Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

Üzümlü dastarı

Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

  • 5725

Üç sene önce Temmuz ayında, ailecek Bartın’ın Amasra ilçesine gitmiştik. Amasra’ya gidilir de balık yemeden gelinir mi? Biz de öyle yaptık ve deniz kıyısında bir restorana oturduk. Siparişimizi beklerken, iki masa ötesinden bir beyefendi masamıza doğru bakarak “Bizim-gıız Fetyelimin” dedi. Hepimiz başımızı o yöne doğru çevirdik. Şahıs devam etti: “Üzümlü’den mi yoosa?’’ Evet, tahmin ettiğiniz gibi eşimin başında Üzümlü dastarı vardı. Fethiyeli olduğumuzun uzaktan fark edilebilecek tek ibaresi buydu. Meğerse o masada Fethiye’den tur için çıkmış bir otobüsün yolcuları varmış. Bizim Fethiyeli olduğumuz konusundan iddiaya girişmişler ve haklı çıkmışlar. Kıstas aldıkları tek şey de eşimin başındaki Üzümlü dastarıymış. 
Üzümlü dastarı, Fethiye’nin alametifarikası sayılabilecek ürünlerden biridir. Çok özeldir. Fethiye’me döndüğümde ön plana çıkması için çaba sarf ettiğim ürünlerden biriydi bu özel dokuma. Ama benden çok önce, “dokundukları yeri gül bahçesine dönüştürenler” bunun için de adımı atmışlardı bile. Üzümlü’ye bir dastarhane yapılmış, bu işlerden anlayan kişilerle irtibata geçilmiş, tezgâhlar sipariş edilmişti. Buldan ziyareti yapılmış, dönemin belediye başkanı Mustafa Gülbay ve hemşehrimiz olan eşi Müjgan hanımefendinin rehberliğinde yerel dokumacılıkla ilgili bilgiler alınmıştı. Bu süreçte ve daha sonraları UNESCO Yaşayan Kültür Hazinesi adayı Selahattin Kaçanoğlu çok ciddi katkılarda bulunmuştu. Yapılan dastarhanenin iç donanımını Fethiye Evi Gönüllüleri büyük bir özveri örneği göstererek, kuruş kuruş biriktirdikleri kermes paralarıyla karşıladılar. Hemen akabinde ise “gelenekten-geleceğe” köprüsünün kurulması için bu işin üstadı teyzeler, ablalar bulundu ve ‘’dastar üretim kursu’’ ilk öğrencileriyle ilk ürünlerini dokumaya başladı. Bu aşamadan sonra bir önemli adım daha atılmalıydı. O da ‘’coğrafi işaretti.’’ 
Bu süreçte, naçizane katkım oldu. Türkiye’de halk elinde yapılan dokumacılığın duayenlerinden olan Prof. Dr. Aysen Soysaldı ile irtibata geçtim. Kendisi, Üzümlü’ye gelerek yapılanları yerinde gördü ve coğrafi işaret için düğmeye basıldı. Böylece uzun soluklu ve meşakkatli bir süreç başladı. Gerekli bilgiler toplandı; dosyalar hazırlandı ve başvuru yapıldı. Aysen Hoca bu aşamada çok değerli katkılarda bulundu. Ayrıca yine bu süreçte Gazi Üniversitesi hocalarından Prof. Dr. H. Feriha Akpınarlı ile Yrd. Doç. Songül Kuru'nun kitabından faydalanıldı.  Katkı demişken dastarhane sorumlusu Emel Asyalı’nın da hakkını sonuna kadar vermeliyiz. İşin başından itibaren özverili çalışmasının yanında tescil ve coğrafi işaret başvurusu aşamasında gösterdiği emek, gerçekten takdire şayandı. Eczacı Şaziye Kalay ve eşi mali müşavir Ertuğrul Kalay da ekibe desteklerini hiç esirgemediler. Üzümlü’nün usta dokumacılarından Melahat Öztürk, Nimet Deveci, Münevver Durukan, Cahide Coşkun, Durgül Öztürk ve Fatma Öztürk bütün gayretleriyle yardım ettiler. Recai Şeker başvuru süreci ile ilgili kıymetli tecrübelerini paylaştı. Üzümlü muhtarı Erkan Arıcan da sürecin en başından sonuna kadar değerli katkılarını sundu. Resmi olarak 6 Nisan 2018 tarihinde Dastar ve Kuzugöbeği  Festivali'nde yapılan açılışla beraber Üzümlü Dastarhanesi’ni, bütün dünya Show Tv, Ntv, Trt, Women Tv ve Habertürk aracılığı ile duydu. Bu tanıtım aşamasında da Eyüp Asyalı’nın gayretleri devreye girdi. Aydın  Üniversitesi, Gelişim Üniversitesi, Osmangazi Üniversitesi ile Hatem Okulları belgesel çekimi ve tez çalışmaları için Üzümlü Dastarhanesi’ni kullandılar. Açılışa katılan Aydın Tekstil yönetim kurulu başkanı Ali Aydın, dastarhane ürünlerinin pazarlanmasıyla ilgili yardım taahhüdünde bulundu. Birden bire hedefe kilitlenmiş ve kendini dastarın geleceğine adamış bir ekip oluştu bu süreçte. Bu ekibin harcı ise samimiyet ve Fethiye sevdasıydı.
Geçtiğimiz haftalarda duyduk ki dastarımız coğrafi işaret almış. Bu gelişme, sıradan olaymış gibi söylenip de geçiştirilecek bir haber değildir. Eğer öyle yapılırsa yukarıda saydığım emeklere saygısızlık edilmiş olur.  Bu olay, tabiri caiz ise davulla, zurnayla duyurulacak ve bütün Fethiyelilerin coşkuyla kutlayacağı büyük bir müjdedir. O yüzden bu haberi hak ettiği şekilde kutlamalı ve dünyanın dört bir yanına duyurmalıyız. Hatırlarsınız “Seydiler Kilimi” coğrafi işaret aldığında ne kadar sevinmiştim ve köşemde paylaşmış, emeği geçen herkese teşekkürlerimi ve bir Fethiyeli olarak minnettarlığımı sunmuştum. Aynı durumun Kaya İnciri için de olması temennimi defalarca dile getirmiştim. 
Gelelim tekrar dastarımıza. Aslında bizi ziyadesiyle mutlu eden bu olayı bir başlangıç olarak kabul etmeliyiz. Başvuru yapılırken olası aşamalar öngörülmüştü. Şimdi sırada dastarın dokunduğu pamuğun bizim tarafımızdan özel olarak organik tarım kapsamında üretilmesi var. Daha sonra da Fethiye orijinli ve Fethiye yönteminin kullanıldığı kök boyalar ile boyanma aşaması... Ardından da Avrupa Birliği’nden alınacak coğrafi işaret... Esas siz o zaman bakın bizim dastarımızın havasına. Bu söylediklerim olmayacak şeyler değildir. Zaten öngörü çerçevesinde planlanmış, gerçekleşmesi için zemin hazırlanmış faaliyetlerdir. 
Yani sevgili hemşehrilerim, dastarımızla ilgili daha işimiz çok. Olsun… Yaparız… Dediğim gibi, samimiyet ve Fethiye sevdası oldukça her işin üzerinden geliriz evelallah. 
Her başarılı iş böyledir aslında. Biri fikri verir, biri organize eder, biri uygulamaya geçirir, biri süreci takip eder ve biri de sonuçlandırır. Aslında bir ekiptir başarının mimarı. Bu aşamaların hepsi çok değerlidir. Herkes kendinden öncekine içten ve samimi teşekkürünü sunmalıdır. Ne kadar çok kişiye teşekkür edilirse başarı o kadar büyük bir kitlece sahiplenilir ve kutlanır. Yani gerçekleşen bir başarı için kendinden önce emek verenlere teşekkür etmekten çekinmemek gerekir. Teşekkür edebilmek insanlar için önemli bir meziyettir. Ben hep özür dileyebilmeyi ve teşekkür edebilmeyi “insan olmayı’’ hedefleyenlerin hasletleri olarak görmüşümdür. 
Teşekkürler “dokundukları yeri gül bahçesine çevirenler”, teşekkürler yukarıda ismi yazılan Fethiye Sevdalıları, teşekkürler adını yazmayı unuttuğumuz kahramanlar, teşekkürler güzelim dastarımızı bugüne kadar getiren elleri öpülesi teyzelerim, ablalarım, yengelerim. 
En kısa zamanda yeni bir coğrafi işaret almış ürünümüzle Mavi Köşe’de buluşmak dileğimle…

Yazarın Diğer Yazıları