Seçimden önceki son viraja girdik. Artık elde olan son kozlar sürülmeye başlanıyor.
Daha önce de söylemiştim, tüm ömrüm boyunca gördüğüm seviyesi en düşük seçim oluyor maalesef. Tamamen algı üzerine kurulmuş, tutulamayacak vaatlerin havada uçuştuğu ve tamamen seçmeni kandırmaya ve manipüle etmeye yönelik, tansiyonun en yükseklerde tutulmaya çalışıldığı bir seçim. Görünen o ki algı yönetimini iyi yapan seçimi alacak.
Ancak haksız bir rekabet olduğunu da unutmamak lazım.
Milletvekili adayı olan bakanlar, hala görevlerinin başında.
Bir tarafta devletin tüm imkanlarını kullanarak seçime giden iktidar cenahı, diğer tarafta kısmen hazineden partilere verilen destekler, kısmen de taraftar destekleri ile seçim çalışmaları yapmaya çalışan muhalefet cenahı.
En çirkin olanı ise iftiraların ve fake videoların ortalıkta cirit atıyor olması. Nasılsa her söyleneni kabul eden bir kesim var.
Bunu tek taraflı söylemiyorum elbette, her iki taraf için de geçerli bu.
Bu gazetede birkaç yıldır köşe yazısı yazıyorum. Takip edenler bilir, üzerinde durmaya çalıştığım en önemli konu “Analitik Düşünce” idi. Tahminim neden bu kadar üzerinde durduğum şimdi daha net anlaşılıyordur.
Bizde ki bazı kesim, televizyondan duydukları şeylere kayıtsız şartsız inanıyor. Gazete ve sosyal medya için de geçerli tabi bu.
Ama bu mecralardaki haberlerin, mübalağa etmiyorum, belki yüzde doksanı yalan. Ama bu yalanı yiyen azımsanmayacak büyük bir kesim var.
Aslında inanmaktan öte, inanmak isteme güdüsü var. Halbuki internetten sadece bir cümle, bazen bir kelime yazsa, doğruluğunu tespit için, her şey ve tüm yalanlar ve doğrular ortaya çıkacak ama yapmıyor bunu.
Sebep, gerçekle yüzleşmek istememesi.
Siyasilerin milli ve yerli dedikleri bazı olaylar, kişiler veya gruplar milli ve yerli oluyor, aynı kişiler birkaç gün sonra bu siyasilerle ters düşerlerse, vatan haini oluyor.
Sıkıntı şu ki, her iki söylemi de alkışlayan aynı kişiler. İlkinde de alkışlıyorlar, ikincisinde de.
Geçenlerde yanıma gelen bir tanıdık bana bir şeyler anlattı siyasete ilişkin. Mantığıma uymadı, yalandır dedim. Videosu var dedi ve internetten buldu gösterdi. Ancak videonun kaç yıl önce ve hangi seçim için olduğuna bile bakma ihtiyacı hissetmemiş. Çünkü kendi düşüncesini doğruluyor ve onunla kendi tercihinin doğruluğunu gösteriyor. Ama ben videonun ne zaman ve ne için olduğunu bulunca çok bozuldu. Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi oldu.
Bu bir tanesi. Bunun gibi milyonlar var.
Maalesef son viraja girdiğimiz bu günlerde bu tür algı operasyonları hem daha da artacak hem de çok daha seviyesizleşecek diye düşünüyorum.
İnşallah yanlış düşünüyorumdur.
İnanın Demirel’i, Özal’ı, Ecevit’i, Erbakan’ı, Türkeş’i arıyorum. Eski hiciv skeçleri özledim.
Ben eski Türkiye’yi özledim.
Lütfen dikkatli olalım. Yalan ve iftira haberlere itibar etmeyelim. Uyanık olalım, kandırılmayalım.
Bırakın hak eden hakkını alsın.
İnşallah bu güzel ülkemin geleceği için en hayırlı olan seçimi kazanır.
