Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

Deprem Siyaseti

Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

  • 980

Bu depremin bir de çirkin siyasi yüzü vardı.
Elli küsur yaşıma geldim. 12 Eylül darbesi öncesi Türkiye’sini de gördüm. 15 Temmuz sonrasını da.
Bilmem kaç tane deprem, kaç tane maden faciası, kaç tane sel baskını gördüm.
Maalesef bu kafayla elli küsur yaşlarına gelecek şimdiki genç nesil de bu benim gördüklerimi görecek.
Ama ben bu afetteki çirkin siyaset kadar çirkin bir siyaset görmedim. İktidarı ile muhalefeti ile.
Öyle ayrıştırılmış bir toplum gördüm ki, tüylerim diken diken oldu.
Sosyal medyadaki ihanetler, alçaklıklar, siyasilerin enkaz yığınları arasında rant kavgaları. Ve maalesef en kötüsü de böylesi bir felakette bile tarafsız haber yapamayan aciz, kalitesiz, seviyesiz gazeteci kimlikli soytarılar. Tabi ki işlerini hakkıyla yapanlar müstesna.
Nasıl bir korku yayıldı ise ortalığa, “ben bunları söyleyeceğim isterlerse gelsin beni tutuklasınlar” diyenler o kadar çok ki.
Siyasilerin ağızlarından dökülen nefret ve intikam söylemleri. “Hesap soracağım” ile başlayan ve biten beyanlar.
Ne ara biz böyle olduk.
Hani biz bir birimize düşman olurduk ama yeri geldiğinde de kenetlenmesini bilirdik. 
Aslında hakkını yemeyeyim, halk bunu biliyor ve yapıyor. Bunu bilmeyen siyasetçi ve fanatik taraftarlar.
Enkaz yığınları üzerinde algı savaşları veriyoruz. Enkazdan depremzedeyi sen çıkardın, yok ben çıkardım kavgaları oluyor. Bu depremzedelerle instagram şovları yapılıyor, iç kanama var mı yok mu düşünülmeden.
Algı ile yönetiliyoruz artık. 
Eskiden de böyle afetlerde herkes elinden geleni yapmak isterdi. Şimdi de istiyor. Ama öyle bir kutuplaşma ve güvensizlik var ki, parayı kime verelim tereddütleri varken, para ve yardım toplayan sosyal kuruluşlar ile devlet kuruluşları bir birlerine giriyor. 
Ona vermeyin bize verin. 
Bunun arkasındaki neden güvensizliktir. Ya da o “hiç” etmesin ben “hiç” edeyim telaşı.
Türkiye Tek Yürek programı yapıldı ve paralar toplandı. İnşallah verilen sözler yerine getirilir. Ama benim şimdiye kadar hiç görmediğim ve aklımın almadığı, devlet bankaları müdürlerinin çıkıp babalarının paralarını veriyor gibi milyar milyar yardım taahhütleri yapmaları. Hele de Merkez Bankasının.
Çıkıp “A bankası çalışanları olarak şu kadar yardımda bulunuyoruz” deseler bunu anlarım. Bu rakamlar da bir çalışanın aldığı maaşla orantılı rakamlar olursa.
Ama Merkez Bankası olarak 30 Milyar lira bağışı anlamıyorum.
Neymiş hazineye aktarılacak para depremzedelere bağışlanmış. Devlet istese bu hazinedeki parayı depremzedeler için kullanamıyor mu?
Söyleyecek sözüm yok. Bu yapılanları anlamıyorum, anlayamıyorum. Umarım beni aydınlatacak biri çıkarda bu yazdıklarımdan ben utanırım.
Yazık çok yazık.
 

Yazarın Diğer Yazıları