Serdar Kaya / Sağlık Olsun

Kızlarda ergenlik - menarş

Serdar Kaya / Sağlık Olsun

  • 4013

Ergenlik: cinsel olgunluğa geçiş için kullanılan bir terimdir ve ergenlik döneminde olan fiziksel değişimleri simgelerler. Ergenler ayrıca bilişsel ve psikososyal olgunlaşma da yaşarlar. Ergenlik döneminde en göze çarpan değişiklikler, boydaki büyüme ve ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişmesidir. Ergenliğin sonunda doğurganlık ve kemik gelişimi, beyin gelişimi ve kardiyovasküler sistem gelişimi ile tamamlanır.
Ergenliği tetikleyen iki ana olay Gonardarş ve Adrenarş’tır.


Gonadarş: Gonadların Hipofiz bezinden salınan FSH ve LH hormonları sayesinde uyarılıp aktivasyonudur. 


Adrenarş: böbreküstü bezi korteksi tarafından androjen üretiminin artmasıdır. Erken ergenlik ve geç ergenliği belireyecek olan Gonardarş ’tır. 
Bu hormonal değişikliklerin vücutta olduğu sekonder cinsiyet değişiklikleri Telarş, Menarş ve Pubarş’tır. 


Telarş: yumurtalıklardan salınan Estrojen hormonuna bağlı meme dokusu gelişimidir. 


Menarş: ilk adet kanamasıdır. Bu ilk adet kanaması genellikle yumurtlama ile ilişkili olmayıp Estrojen hormonunun rahim içi zarı endometrium tabakası üzerindeki etkilerinden kaynaklanır. Ergenlik olgunlaştıktan sonraki normal adet döngülerinde adet kanaması, yumurtalıklar tarafından üretilen Estrojen ve Progesteronun karşılıklı etkileşimi nedeniyle oluşur.


Pubarş: böbrehüstü bezden salgılanılan androjenlerin etkilerinden kaynaklanan kasık kıllarının ortaya çıkması, büyümesi ve kalınlaşmasıdır. Terim aynı zamanda koltuk altı kıllarının büyümesi, apokrin vücut kokusu ve sivilceler için de uygulanır. Zamanla genital bölgede de cilt dokusu ve dudaklarda da belirginleşme ve koyu renk pigment bulguları görülmeye başlayabilir.
Çocuklar arasında ergenlik başlangıç yaşı için geniş bir aralık vardır; Bu aralığın dışındaki ergenlik erken gelişmiş veya gecikmiş olarak kabul edilir:


●Erken ergenlik (Erken gelişmiş Gonadarş), ergenliğin ortalama başlangıç yaşının altında, yani aynı cinsiyetten bireylerin yüzde 97 ila 99'unun bulunduğu bir yaştan önce, ergenlik başlangıcı olarak tanımlanır.  Kızlarda sekiz yaşından önce meme gelişiminin ve erkeklerde dokuz yaşından önce testis büyümesinin ortaya çıkması erken ergenlik tanımına yol açmıştır.


●Gecikmiş ergenlik ergenliğin ortalama başlangıç yaşının üzerinde, yani bu cinsiyet ve kültürün çocukların yüzde 97 ila 99'unun cinsel olgunlaşmayı başlattığı bir yaşta ergenlik belirtilerinin olmaması olarak tanımlanır. Bu, kızlarda meme gelişimi için 12 ila 13 yaş ve erkeklerde testis büyümesi için 13 ila 14 yıllık bir üst sınıra karşılık gelmektedir. 
Ergenlik olgunlaşmasının zamanlaması benlik saygısı, davranış, büyüme boy ve kilo üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bir örnek olarak, erken olgunlaşma, biraz daha kısa yetişkin boyuyla ve daha fazla yetişkin düşünceliği ve şişmanlıkla ilişkilidir. 
Pubertal zamanlamanın belirleyicileri:
Genetik ve Çevresel Etkenler, pubertal başlangıç zamanlamasındaki değişkenliğin çoğunu açıklamaktadır. Günümüzde pubertal başlangıç yaşı ile ilişkili birkaç genetik lokus tanımlanmıştır. Bir kızda ergenlik ve menarş zamanlaması en iyi annedeki menarş zamanlamasıyla tahmin edilir.
Pubertal başlangıcı etkileyen diğer faktörler arasında genel sağlık (geç pubertal başlangıçla ilişkili sağlıksızlık) ve sosyal çevre (aile stresi veya evde ergin, biyolojik olarak akraba olmayan, erken pubertal başlangıçla ilişkili bir erkeğin varlığı gibi) Çalışmalar, genetik, endokrin ve çevresel faktörler arasında bir etkileşim olduğunu öne sürmektedir. 


Vücut yağı -  Kızlarda fazla kilo veya obezite erken pubertal başlangıç ile ilişkilidir. Vücut ağırlığının (veya vücut yağ yüzdesinin) ergenliğin başlatılmasında etkili olduğu düşünülmektedir; bunun zamanlamasına ve temposuna nasıl katkıda bulunduğunun mekanizması ise belirsizdir.  
Jinekolojik sonuçlar  -  Bir kız menarş'a ulaştığında, üreme ekseninin hızlı bir şekilde olgunlaşması başlar. Meme gelişimi başlangıcından itibaren 2-3 yıl içinde menarş -adet başlar. Menarştan bir yıl sonra, kızların yüzde 65'inde aylık düzenli adet döngüsü görülmeye başlar. Daha geç menarş başlangıcı olan kızlar, düzenli yumurtlama döngülerine daha yavaş ilerler; örneğin: 13 yaşından sonra menarş ortaya çıkan kızların %50’si ancak 4.5 yıl içinde düzenli adetlere ulaşabilecektir.
Bu dönemde geç başlayan adet döngüsü, yumurtlayamamalı -anavulatuar düzensiz ve bazen şiddetli kanamalara sebep olabilir. 
Akne  -  Pilosebasöz ünitenin bir hastalığı olan akne, androjenik uyarımın neden olduğu foliküler tıkanma ve iltihaplanma ile karakterizedir. Hem erkek hem de kızlarda pubertal olgunlaşma ile, tüm aşamalarda inflamatuar lezyonlardan daha fazla sayıda komedon ile akne lezyonlarının sayısı artar. DHEA yüksekliği, konjenital adrenal hiperplazi ve Polikistik over sendromu olanlarda sivilceler daha şiddetli olur. 
Psikolojik değişiklikler  -  Pubertal olgunlaşmanın psikolojik ve sosyal sorunlar üzerinde etkisi vardır. Puberte, bilişsel gelişimi etkilemez, ancak pubertal olgunlaşmanın zamanlaması psikososyal işlevselliği etkileyebilir.
Ergenlikten önce, depresyonda cinsiyet farklılıkları oluşmaz; ergenlik döneminde ise kızlarda depresyon erkeklerden iki kat daha fazladır. Ergenlik ilerledikçe, erkekler daha olumlu bir öz-imaj ve ruh hali geliştirir. Aksine, kızlar fiziksel görünümlerini daha fazla beğenmeme eğilimindedir. 
Pubertal gelişim, pubertal gelişimin zamanlaması ile kronolojik yaş arasında bir uyumsuzluk olduğunda psikolojik durumlar olumsuz etkilenebilir. Örneğin, erken olgunlaşan kız, zamanında veya geç olgunlaşan kızlara kıyasla özgüven ve beden memnuniyetinde daha büyük bir düşüş yaşayabilir. Erken olgunlaşan kızların dikkat eksikliği, hiperaktivite, muhalefet veya davranış bozuklukları, depresyon, antisosyal davranışlar gibi bir psikopatolojiye sahip olma olasılığı daha yüksektir. 
Geç olgunlaşan erkek çocukların da psikolojik durumları normal zamanda ergenliğe ulaşanlara göre daha fazla etkilenir.  Erken olgunlaşan kızların daha yaşlı arkadaşlara sahip olma ve akran zorbalığı karşı daha savunmasız olmaları daha olasıdır.
Stres zamanlarında, ergenin beyni, yetişkinlere kıyasla duygusal değişkenliği daha fazla olup, erken pubertal olgunlaşma gösteren kızlarda daha riskli davranışlara artan katılım arasında bir ilişki olduğunu belgelemiştir. 
Sonuç olarak; anne babalar çocuklarının ergenlik durumları ile ilgili farkındalıklarını artırarak, bu zor geçiş döneminin kolayca atlatılması için birlikte yol almalıdırlar. Bu konuda bilgi sahibi olan tecrübeli sağlık profesyonellerinden gerekli bilgi ve destek alınmalıdır. Eğer bir psikopatoloji varsa da erken müdahale edilebilmesi için doktora başvurulması önemlidir.
 

Yazarın Diğer Yazıları