Seval Kurnaz

Kadın olmak zor mudur?

Seval Kurnaz

  • 1831

Merhebalar sevgili okuyanlar.
Kadın olmak zor mudur? diye bir soruyla başlamak istiyorum sözlerime.Aslında cevabı çok göreceli olan,bir soru cümlesi oldu bu? Dünya kadınlar günü yaklaşıyor malum. Konu aslında çok boyutlu ve tartışmalı bir konu.Yıllardır tartışırız,kadınla erkek eşit midir?diye ama,hala da bir sonuca varabilmiş değiliz.Bazılarımız,kadınlar günü var da erkekler günü niye yok diye bile isyanlarda.
8 Mart 1857 ‘de ABD de 40.000 dokuma işçisi kadın,daha iyi koşullarda çalışmak amacıyla grev yapar.Çıkan olaylarda,129 kadın işçi yanarak can verir.Hikaye son derece hazin tabii.
Her yıl 8 Mart tarihinden hareketle;kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesi ile ilgili iyileştirmeler  amaçlanıyor.Ama kutlamalar yapılıyor diyeceksiniz.Aynı zamanda kadınların ekonomik,siyasi ve sosyal başarılarının kutlanması da kapsam dahilinde.
Bizde ilk 1921 de başlıyor 8 mart ile ilgili ilk faaliyetler.1984’den bu yana da  kadın dernekleri tarafından  “Dünya kadınlar günü” olarak kutlanıyor.Dünya genelindeki Kadın Hareketleri, bizde de Tanzimat döneminde başlıyor.Cumhuriyet dönemi’yle de Yasal düzenlemelere gidiliyor.Konuya sadece yasalar üzerinden baktığımız zaman aslında bir çok şey yolunda görünüyor. Ancak model aldığımız ülkeler kadın hakları konusunda istenilen bir dönüşüm gerçekleştirmiş.Sözde ya da kağıt üzerinde kalmamış yani. 
Kadın cinsini ifade etmek için,günlük dilde bayan veya  hanım kelimesi kullanılıyor.Ama Akademide ,erkek kelimesinin karşılığı olarak  Kadın kelimesinin kullanılması kabul görüyor. Ayrıca, kadın erkek eşitliği yerine “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” terimi kullanılıyor.Kadın veya erkeğin tüm yaşam alanlarında gerçek bir eşitliğe sahip olabilmeleri için.
Kadın olarak, toplumda kendini var etmek epeyce meşakkatli bir süreç. Yaşam koşullarındaki eşitsizliğin önlenmesi,yani kadın veya erkek diye ayırım yapmadan eşit muameledir asıl sorun. Eşit şansa sahip olmak,sosyal adaletin tecelli etmesidir amaçlanan aslında. 
Şiddetin her türünü yaşayan kadın nasıl güçlü kalabilir?
Koruyucu ve iyileştirici sağlık hizmetlerine gidemeyen veya götürülmeyen kadın yaşamını iyilik halinde devam ettirebilir mi?
Hem Evinin,yetmiyor Dünyanın da her yükünü omuzlayan kadın,hem mutlu olup,hem de çevresini mutlu edebilir mi? Mutlu olmayan kadın,mutlu çocuklar yetiştirebilir mi?
Güçlenmesine izin vermeyip,bütün gücünü de alırsanız elinden iyi anne,iyi eş,fedakar cefakar olarak en üst seviyede biçilen toplumsal rol ve sorumluluklarını nasıl yerine getirebilir?
Toplumun yarısını kadın cinsi oluşturduğuna göre,bu halde,sağlıklı bir toplumun varlığını kim iddia edebilir.Ben burada hiç hamaset içeren cümleler kuramayacağım.Aile en küçük yapısı ise toplumun,eşit yaşam şansına sahip olamıyorsa Kadın,kimse kimseyi kandırmasın.
Kadının,ekonomik hayatta düşük ücretle çalıştırılması,ya da sadece kadın olduğu için iş güç sahibi olamaması. İş hayatında kadın olduğu için yükselme şansının elinden alınması. Siyasi yaşamda seçmen olarak değerli bilinip,seçilen olarak listelerde görünmeyişi.
Sadece kız çocuğu olduğu için,okula gönderilmemesi,Eğitim hakkının elinden alınması. Her şeyi bi kenara koyalım.Yaşama hakkının eliden alınması.
Bu  8 martta da herkes bir şeyler söyleyecek.Çiçekler güller hediyeler alınacak kadınlara.Kadınla ilgisi olan olmayanlar kampanyalar düzenleyecekler.Moda günlerine dönecek ortalık.Büyük büyük sözler edilecek.Demeçler verilecek.Anamız,bacımızdır onlar,baştacımızdır bizim denilecek.Büyülü gün bitecek.Külkedisi masalındaki gibi gerçeğe dönülecek yeniden.
Sonuç olarak,Kadının ağır toplumsal sorunları yaşanmaya ve  maalesef yaşatılmaya devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları