim var dediği duyulmaz, bir 
Çocuğuna yük olup, bir kuruşluk menfaat istemez.

Bir anne ki! Yoklukların içinden tok çıkmış, kimseye boyun eğmemiş, bir lokma
Kuru ekmek istememiş, aç olsa dahi tokum ben diyerek düştüğü duruma kafa tutmuş
Bir anne o…

Böyle tok gözlü gururlu ve dik başlı bir annenin seyrettiği, gördüğü ve duydukları
Onu hayrete düşürdüğü halde tepkisiz, sesiz sinema gibi izliyor olup biteni. Arada bir
Kendisini anlayan tek evladıyla göz göze gelip bakışıp anlaşıyor olması tek şansı olsa 
Gerek.

Bu annenin eli ayağı tutarken daha yataklara düşmeden evlatları tarafından yaralanıp
İçin için ayaktayken öldüğünü, üzüntülerinin altından dualara sığınıp, dört duvarlara 
Çarpan acı ağıtlarını duymak istemez elbet hiçbir evlat ama biri mutlaka onu takip
Eder ve dinler.

O da geçip gidecek bu kendisi gerçek ama içinde yaşayanların yalan olup gittikleri
Gibi tıpkı yıllar önce beni kimseye muhtaç etmeden. Beni yataklarda yatırmadan ayaktayken
Al emanetini ALLAH’ım  diye dua eden o asil baba gibi. O baba yatmadı kimse altına 
Pislettiğini görmedi. Bir bardak su istedi eşinden ve o bir bardak su gelene kadar son nefesini
Verip tertemiz hakka kavuşan o babanın kıymetini kimse bilemedi.

Böyle şerefli bir babadan, böylesine asil ve gururlu bir anneden geriye kalanların yolunu
Rotasını ayrı çizdiği, kimse kimseyi görmek istememesinde  bir ilahi adalet mi? Yoksa bir ibret 
Mi? Saklı bilinmez ama Allah’ın kullardan ve bu dünyadan büyük olduğunu, insan ruhunun
Gizlerinde vicdanın er ya da geç sahibiyle konuştuğuna inanan birisi olarak umarım bu tür
İnsanlar huzur içinde ölebilirler diyorum.

İşte ben bu Allah vergisi güçlü bilge annelerin hayranı olarak, Allah evladın hayırlısını
Nasip etsin diyorum. Anne baba ne kadar asil olursa olsun, evlatların içine şeytan girince
Nefes çıkmadan,  o şeytan  girdiği bedenden çıkmıyor maalesef.

Her insan gölünün, yüreğinin götürdüğü yöne gider ve bu yolun ekmeğini yer.
Kalmaz kimsenin kimsede ahı, sabaha çıkmadan mazlumun ahı indirir Şahı.


 

Yazarın Diğer Yazıları