Serdar Kaya / Sağlık Olsun

BEBEK İSTEĞİ VE İNFERTİLİTE-KISIRLIK

Serdar Kaya / Sağlık Olsun

  • 1447

Bebek sahibi olmak pek çok çiftin hayalidir. Bebek planlandığında çoğu gebelik, gebe kalma girişiminin ilk altı adet döngüsü sırasında meydana gelir. Düzenli ilişkiye rağmen bir yıl süreyle hamilelik gelişmiyorsa farklı nedenlerden de olsa infertilite (kısırlık) varlığından söz edilir. 
1 yılda uzun süre geçmesine rağmen gebelik oluşmamış ise kısırlık açısından çiftlerin araştırmalarına başlanmalıdır. Bu süre kadının yaşı 35 yaş üzerinde 6 ay olup; 40 yaş üzerinde ise 6 aydan da kısadır.
Kısırlık, önemli psikolojik, ekonomik, sosyolojik, ailesel ve tıbbi sonuçları olan yaygın bir durumdur. Teknolojik gelişmelerin yüksek oranda duyurulduğu günümüzde basın ve sosyal medyanın infertilite hakkındaki tanım ve tanıtımları neticesinde kısırlık görülme oranları son 25 yıldır sabit olmasına rağmen; infertilite hizmetlerine olan talep önemli ölçüde artmıştır. 
40 yaş üzeri, adet düzensizliği olan, geçirilmiş tüp-rahim-yumurtalık ameliyatı olan, endometriozis (çikolata kisti olan), geçirilmiş pelvik infeksiyonları olan, kemoterapi öyküsü veya erkek faktörü olan kadınlarda fazla beklenmeden en kısa zamanda araştırmalara başlanmalıdır.
İNFERTİLİTE-KISIRLIK SEBEPLERİ NELERDİR?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün yaptığı çalışmada infertil çiftlerin yüzde 37'sinde kadın faktörlü kısırlık, yüzde 8'inde erkek faktörlü kısırlık ve yüzde 35'inde hem erkek hem de kadın faktörlü kısırlık bildirilmiştir. Çalışmaya göre, çiftlerin yüzde 5’i açıklanamayan kısırlığa sahiptir ve yüzde 15'i çalışma sırasında hamile kalmıştır. Bu çalışma, infertilitenin öncelikle kadından kaynaklandığı varsayımlarının yanlış olduğunu göstermektedir. 
Azoospermi (menide hiç sperm hücresi olmaması), yumurtalıklardaki yumurtaların tükenmesi ile erken menapoza girilmesi   veya rahim içi ileri derecede yapışıklık -asherman sendromu nedeniyle uzun süredir devam eden amenore -adet görememe veya iki taraflı tüplerin tıkan-ması gibi bazı kısırlık sebepleri kolayca saptanabilir. 

Bununla birlikte, çoğu çiftte durum daha karmaşıktır: sperm sayısı azalabilir, ancak yok de-ğildir; bazı yumurtlama döngüleri ile aralıklı yumurtlama şeklinde oligomenore olabilir; kadında kısmi tubal kapanma veya rahim içi yapışıklık olabilir. İnfertil çiftlere danışmanlık yaparken veya tedavi planlarken bu bulguları tartmak veya öncelik sırasına koymak genellikle zordur.
Durumun karmaşıklığına ek olarak, yaygın kullanımlarına rağmen bu testlerin tahmin geçerli-liğine ilişkin çok az veri bulunmaktadır. Bu nedenle, belirtilen mutlak infertilite faktörleri (örne-ğin, azospermi veya bilateral tubal obstrüksiyon) dışında, anormal bir test sonucunun belirli bir çiftte infertilite nedeni olduğu söylenemez.

İnfertilite testindeki bir anormallik ile infertilitenin gerçek nedeni arasındaki belirsiz nedensel ilişki, infertilite nedenlerinin nispi sıklığını tahmin etmeyi zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte, infertilite ile ilişkili olan çeşitli faktörlere bakılması oldukça faydalıdır. 

Gövde MG ve arkadaşlarının İngilltere’de yaptığı bir nüfus çalışmasına göre kısırlığın sebepleri:
•    Erkek faktörü (hipogonadizm, testis sonrası kusurlar, seminifer tübül disfonksiyonu) – % 26
•    Yumurtlama disfonksiyonu- % 21
•    Tüp hasarı – % 14
•    Endometriozis – % 6
•    Cinsel sorunlar – % 6
•    Servikal faktör – % 3
•    Açıklanamayan – % 28

Unutulmamalıdır ki, yukarıdaki çalışmada tüm kısırlık nedenleri için toplam yüzde 100'den fazladır çünkü bazı çiftlerin birden fazla sorunu vardır. 

KISIRLIĞA GENEL YAKLAŞIM NASILDIR?
İnfertilite (kısırlık), çiftlerin ikisinden de kaynaklanabileceği için tedavinin de bu yönde planlanması gerekmektedir. İnfertilite (kısırlık) tedavisinde özellikle son yıllarda yardımcı üreme teknolojilerindeki gelişmelerin de etkisiyle oldukça başarılı sonuçlara ulaşılmaktadır. Ancak çiftlerin sağlıklı bebeklere ulaşabilmesi için, tedavinin başlangıcında kadın ve erkeğin ayrı ayrı değerlendirilerek kişiye özel yaklaşımlarla ve nedene yönelik doğru bir tedavi uygulamak gerekir.
Submüköz miyom ve poliplere histeroskopik polip -myom çıkarılması tedavisi uygulanmaktadır.  Aynı yöntem histeroskopi ile rahim içi septum-perdenin veya yapışıklıkların düzeltilmesi de uygulanmaktadır. 
Laparoskopi olarak bilinenen kapalı yöntem ameliyatlar ile tüplerin sıvı ile dolup şiştiği hidrosalpenks vakalarında salpenjektomi yapılması, tüplerin açıklığına bakılıp yapışıklıkların açılması, yumurta koruyucu yaklaşımla yapılan seçili endometriozis (çikolata Kisti) vakalarının cerrahi çıkartılması, rahim koruyucu yaklaşımla yapılan seçili intramural miyomların, subseröz miyomların laparoskopi kapalı ameliyat ile çıkartılması tedavileri uygulanmaktadır. Önceden tüpleri bağlanmış 37 yaş altı hastalarda laparoskopik tuboplasti ile tüplerin açılması uygulanmaktadır. 
Yumurtlama problemi olan PKOS’lu (polikistik over sendromu) oligo-anovülatuar hastalarda yumurtlama tedavisi uygulanmaktadır. 
Açıklanamayan kısırlıkta ise aşılama tedavisi verilmektedir. Hafif erkek faktörü veya hafif endometriozis hastalarında da aşılama tedavisi ilk seçenek olabilir. 
Azalmış yumurta rezervinde (Tüplerde tıkanıklık, ileri erkek faktörü, genetik hastalık veya talasemi taşıyıcısı anne ve baba) ve diğer tedavi yöntemlerindeki başarısızlıklarda ise tüp bebek tedavisi uygun yaklaşımdır.
Vaginismus olan ve ilişkiye girmeyen hastalara ise bilişsel davranışsal psikoterapiler uygulanmaktadır.

İnfertilite (kısırlık) nedenlerinden sonuca en belirleyici olanı ileri yaş sorunudur. İleri yaşlarda yumurtalık rezervindeki azalmayla birlikte yumurta DNA’sında da hasar meydana gelir. Bu durum yumurta kalitesinin de düşmesine neden olur. 35 yaş üstü kadınlarda azalmaya başlayan gebe kalma oranları 40’lı yaşlara gelindiğinde hamilelik oranları daha düşmektedir. Özellikle 40 yaş üzerindeki kadınlarda kendiliğinden hamile kalma oranı yüzde 5’in altına inmektedir. Günümüz yardımcı üreme teknikleri teknolojileri sayesinde geleceğe dair gebe kalma şansı sağlanabilmektedir. 
İleri yaşlarda yumurtalık rezervindeki azalmayla birlikte yumurta DNA’sında da artan hasara karşılık genetik gelişmelerle örneğin embriyo dondurma, PGD gibi yardımcı üreme- tüp bebek teknolojileri sayesinde DNA’sı sağlam sağlıklı embriyolar seçilebilmektedir. Yumurta dondurma ise, doğurganlığını sonraki yıllara ertelemek isteyen yumurta rezervi azalmış veya azalacak hastalar için bir umuttur.

Sonuç olarak: Çocuk sahibi olmak isteyen hastalara İnfertilite-Kısırlık tedavisinde kişiye özel yaklaşımlar ve yeni teknolojilerin kullanılması gebelik ihtimalini arttırmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları