Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

Yanlış Anlamak ya da Anlaşılmak

Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

  • 982

Yanlış anlamak ve anlaşılmak aslında senin ne söylediğin ile karşı tarafın ne anladığı arasındaki farktır. Bazen önemsiz olur hiç üzerinde durulmaz, bazen de milletler arasında savaşlar çıkar ve binlerce kişi ölür.
Maalesef ölmüş de.
Çözümü var mı?
Hayır yok.
Yanlış anlamalar da anlaşılmalar da devam edip gidecek.
Çünkü söylenen bir şeyin ağızdan çıkış şeklinden, ses deki tonlamaya kadar bir çok faktör sözün ağızdan çıkışı ile ilgiliyken, dinleyen kişinin o andaki psikolojisinden tutun da karşıdaki kişi ile yaşadığınız tüm geçmişin detaylarına kadar kulaktan girişini etkileyen bir sür değişken var.
Öyle olduğundan da bu yanlış anlamalara ve anlaşılmalara alışmak lazım.
Askerde emir tekrarı vardı bu yanlış anlamayı engellemek için.
Komutan sorardı oğlum ne anladın ne yapacakmışsın?
Ast da söyler ve varsa bir yanlış anlama böylece düzeltilir.
Kesinlikle güzel bir mantığı var.
Ama konuştuğun arkadaşına ne anladın söyle bakalım diyemezsiniz. Bu seferde aptal yerine konduğunu düşünebilir karşıdaki.
Demek ki hiçbir şekilde kurtuluş yok.
Ne yuvalar yıkıldı, ne sevgiler paramparça oldu belki bunun yüzünden.
Aslında çare var, ama onu yapmak büyük mertlik ister. Gururdan, kibirden, benlikten vazgeçebilirsen ancak o zaman çareyi bulursun.
O da nedir?
“Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır.”
Keşke yapabilsek.
En mert en güçlü insan da bunu yapabilendir işte.
Azıcık kıyısından köşesinden bulaşsa ona da razı olacağım.
Çünkü mutluluk parayla satın alınmıyor.

Yazarın Diğer Yazıları