Malum küresel düzeyde bir ekonomik kriz yaşanıyor. Birçok ülkede tarihinde olmadığı kadar yüksek enflasyonlar oluyor.
Maalesef ülkemiz bu süreçte en fazla enflasyon yaşayan ülkeler sıralamasında üst sıralarda yer almakta.
Resmi açıklanan rakamlar bile oldukça yüksek enflasyonu gösterirken, hissedilen enflasyon bunun çok çok üzerinde.
Aynı zamanda bir esnaf olarak fiyatlardaki artışa ve bunun maliyetlere yansımasına en yakından şahit oluyorum. Her geçen gün bir ürüne zam geldiğini duyar olduk. Önceleri yılda bir defa fiyat ayarlaması yaparken şu sıralar her ay fiyat ayarlaması yapmak gerekiyor.
Vatandaşlarımızın alım gücü dikkate alınınca yapılan fiyat ayarlamaları sizi minimum düzeyde kurtaracak fiyatlar oluyor.
İşletmeler ölçülü bir miktar kar etmek zorundadır, aksi halde ayakta duramazlar. Zaman kar-maliyet dengesini kurabilme zamanıdır.
Çok hızlı bir değişim süreci yaşanıyor.
Önceki yıllarda da ülkemiz birçok devalüasyon gördü. Ama o süreçler olduktan sonra yine bir istikrar havası oluyor ve yavaş yavaş ülke rahatlamaya gidiyordu.
Ama bu süreç çok farklı.
Hala ne zaman istikrarın geleceği belli değil.
Fiyatlarda çok hızlı değişim oluyor ama algı o kadar hızlı değişemediği için eskinin on –yirmi lirası seviyesine düşen yüz lira hala algımızda büyük para görünüyor. Fiyatlara isyan edesimiz geliyor.
Ama manzara her yerde aynı.
Fiyatlara istikrar gelse belki bir müddet sonra yeni fiyatlara uyum sağlayıp, alışacağız. Ama istikrar yok. Tam alıştık derken yeni bir zamla zihinlerimiz tekrar bulanıyor.
Evet yapacak bir şey yok, o ünlü sözü söylemekten başka;
Allah sonumuzu hayr etsin.
