Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

Sorunun Cevabı

Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

  • 1947

Geçen yazımda sorduğum soruyu düşündünüz mü? 
Matematik kibabımda sorunun aslı şudur;
“2008 yılında Başbakan olduğu dönemde Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, 2012 yılında Kişi Başı Gayri Safi Milli Hasılanın 10.000 $ olacağını söylemişti. 2008 yılı başı itibariyle Türkiye Cumhuriyeti’nin nüfusu yaklaşık 70 milyondu. Yıllık nüfus artış oranı da ortalama %1,12 idi. 2008 yılı başı itibariyle milli gelirimiz de yaklaşık 500 Milyar dolardı. Sayın Başbakan’ın sözünün yerine gelmesi için, diğer faktörler sabit kalmak şartıyla, Türkiye yılda ortalama ne kadar büyümelidir bulunuz ve önceki dönemlerde gerçekleşen büyüme oranları ile karşılaştırıp, yorumlayınız.”
Evet matematik yalan söylemez. Bulduğunuz büyüme oranını hem dünyadaki büyüme oranları ile hem mevcut hükümetin büyüme oranları ile karşılaştırabilir ve daha anlamlı çıkarımlar yapabilirsiniz. Dünyanın hiçbir ülkesinde gerçekleşmemiş bir büyüme rakamı bulursanız, söylenen söze şüphe ile bakabilirsiniz. Eğer makul bir büyüme oranı çıkar ise, olabileceğini düşünebilirsiniz. Her hâlükârda böyle bir düşünce daha az hatalı ve anlamlı olacaktır. İşte bu düşünce “Analitik Düşünce”’dir. Bize düşen ise hayatımızın her alanında bu düşünce sistematiğini bir hayat felsefesi, yaşam tarzı yapmaktır. Ben inanıyorum ki, bu düşünce tarzımız yerleştiği sürece birçok problemlerimiz kendiliğinden çözülecektir.
Ben matematik bilmiyorum o zaman ne yapacağım diyorsanız, siz de kendinize göre başka düşünce tarzları geliştirin. Mutlaka bir yol bulacaksınız. Çocuklarımızı da bu düşünce alışkanlığı ile yetiştirmeliyiz. Onlara sorgulamayı öğretmeliyiz. Her söylenene bir “neden” ve “nasıl” diye yaklaşmalarını alışkanlık haline getirmelerini sağlamalıyız. Çocuklarımız biz ne söylüyorsak ona itaat etsinler mantığından vaz geçmeliyiz. Onların “neden” sorularına sabırla ve mantıklı cevaplar vermeliyiz, tabi söylediğimiz ya da istediğimiz şeyler mantıklı ise.
Bunu yapmak elbette kolay bir iş değil. Sabır istiyor, istikrar istiyor. Ama her şeyden önce de kendimizi değiştirmemiz gerekiyor. Maalesef biz her zaman kolay olan yolu seçiyoruz.
“Bu böyle olacak”
“Neden”
“Çünkü ben öyle istiyorum”
Bu kadar basit değil mi? Sonra, sonrası malum. Sorgulamayan, her şeye inanan, kandırılmaya ve dolandırılmaya müsait bir toplum.
Buna örnek vermeme gerek var mı?
Örnek bizzat biz değil miyiz?
Bu konu bitmez. 
Kalın sağlıcakla. 
 
 

Yazarın Diğer Yazıları