5 ARALIK DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜ
Prof. Dr. Şule AYCAN
- 49
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından ülkemizdeki kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği 5 Aralık günü, Dünya Kadın Hakları Günü olarak kutlanır.
Dünyanın pek çok ülkesinde kutlanan '5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü' temelleri Olympe de Gouges'un 1791'deki Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi'ne dayanır.
1789 Fransız Devrimi'nin kahramanlarından biri olan de Gouges’in (1748-1793), "Kadınların Haklar Bildirgesi’nde de yer alan en çarpıcı tezlerinden birisi, "kadınların giyotine gitme haklan varsa, kürsüye çıkma hakları da olmalıdır!" teziydi. Ama de Gouges'un 45 yıllık mücadeleci yaşamı, 1793'ün Kasım'ında giyotin sehpasında son buldu.
Ülkemize gelince, Türk Devriminin temel amacı çağdaş bir toplum yaratmaktı. Bu bağlamda, kadınların siyasal sürece de katılmalarını sağlamak gerekiyordu. Mustafa Kemal’in kadın hakları konusuna bakışı, çeşitli tarihlerde yaptığı konuşmalarda görüldüğü gibi, kadın hakları savunucusu Latife Hanım ile evlenmiş olması da önemli bir duruşu ifade eder. Atamızın 1923 yılındaki şu sözleri önemlidir: “Bizim toplumumuzun başarı gösterememesinin sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlik ve kusurdan doğmaktadır. Bir toplumun bir organı faaliyette bulunurken, diğer organı işlemezse o toplum felç olmuştur. Bir toplumun hayatta, çalışması ve başarılı olması için, çalışmanın ve başarılı olabilmenin bağlı olduğu bütün sebep ve şartları benimsemesi gerekir. Bundan ötürü bizim toplumumuz için ilim ve teknik gerekli ise bunların aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın edinmeleri lazımdır. Bir toplum, cinsinden yalnız birinin yeni gerekleri edinmesiyle yetinirse o toplum yarıdan fazla kuvvetsizlik içinde kalır. Bir millet ilerlemek ve uygarlaşmak isterse bilhassa bu noktayı esas olarak kabul etmek mecburiyetindedir.”
Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınına her zaman güvenmiştir. Bilindiği gibi, Türk kadınının haklarını elde etmeleri sürecinde asıl önemli dönüm noktası Kurtuluş Savaşı’dır. Türk kadını, emperyalizme karşı verilen bağımsızlık mücadelesinde erkekle yan yana, omuz omuza savaşmıştır. Atatürk, kadınların toplumun her alanında ve özellikle erkekle birlikte yürümesi, çalışması ve ilerlemesi gerektiği düşüncesinden hareket ederek “Cumhuriyet Kadını” olarak nitelenen kadın imajının oluşturulmasını sağlamıştır. Din işlerinin devlet işlerinden ayrılması, laik bir devletin kurulması ve medenî kanunun kabulü, kadın haklarında yenilikler oluşturmuştur. Cumhuriyetin ilk döneminde kadınlara sosyal ve siyasi hakların tanınmasında o devre göre hızlı sayılabilecek atılımlar gerçekleştirilmiştir. Bunlardan biri de kadına seçme-seçilme hakkının verilmesidir.
Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınının hukuki ve siyasal anlamda yerel ve merkezi yönetimler için seçme ve seçilme hakkını elde etmesini, bilinçli olarak bu hakkını kullanmasını çok önemsemiştir. Atatürk konuyu hukukçulara incelettikten sonra, kadınların belediye seçimlerine katılması meselesi meclis gündemine gelmiştir. Kadınlar 3 Nisan 1930’da, Belediye Yasası’nın sağladığı haktan yararlanarak ilk kez sandık başına gittiler.
4 Aralık 1934’te, 1924 Anayasasının 10 ve 11. Maddelerinde yapılan değişiklikler ile kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bu haklar 5 Aralık 1934 tarihinde kanunlaşmıştır (2589 Sayılı Kanun). Bu kanuna göre 22 yaşını bitiren her vatandaş milletvekili seçimlerinde oy kullanabilecek, 30 yaşını bitiren her vatandaş ise milletvekili seçilebilecektir. Türk kadınlarının ilk oy kullanması 1935 yılında olmuştur. 1934’te kadınlara milletvekili seçilebilme hakkı tanınması, Türk kadınını çağdaş ve ileri ülkelerin seviyesine çıkarmıştır. Avrupa ülkelerinde dahi kadınlar Türk kadınından sonra seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. Örneğin, Fransa’da kadınlar 1944, Yunanistan’da 1952, İsviçre’de 1974 yılında seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur.
Kadınların katıldığı 1935 seçimlerinde 18 kadın milletvekili Meclis’e girmiş olup, bu sayı parlamento aritmetiğinin % 4.5’ine karşı gelmektedir. Bu vekillerin isimleri ve temsil ettikleri iller aşağıdaki gibidir.
• Mebrure Gönenç, Afyonkarahisar,
• Fakihe Öymen, İstanbul,
• Hatı (Satı) Çırpan, Ankara,
• Benal Arıman, İzmir,
• Türkan Örs Baştuğ, Antalya,
• Ferruh Güpgüp, Kayseri,
• Sabiha Gökçül Erbay, Balıkesir,
• Bahire Bediz Morova Aydilek, Konya,
• Şekibe İnsel, Bursa,
• Mihri Bektaş, Malatya,
• Hatice Özgener, Çankırı,
• Meliha Ulaş, Samsun,
• Huriye Öniz Baha, Diyarbakır,
• Esma Nayman, Seyhan,
• Fatma Memik, Edirne,
• Sabiha Görkey, Sivas,
• Nakiye Elgün, Erzurum,
• Seniha Hızal Trabzon.
İlk kadın milletvekillerini meslekleri itibariyle sınıflandırıldığında, 18 milletvekilinden 13’ünün öğretmen olduğu görülmektedir. Bu % 72.22 gibi büyük bir orana karşı gelmektedir.
5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününde Atatürk’ün sözlerini hatırlayalım.
"Bir milletin medeniyetini ölçmek istiyor musunuz; kadınlarına nasıl muamele edildiğine bakınız."
"Bu millet, esas eğitimini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki, her dönemin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha yüksek kuşaklar yetiştirmeye yeteneklidir."
"Kadın varlığı, ulusun bin bir noktadan temelidir!"
Biz kadınlara her türlü hakkı sağlayan Atamıza sonsuz teşekkürler. Onu saygı ve rahmetle anıyoruz.