PSİKOLOG SAADET ELEVLİ

CORONAVİRÜSÜN İNSAN PSİKOLOJİSİNE ETKİSİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

PSİKOLOG SAADET ELEVLİ

  • 1612

Korku duygusu bizi tehlikelere karşı uyararak, hayatta kalmamızı sağlayan temel bir duygudur. Yaşamımızı sürdürebilmek, tehlike sinyallerini fark edebilmek için korku duygusuna ihtiyacımız vardır. Dolayısı ise aslında korku insanoğlu için gerekli ve faydalı bir duygudur. Ancak aşırı düzeyde olması bize bazı zararlar verebilir ve ruh sağlığımızı olumsuz yönde etkileyebilir.  Korkuyu evimizin alarm sistemi gibi düşünebiliriz. Alarm bizi tehlikelerden korumak için tasarlanmış  bir uyarı sistemidir. Tehlike oluştuğunda bizi uyararak hayatta kalmamızı sağlar.  Ancak her uyarana tepki vermesi durumda ise bizi koruma işlevini kaybeder. Nasıl ki tehlikeli ya da değil, her uyarana tepki veren ve sürekli öten evimizdeki alarm sisteminin, artık evimizi tehlikelerden korumak gibi bir işlevi kalmıyorsa, aşırı korku ve endişe hayatta kalmamız için bizi koruma işlevini yitirerek, ruh sağlığımıza zarar veren bir duruma dönüşebilir. 
Coronavirüs nedeniyle oluşan yüksek korku ve kaygı duygusu insan psikolojisine şu alanlarda zarar verebilmektedir.
Yüksek kaygı bireyin kendisini gün içerisinde gergin, sinirli ve öfkeli hissetmesine den olabilir ve etrafındaki kişi, olay ya da duruma karşı tolerans düzeyinde azalmalar olabilir. 
Kişi kendine ve sevdiklerine sürekli olarak hastalık bulaşacağını düşünmeye ve bununla ilgili düşünce düzeyinde çok fazla senaryoya sahip olabilir.
Sürekli bir iç titremesi, sıcak basması, terleme, kalp çarpıntısı gibi bedensel belirtileri gün içerisinde çok fazla hissetmeye neden olabilir.
Uyku problemleri yaratabilir. Gece uykuya dalmakta güçlük yaşama, gece kesintili uyuma, sık sık uyanma, sabah uyandığında sanki hiç uyumamış gibi yorgun uyanma ve kişiyi rahatsız edici şekilse sık kabus görmeye sebep olabilir.
Virüsten korunmak amacıyla günlük hijyen konusunda önerilen temizlik davranışlarının ötesinde, aşırı düzeyde temizliğe zaman harcadığı için kişinin gündelik rutinlerini aksatmasına ve aşırı temizlik kimyasallarının kullanımından dolayı ciltte döküntülerin oluşmasına nende olabilir.
Kişinin hastalık bulaşacağı yönünde kaygısının çok yüksek düzeyde olması dikkat ve odaklanma sorunlarına neden olabilir. Kişinin gün içerisinde yapması gereken rutinlerini gerçekleştirmesinde, işlerini devam ettirme ve sonlandırma konusunda sorunlar yaşamasına neden olabilir. 
Coronavirüs’ün kişi üzerinde oluşturduğu psikolojik etkiden,  yüksek kaygı ve korku duygusundan korunmak, bu durumla  baş etmek için şunlar  önerilebilir:
Sürekli Coronavirüs ile ilgili haber takip etmeyin. Şu anda artık neredeyse bütün kanallarda tek gündem maddesi Coronavirüs. Yine aynı şekilde bütün sosyal medya ve watsap gruplarında en fazla konuşulan ve paylaşılan konu Coronavirüs. Bu konuda çok fazla rahatsız edici video ve görseller paylaşılıyor. Bunları kesinlikle izlememenizi, bu konudaki haber kaynaklarınızı gün içerisinde belli zamanlarda, sadece resmi kanallar üzerinden yapılan açıklamalarla sınırlandırmanızı öneririm. Tabi ki gelişmelerden haberdar olmalıyız ve süreci takip etmeliyiz ama bunun dozu ve şiddetini iyi ayarlamak ruh sağlığımız açısından önemlidir.
Günlük rutinler oluşturun ve rutinlerinize devam edin. Her gün işe gittiğiniz zamanki kadar erken kalkmanız gerekmeyebilir ancak, günü büyük bir kısmını uyuyarak geçirmek de size iyi gelmeyecektir. Bu nedenle bu süreçte kendinize belirlediğiniz bir kalkış saatiniz, yemek ve uyku düzeninizi gerçekleştirdiğiniz rutinlerinizin olması bu süreçte sizin hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak daha sağlam kalmanıza yardımcı olacaktır.  
Sevdiklerinizle iletişim kurmaya teknolojik avantajları kullanarak devam edin. Biz  insanlar sosyal varlıklarız ve birbirimizle iletişim kurmaya, duygu ve düşüncelerimizi anlatmaya, anlaşılmaya ihtiyacımız var. Telefonlarınızdaki online görüşme alternatiflerini kullanarak sevdiklerinizle, arkadaş ve dostlarınızla her zamankinden daha fazla görüşmenizi ve onlarla sohbet etmenizi öneririm.
Bu süreci kendiniz için avantaja dönüştürmeye çalışın. Bunun için yoğun iş temposu içindeyken ertelediğiniz ve ötelediğiniz, size keyif veren, iyi gelen uğraşlarınızı gerçekleştirmeye çalışın. Uzun zamandır okumak isteyip fırsat bulamadığınız kitapları okuyun, filmleri izleyin. Bu süreci yoğun çalışma nedeniyle, çocuklarınızla geçiremediğiniz zamanları telafi etmek olarak görüp, çocuklarınızla bol bol oyun oynayın, ebeveyn-çocuk ilişkisini geliştirmeye çalışın.  
Son olarak bu zamanların geçici olduğunu, bu süreçte hissettiğimiz olumsuz duyguların, duygu iniş çıkışların çok insani olduğunu unutmayın. İnsanlık tarihi boyunca belli dönemlerde hep salgınlar, felaketler oldu ve geçti. Bu da geçecek. Önemli olan bu sürecin en iyi şekilde üstesinden gelmeye, zarardan çok kazanımlarla buradan çıkmaya odaklanmaktır. Her gecenin bir sabah, her kışın bir baharı olduğunun bilince olarak, sakin kalarak ve birbirimize destek olarak bu sürecin üstesinden geleceğiz. Herkese sağlıklı günler diliyorum.
 

Yorumlar 1
Kaan Keskin 03 Nisan 2020 22:08

Bu toplumsal travmanın çıkış yollarını ve avantaja dönüştürüp insanın kendisine zaman ayırmasına parmak basmanız gayet güzel başarılı bir analiz..teşekkürler Saadet hanım

Yazarın Diğer Yazıları