Prof. Dr. Osman Genç - Fizyoloji uzmanı

Acımak

Prof. Dr. Osman Genç - Fizyoloji uzmanı

  • 1967

Üzülürüz, kızarız, öfkeleniriz sonra affederiz. Affettikten sonra, ama gerçekten affettikten sonra, duygu, acımaya dönüşür. İşte bu noktada kişiye yardımcı olmak gerekir.
Peki, nasıl yardım edeceğiz?
O kişi yardımı kabul edecek mi? Ya da senin yardımın ters tepecek mi? Bunu iyi teşhis etmek gerekir. Eğer bu tespitte hata yaparsak, yapayım derken daha fazla yıkabiliriz.
İki durumu ele alalım; 
A- Yardımını kabul etmeyecek birine, “yardım edeyim daha rahatlar vs” gibi iyi niyetlerle yardım edersin. Ama kişi bunu istemiyorsa ne diyecek “benim işime halâ ne karışıyor” deyip içten içe size kızgınlığı artacak ve önceki halden daha kötü olma ihtimali var. 
Böylesi durumda kişinin tepkilerinden, teşhisinin doğru olup olmadığını anlayacak ve geri duracaksın. 
Peki, bu durumda ne yapacağız? Bir şeyler yapmak istiyorsun ama. 
Yapacağımız şey şudur diye düşünüyorum: Birincisi, bize karşı olan negatif duygunun geçmesini beklemek, yani aktif olarak sabırla bekleyeceğiz. Pek çok şey yapmak istiyorsun ama “aktif sabır”la bekle. 
İkinci olarak o kişiyi affet, samimi olarak affet. Sende o kişiye karşı kin, nefret, kıskançlık vd. negatif duygu kalmasın. Bu duyguların yerini “acımak” duygusu alır.
Üçüncüsü, o kişi için iyi dileklerde bulun, dua et. Duan samimi, içtenlikle olsun. Bak sonra seyret kişideki güzel değişiklikleri.
Dördüncü olarak, olay ikiniz arasında geçiyor ve yine ikiniz arasında çözülecek bir sorundur. Üçüncü kişileri olaya dahil etme, yani üçüncü kişilerin yorumunu alma. Sen kendini, kendin olarak ifade etmesini bil. Tabi; ayağın yere basıyor, aklın yerinde ise ve “sokma akıl” değilsen. Üçüncü kişiler olaya dahil olup farklı yorumlar -hele hele körükleyen yorumlar- devreye giriyorsa genellikle daha kötüye gidiyor. Bu nedenle, sen kendin ol. 
Beşincisi -ama işin içinden çıkamayacağını düşündüğünde- tarafsız, körüklemeyen, akil kişinin fikrini almayı ihmal etme.
B-Senin yardımını, ilgini kabul edeceğini anladığında, iş çok daha kolay çözülür ve belki de önceki halden daha iyi hale gelme ihtimali yüksek olur. İlk olarak; Buradaki püf nokta; kişiyi olduğu haliyle kabul etmek ve onun gereğini yapmaktadır. “Dile düşürmeden, ayağa düşürmeden” yani, kişiyi rencide etmeden gereğini yapmak gerekiyor.
İkinci olarak; kişiyi affet. Sendeki kin, nefret, kıskançlık her ne ise, bu duygu “acımak” duygusuna dönüşüyor ise gerçekten affedebiliyorsun demektir. Bunu elde edip devam ettirebilmek için affetmeye devam etmeliyiz. 
Üçüncü olarak; kişi için iyi dilekte bulunmak, dua etmek gerekiyor.
Yaptıklarımız ve yapacaklarımızda değerlerimiz, ulvi değerler olmalıdır. Evrensel değerler çerçevesinde yapmalıyız.
Selamlar Saygılar Sevgiler

Yazarın Diğer Yazıları