İyi niyet

İnsan, özünde iyi niyetli olmalı. Kendisi hakkında ve herkes için. Birisi/ birileri güzel hayaller peşindeyse, o hayaller için ‘hırs, açgözlülük’ de diyebilir ‘azim, çalışkanlık, çalışma isteğin ne güzel’ de diyebilir. Böyle zamanlarda niteleyen kişinin bilinçaltına göre yargılanıyorsun. Peki! niteleyen kişi iyi niyetli olmasını beklediğin çok yakınından biri ise, o zaman nasıl bir niyetle açgözlü diyebilir? düşünüyorum pek bir şey çıkaramıyorum, belki hayalleri bırakın diyebilir, belki gülüp geçebilir ama açgözlü derse pek iyi niyet göremiyorum o zaman. Halledilecek şeyler var herhalde, yakında da olsa kişi sizi kıskanıyor olabilir, çekememezlik olabilir ya da sığlık, yüzeysellik, aklına ilk geleni söylemek gibi ya da izlenen dizilerin etkisi ya da çevresindeki kişilerin etkisinde kalıyor olabilir. İzlenen dizilerin etkisi ve çevresindeki kişilerin etkisi daha ağır basıyor gibi geliyor. ‘İyi niyeti kullanarak böyle diyorsun’ dediğini duyar gibi miyim?
İyi niyet ile pek çok şeyi çözeriz aslında. Çünkü biz, bizi “Yaradan”dan hep iyi şeyler istiyoruz tövbe ediyoruz tövbemizin hemen kabul olunup affedilmeyi bekliyoruz.  Peki! bize ne oluyor da insanları affetmiyoruz. 
İyi niyetli davranmaya devam etmeli insan, adil olmak başka bir şey ama, iyi niyetle devam etmek her kişinin harcı değil, herhalde er kişinin harcı. İşte bu üstün niteliğe sahip olmasını bilmek gerek.
Yoksa ‘o bana şöyle yaptı o zaman alsana böyle’ bu durum adil gibi görünüyor olabilir ama iletişime zarar verir ve her iki taraf hatta üçüncül, dördüncül, taraflar da bundan etkilenir. Sonuç genellikle iyi olmuyor, böyle olunca iyi niyetli davranmaya devam etmek nasıl olacak? Öncelikle kişi evrensel değerlere sarılacak.
Peki! evrensel değerlere sarılmak nasıl olacak? nasıl yapacak kişi bunu? 
Öncelikle karşıdaki kişinin iyi niyetle söyleyebileceği düşünülecek. 
İkincil olarak, kişi kendini çok iyi ifade etmesini bilecek. Halleriyle, hareketleriyle,  tavırlarıyla, konuşmalarıyla, jestleri ile, mimikleriyle kendini doğru ifade edebilecek
Üçüncü olarak, kendi niyetinin iyi olduğunu, onun da yanlış anlayabileceğini, halbuki ‘hayal’ dese daha iyi olacağı, kişiye izah edilmeli. Bunu yaparken, gerçekten iyi niyetli olduğumu hal, hareket ve tavırlarım ile göstermeliyim. 
Peki! durduk yere olur mu? olmaz tabii ki. İletişimde, konuşmalarda, uygun şekilde ortaya konulup (davranışlarda, üstü kapalı, yarı açık ve açık olarak) konuşulmalı. Ve bu, en erken zaman diliminde hatta olay yaşanırken uygun şekilde ifade edilebilmeli. 
Bunları yapabilmek için gerçekten senin niyetin iyi olmalı. Evrensel değerlere sahip çıkmalısın yani ancak evrensel değerlerin hatırı için yapılabilir, yoksa, süfli, bayağı şeyler için yaparsak iyi niyetli olup olmadığımız tartışma konusu olur.
Selamlar Saygılar Sevgiler