Sevim Tutar Arıcak

AYRIŞTIK

Sevim Tutar Arıcak

  • 996

Boğaz tokluğuna çalıştığımız, tarlalarda ırgatlık ettiğimiz, yamalı şalvar giydiğimiz, mavi lastik ayakkabılar giydiğimiz, tek çeşit yemeği tek kaba koyup hepimiz kaşık salladığımız zaman sevmeyi biliyorduk. Ayrışmayı kutuplaşmayı öğrenmemiştik ama artık hepimiz öğrendik.
    Dini inancını rengini, giyim tarzını, maddi ve manevi statüsünü bahane ederek, bir birimize alçaktan ya da tepeden bakarak, yaşadığı semte bakarak ayrıştık.
     Karnımız doydu evimiz ısındı, naylon çadırlarda dinlediğimiz yağmurun sesini duymaz oldukça çeşit çeşit giysilerimiz oldukça bir birimize sarılmaktan vazgeçtik.
     Hepimiz biraz insan olmaktan vazgeçtik.
Hayvanları sevmeyi unuttuk mesela, insanları sevmeyi karşılık beklemeden yardıma koşmayı unuttuk. Hepsi bizim olsun, en güzeli benim olsun istedikçe bir birimizden uzaklaştık.
      Hepimiz siyaset yapmayı, atıp tutmayı tozu dumana katmayı, hatır gönül bilmeden kalp kırmayı hep beraber öğrendik, bir birimizin yüzüne söyleyemediklerimizi arkasından söylemeye cesaret edebildik gıybeti öğrendik şükürler olsun bize.
      Zenginse yalakalığı, fakirse horlamayı görmezden gelmeyi hep beraber öğrendik.
     Çıkar ilişkilerimiz prensiplerimizin önüne geçti. Rol yapmayı racon kesmeyi, insan olarak insanı üzmeyi ayırıp ayrışmayı, sırtından vurmayı, dürüstlük kavramını enayilik olarak kabul ettikçe bir birimizden ve vicdanımızdan uzaklaştık. Bu uzaklıklar bize bir birimizden ayrılmayı ayrışmayı farklı gerekçeler ve bahanelerle çok güzel öğretti.
      Kendi soyumuzdan akrabalarımızdan ve hatta aile bireylerimizden acaba bana nereden zarar verir diye şüphe eder korkar hale geldik. 
      Üzüntüyü acıyı ve çaresizliği ancak kendi başımıza geldiğinde hissedebiliyoruz. Bazen toprağın kokusunu unuttuğumuz için bunların başımıza geldiğini düşünüyorum, fazlaca boş vaktimiz mi oldu? Üretmekten vazgeçtikçe bir birimizi tükete tükete ayrıştık.
      Doymaz bir çöp kovasına döndü açgözlü hırslarımız. Meydanlar bizim kimin atı daha hızlı koşarsa artık. Ezilen tepilen korkan sahaya inmesin modundayız.
      Hepimiz bir birimize patlamak saldırmak için fırsat kollar hale geldik.
      Hep ben, ben haklıyım, ben biliyorum ben ben, ben dedikçe, kardeşim, arkadaşım dostum demeyi unuttuk. Benim gibi düşünmüyorsun dedik kızdık küstük kavga ettik ve nihayet ayrıştık ayrıldık, dönüp arkamızı hemen çizdik üzerini sildik.
      Ayrılıp ayrıştıkça huzurumuz bozuldu, sinirlilik asabilik ve yalnızlık elimizde kâr kaldı, bu kâr payı ile bol bol hisselerimiz oldu ve bunları bir birimizle yarıştırdık. Şimdi kaybetme korkusuyla sessize aldık kendimizi ve öylece sinmiş ayrışmış vaziyette ayrı ayrı beklemedeyiz.
       Hepimiz huzursuz ve mutsuz olduğumuz halde sanal ortamlarda bol bol gülümseyip, bir birimizin dişlerinin beyazlığına bakıyoruz ve halâ bir birimize insanlığa ne kadar zarar verdiğimizin farkında bile değiliz.
      Bir daha ne zaman bir bütün tam oluruz bilmiyorum. Ayrışmak bize iyi gelmedi, kavga bize yaradan başka bir şey bırakmadı.
      Yalnız bireyler yalnız toplum olarak bilinmeze doğru yol almaktayız.
 

Yazarın Diğer Yazıları