Serdar Kaya / Sağlık Olsun

İleri yaş için infertilite tedavisi

Serdar Kaya / Sağlık Olsun

  • 2748

Günümüzde ilk doğumda ortalama anne yaşı yükselmektedir. Ancak yaş ilerledikçe doğurganlık azalır. Bu nedenle, daha ileri yaş gruplarındaki birçok kadın doğurganlık değerlendirmesi ve tedavisi için Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanlarına başvurmaktadırlar.Gelişmiş ülkelerde, birçok kadın kendi isteğiyle 35 yaş ve üzerinde aile kurmaya başlamıştır ve bu durum ilk doğum yaşını da ileriye atmaktadır. Bu eğilimler, kadınlar için artan eğitim, daha yüksek istihdam oranları ve kariyer planları ve güvenilir doğum kontrolüne daha iyi erişim ve geç yaşta evlilikler gibi bir dizi toplumsal değişikliklere bağlanmaktadır. 
İlk gebeliğin yükselen ortalama yaşı, daha genç bireylerde azalan aile kurma ve dolayısıyla azalan doğum oranları ile ilerleyen üreme çağındaki bireylerde artan doğum isteği oranları gerçeğini ortaya koymuştur. İstatistiksel çalışmalar 20 ila 29 yaşları arasındaki bireyler için doğum oranlarının düştüğünü, 30 ila 34 yaşları için sabit doğum oranları olduğunu ve 35 ile 44 yaşlarında ise %2'lik bir doğum oranı arttığı bulunmuştur.  
Bir kadın yaşı ilerledikçe doğurganlık azalır. Doğurganlıkta 32 yaşında başlayan kademeli bir düşüş başlar. 37 yaş üzerinde ise doğurganlık üzerinde hızlı bir düşüş başlar. İstisnalar olmasına rağmen, 43 yaş üstü kadınlarda canlı doğumla sonuçlanan sadece birkaç spontan gebe kalma vardır. Doğurganlıktaki bu düşüş muhtemelen çok faktörlüdür. Dişiler, yaşla birlikte azalan sabit sayıda oosit ile doğarlar. Oositlerin kalitesi de yaşla birlikte düşer, çünkü artan yaşla birlikte mayotik bölünme hataları daha sık meydana gelir. Adet döngüsü sırasında, yumurtlama için baskın bir folikül seçme süreci, genetik olarak anormal oositleri dışlamaz. Bu nedenle, kadın yaşı ilerledikçe yumurtlanan kromozomal olarak anormal oositlerin sayısı artar; ki bu da doğurganlığın azalmasına, düşük yapma riskinin artmasına ve anomalili bir gebelik olma riskinde artmaya neden olur. Oosit havuzunda zamanla endojen genetik hataların birikmesine ek olarak, sigara, diğer çevresel maruziyetler ve belirli tıbbi ve cerrahi tedaviler gibi diğer faktörler oosit kalitesini, yumurtalık rezervini ve kadınlarda sağlıklı bir gebelik sonucu şansını tehlikeye atabilir. 


AZALMIŞ YUMURTALIK REZERVİ NEDİR?
Yumurtalık rezervi, yumurtalığın işlevsel kapasitesini tanımlar ve bir kadının kalan oositlerinin sayısını ve kalitesini içerir. Genel olarak, azalmış yumurtalık rezervi (POR) aynı yaştaki kadınlara kıyasla düzenli adet gören ancak doğurganlığı azalmış veya yumurtalık uyarımına azalmış yanıt veren (üç veya daha az IVF'li oositler) üreme çağındaki bir kadını ifade eder. Ayrıca bu tanıma ek azalmış yumurtalık rezervi konjenital, tıbbi, cerrahi veya diğer nedenlere bağlı azalmış yumurtalık hacmini ve 40 yaşından büyük yaşı içerir.
Azalmış yumurtalık rezervi tanısı için folikül uyarıcı hormon (FSH), anti-müllerian hormon (AMH <1,1), trans vajinal ultrasonda antral folikül (yumurta) sayısı (<5), Inhibin B ve klomifen sitrat yükleme testleri bakılabilir. 

AZALMIŞ YUMURTALIK REZERVİ ÖNEMİ NEDİR? 
Anormal yumurtalık rezerv testi olan her yaştaki kadın, ailelerini inşa etmede hızlı olmalıdır. 

35 yaş ve üzeri kadınlar için altı ay gebe kalmaya çalıştıktan sonra infertilite değerlendirmesine başlanması gerekmektedir ve 40 yaş ve üzerinde girişimde bulunanlar için ise derhal incelemelere başlanması önerilmekledir.
Ek olarak, önceki pelvik cerrahi (özellikle yumurtalıkları veya yumurtalık damarlarını içeren), endometriozis, kemoterapi, pelvik enfeksiyonlar ve bilinen erkek faktörlü kısırlık gibi risk faktörleri daha erken bir değerlendirmeyi düşündürmelidir.  

Tedavi Seçenekleri: 
Uygulamalarımızda, tıbbi, finansal veya sosyal kısıtlamalar yoksa, 35 yaş ve üzeri kısırlığa sahip kadınlara daha agresif bir yaklaşım öneriyoruz 

•    Yeterli yumurtalık rezervi olan ancak doğurganlık değerlendirmesinde ek anormal testler (örneğin, erkek faktörü, distal veya bilateral tubal faktör) olan kadınlar için, IVF'nin bu kadınlar için bir doğurganlık oranı ile etkinlik gösterdiği için doğrudan in vitro fertilizasyon (IVF) ile devam etmelerini öneririz.

•    İleri yaşta yeterli yumurtalık rezervi olan, aksi takdirde normal doğurganlık değerlendirmesi olan ve IVF kısıtlaması olmayan kadınlar için, Ovulasyon indüksiyonu (OI) ve İntrauterin İnseminasyon (IUI) ile ilk tedaviye kıyasla IVF için daha az tedavi döngüsünde daha yüksek gebelik oranları nedeniyle IVF ile devam etmelerini öneriyoruz

•    IVF'yi reddeden ancak yeterli yumurtalık rezervine sahip olan ve başka şekilde normal doğurganlık değerlendirmesi olan kadınlar için gonadotropinli OI ve IUI sunuyoruz. Tipik olarak üç döngüye kadar OI/IUI ile tedavi ederiz ve kadın gebe kalmamışsa tekrar IVF sunarız.  

•    Yeterli yumurtalık rezervine sahip olmayan ve dolayısıyla kendi oositlerinden canlı doğum için kötü prognozlu kadınlar için, evlat edinme gibi alternatif aile planlaması seçeneklerini kullanma konusunda tavsiyelerde bulunuyoruz 

Sonuç olarak: Beklenti yönetimi, daha agresif yaklaşımlar istemeyen veya takip edemeyen 35 yaş altı kişiler için ve ancak Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı tarafından değerlendirildikten sonra uygundur. 
Yaşı ilerleyen kadınlarda sağlıklı oosit havuzunun azaldığı göz önüne alındığında, başarılı bir hamilelik şansını artırmak için bir yaklaşım OI'dir. Zaten yumurtlayan kadınlarda OI'nin arkasındaki prensip, yumurtlama süreci sırasında kaybedilen potansiyel olarak sağlıklı oositleri tıbbi olarak kurtarmaktır. Kromozomal olarak anormal oositlerin oranı yaşla birlikte artsa da, OI her ay olgunlaşan ve yumurtlayan oosit sayısını artırarak, salınan oositlerden birinin sağlıklı ve döllenmeye hazır olma olasılığını artırır. 
IVF'nin temel adımları, yumurtalıkların hormonal olarak uyarılması, oositlerin toplanması, oositlerin döllenmesi ve implantasyon ve gelişme için bir veya daha fazla embriyonun kadının rahmine geri aktarılmasını içerir. Daha fazla sayıda oosit mevcut olduğundan, doğal bir yumurtlama döngüsünden daha fazla elde edilen embriyo vardır.
Doğurganlığın korunması için gelecekteki seçenekler arasında, kadınların yaş faktörünün doğurganlık üzerindeki etkisini anlamalarını, evlilik ve çocuk sahibi olma isteklerini planlama ve embriyoların veya oositlerin korunmasına yardımcı olmak için kişilerin daha fazla bilgilendirilmelerinin sağlanması önemlidir. Geleceğe yönelik doğurganlık korunması için yumurta veya embriyo dondurma seçenekleri de bulunmaktadır.. 

Yazarın Diğer Yazıları