Ekonomik gelişmenin temelinde bence kültürel gelişme vardır.
Matbaayı yıllarca almamış olmamızın bizi ne kadar gerilerde bıraktığı açık değil mi?
Maalesef değişen çok bir şey de yok. Sadece okur yazar oranımız arttı. Kendini yetiştiren çok az.
Bu bir hastalık artık ve bu hastalığın tedavisi şart. Bu hastalığın adı cehalettir ve ilacı da okumaktır.
Peki ne okuyalım ve nasıl okuyalım?
Takip ettiğimiz köşe yazarlarımız olsun farklı siyasi görüşlerden. Her görüşe açık olalım. Hislerimizde değil aklımızla okuyalım yazıları.
Bizim gibi düşünmeyenlerle empati kurmaya ve onları anlamaya çalışalım.
Biz mi doğruyuz onlar mı doğru? Bunu soralım kendimize gerçekten doğruyu bulma adına.
Eğer benim yolum doğru mantığıyla yaklaşırsak, gerçek doğruyu bulmamız mümkün olmayacaktır.
İnsan ancak okuyarak aydın olur, diğeri görgüsüzlüktür.
Bizim elde edebileceğimiz en büyük servet aydın olmaktır. Çünkü zengin olmak için maalesef yine zengin olmak gerekiyor. Ancak zenginler çok zengin oluyor.
Bu zamanda ya mal varlığınızla sözü dinlenir insan olursunuz ya da aydınlığınızla.
Bir mecliste şiir bahsi geçtiğinde okuyabileceğiniz birkaç şiir, hayatlarını ve felsefelerini bildiğiniz birkaç şair olmalıdır. Okuduğunuz ve üzerinde konuşabileceğiniz epey yüklü roman ve kitap olmalı beyin kütüphanenizde, yeri geldiğinde çıkarıp masaya koyabileceğiniz.
Önemli tarihi olaylar, coğrafik bölgeler olmalı bilgi dağarcığınızda.
Kökünüzün mavaraün nehirden olduğunu anlatabilmelisiniz. Bunun iki nehir arası demek olduğunu ve o nehirlerin de amu derya ve sidi derya yani Ceyhun ve Seyhun nehirleri olduğunu bilerek.
Alparslan’ın 1071 yılında Malazgirt ovasında Bizans İmparatoru Romenos Diogenes ile savaşarak Anadolu’ya girdiğini de bilin, 1402 yılında Ankara’nın çubuk ovasında Osmanlı padişahı I. Bayezid’in Timur’a yenildiğini de.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurtuluş savaşında verdiği mücadeleyi de bilin, 1960 darbesi ile dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam edildiğini de. İhtilal bildirisini okuyanın Alparslan Türkeş olduğunu da.
Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan’ın da üçe üç çığlıkları arasında idam edildiklerini de bilin.
Derin devletleri de bilin. Onların işlediği cinayetleri de.
Aynı tabanca ile hem sağcıların hem de solcuların öldürüldüğünü de bilin 1 Mayıs’ta Taksim meydanında, 1977 yılında.
!980 ihtilali sonrası bir sağdan bir soldan diyerek idam edilen yaşı 18 olmamış gencecik ana kuzularını da bilin.
Bunları bilin ki hem söyleyecek sözünüz olsun bir mecliste hem de gelmeyin aynı oyunlara, düşmeyin aynı tuzaklara.
Mehmet Akif’in;
Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
“Tarih”i “tekerrür” diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
şiirini de unutmayın, Nazım Hikmet’in
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
şiirini de.