BÜYÜK SAVAŞLAR VE SANAT !?

  • 3746

Dünya insanları olarak, en büyük ve en ölümlü savaşları 19. Yüzyılda yaşadık: Bunlar, 1914-1919 yılları arasındaki “I. Dünya Savaşı” ve 1939-1945 yıllarındaki “II. Dünya Savaşı” idi… Her iki savaşı çıkaranlar da, Almanlardı!.. Tek sebebi de, dünyadaki “Pazar ve Paylaşım”kavgasıydı!.. Dünyayı adeta parsellemiş olan İngiliz, Fransız ve Rusların elinden, bazı pazarları kapmak için çıkarılmış, tek sebebi “Ekonomik”olan savaşlardı bunlar… Yazık oldu bu arbedede yok yere ölen milyonlarca suçsuz-günahsız insanlara!.. Yani, yukarıda atlar tepişti, aşağıda eşekler öldü!..

II. Dünya Savaşını çıkaran Almanlar, hiç yoktan 01 Eylül 1939 tarihinde Doğu komşuları olan ‘Polonya’ya saldırdılar, kısa sürede işgal ettiler!.. Dünya şaşkındı… Sadece Başkent Varşova’da 10 Bin kişi öldü!.. Alman tankları ve bombaları önünde durulacak gibi değildi!.. 10 Ekim 1940yılında da İtalya, Almanya’nın yanında yer aldığını belirtip, savaşa dahil oldu!.. Bunların karşısında da ilk olarak İngiltere ve Fransa vardı… Böylece, II. Dünya Savaşı resmen başlamış oldu… İlerleyen yıllarda Türkiye hariç, birçok ülke bu iki bloğa dahil oldular…

Dikkat ederseniz, bütün büyük ve kalıcı sanatçılar, yazarlar ve şairler, hep böyle bulanık dönemlerde ortaya çıkmışlar, en güzel eserlerini böyle zamanlarda vermişlerdir!.. Her devirde ilgile izlenen ve okunan klâsik eserlere bakınca, bu durum daha iyi anlaşılır…

Bugün size, o işgal ve savaş yıllarına ait eserler veren Orhan Veli Kanık şiirlerinden örnekler vermek istiyorum… Okuyunca, siz de bu savaşların etkisini ve tiksintisini yüreğinizde hissedeceğinizden eminim…

24 Eylül 1939 tarihli “Karanfil” şiiri şöyledir:

Hakkınız var, güzel değildir ihtimal/ Mübalâğa sanatı kadar/ Varşova’da ölmesi 10 Bin kişinin/ Ve benzememesi/ Bir motörlü kıtanın, bir karanfile/ ‘Yârin dudağından getirilmiş’…”

30 Eylül 1939’da yazdığı “Tereyağı” şiiri şöyledir:

Hitler amca!../ Bir gün de bize buyur/ Kâkülünle bıyıklarını/ Anneme göstereyim!/ Karşılık olarak ben de sana/ Mutfaktaki dolaptan aşırıp/ Tereyağı veririm/ Askerlerine yedirirsin!..”

14 Ekim 1939’daki “Veda” şiiri şöyledir:

“Yolum asfalt/ Yolum toprak/ Yolum meydan/ Yolum gökyüzü/ Ve ben neler düşünüyorum”/ Aşkı, yağmuru/ Tramvay sesini/ Otelciyi/ Ve bir mısra mırıldanıyorum/ Sıcak bir yemek lezzetinde…/ Postacı, jandarma ve işsiz/ Hâlâ gidip geliyorlar/ Yalnız Niyazi oturuyor/ Rahmetli Süleyman Efendinin oğlu/ Kahvede ajans dinliyor, düşünüyor:/ ‘Harp olur mu?/ Kıtlık olur mu?’ diye/ Yahut o da biliyor/ Yakında muharebeye gideceğini…” 

15 Ekim 1939’da yazdığı “Bizim Gibi” şiirinde şöyle diyordu:

“Arzulu mudur acaba/ Bir tank, rüyasında/ Ve ne düşünür tayyare/ Yalnız kaldığı zaman?../ Hep bir ağızdan şarkı söylemesini/ Sevmez mi acaba gaz maskeleri/ Ay ışığında?/ Ve tüfeklerin merhameti yok mudur/ Biz insanlar kadar olsun?” 

İşte, savaş zamanlarında Orhan Veli gibi bir şair bile kayıtsız kalamamış, savaşın insanlar üzerinde yarattığı korku, kıtlık, ölüm gibi konuları yukarıda gördüğünüz gibi işlemiştir… Dünyayı paylaşmakta sıkıntı çeken bazı çılgın liderler, bugünlerde de yine azmış vaziyetteler!.. Belki Almanlar değil ama; ABD, Çin, K. Kore veya Rusya bir “III. Dünya Savaşı” çıkarabilirler mi ki? İkisini çıkaranlar, üçüncüsünü neden çıkaramasınlar ki? Yaşayan, bekleyen, sabredenler görecekler elbette…             Sakin KOŞAR…

Yazarın Diğer Yazıları