Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

Teke Yöresi

Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

  • 4852

Siyasi ve idari olarak herhangi bir resmiyeti, fiziki olarak ise net sınırları belirlenmemiş olsa da bizim yöremizdir Teke Yöresi. Çeşitli kaynaklarda farklı sınırlarından bahsedilir. Kabaca söyleyecek olursak Antalya’nın doğusu, Isparta’nın güneyi, Denizli’nim güneydoğusu, Muğla’nın doğusu arasında kalan, Burdur ve Fethiye’nin tamamını içine alan yöredir. Sınırının nereden başlayıp nereye kadar uzandığı hiç önemli değildir. Teke Yöresi tam anlamıyla bir kültür coğrafyasıdır. Kıvrak türkülerin, seke seke oynanan dokuz sekizlik coşkulu teke zortlatmalarının, sipsinin, kabak kemanenin, curanın, çam düdüğünün, kartal kanadının, davulun, zurnanın, delbeğin, kavalın harman olduğu yerdir. 
Şelpenin üstadı Ramazan Güngör’ün, UNESCO’nun kültür mirasçısı Hayri Dev’in, bağlama ve cura erbabı Hamit Çine’nin, kabak kemanenin piri Salih Urhan’ın, halk müziğinin üstadı Hamdi Özbay’ın, Gıdıgıdısıyla ve Yareniyle kalplerde yer etmiş Özay Gönlüm’ün memleketidir Teke Yöresi.
Adı Feraye Olan Kızın, Gaydırı Guppak Cemile’nin, Denizin Dibindeki Demirden Evlerle anılan Hatçe’nin, Göçü Çekilemeyen Akça Gızın, Yankısı Dağlara Vurun Dirmil’in Çalgısının, Akmayası Çayların Nerelere Koyduğu Bilinmeyen Ümmü’nün, Pazarda Bal Var Gelinimin, Al Yazmalımın, Avşar Zeybeğinin, Serenlerin, Çöz de Al Mustavali’nin, Tersin Tersin Akmayan Suların, Çekirgenin Uçkununun Gelinlerin Coşkununun, Camları Parıldayan Çavdır’ın Hanlarının, Yayla Yollarından Yürüyüp Gelen Gelinlerin, Tahtalıktaki Kalburun Ak Çuvaldaki Bulgurun türkü olup ezbere söylendiği yerdir Teke Yöresi.
Dağlarda Kıl keçileri, Honamlı keçileri, Dağlıç koyunları, Kara sığırlar, sahilde Sakız koyunu, Mısır (Maltız) keçisiyle özdeşleşmiştir. Adını verdiğinden dolayı olsa gerek keçinin ve tekenin havası bir başkadır bu yörede. Özellikle, Teke yayladan seile (sahile) inerken, seilde yaylaya çıkarken, dağ tepe gezerken, bir gün ormanda, bir gün pıynarlıkta (makilik) bir gün ovada otlarken, ismini verdiği yörenin her bir yerinde dolaşırken “mekânın sahibi benim” edasını takınır. Hakkı da vardır.  
Yörüklüğün ocağının kıl çadırda hâlâ tüttürüldüğü yerdir Teke Yöresi. Bu özelliğiyle Ata’sının vecizesine mazhar olmanın gururunu taşır her Tekeli. Yayla göçlerinin hala yapılageldiği, köylerinde bereket yemeklerinin verildiği, keçi kılından çulun, koyun yününden çuvalların dokunduğu yerdir. 
Kekik kokan, keklik öten dağların, deli akan çayların, soğuk sulu yaylaların, yemyeşil ormanların, bereketli ovaların adıdır Teke Yöresi. 
Çeşit çeşit mahsullerin yetiştiği, hiçbir gıdanın eksikliğinin yaşanmadığı kendi kendine yetebilen örnek bir bölgedir Teke Yöresi.
Tamamı bölgenin içinde kalan iki tane büyük yerleşim yeri vardır bu yörenin. Biri Fethiye, biri Burdur’dur. Burdur yörenin yayladaki en büyük şehri olup yörenin merkezi veya başkenti olarak anılır. Fethiye’miz ise yörenin sahildeki en büyük şehridir. 
Teke Yöresini sesle anlat deseler, şelpeyle çalınan üç telli cura, kabak kemane ve sipsinin tiz sesinin oluşturduğu otantik müziğin arasından duyulan oğlak melemesi derim. 
Teke Yöresi anlatmakla bitmez, ne cevherler saklar içinde. Bu yazımızda sadece kısaca değinip geçiverdik. 
İyi ki Teke Yöresinde yaşıyoruz, iyi ki bu dünya cenneti bizim yöremiz, iyi ki bu zenginliğin farkına varabiliyoruz, iyi ki bu kültürü özümsemişiz, iyi ki Tekeliyiz.
Kekik kokulu günler dilerim.

[email protected]
[email protected]
 

Yorumlar 4
Ali Girişim 01 Aralık 2019 20:59

Hocam büyüksün, hürmetler!!!

Hüseyin Demir Avşar Müzik org 01 Aralık 2019 09:42

Sayın Hemşerim gönlüne kalemine sağlık o kadar içten yazmışsınki bizi biz yapan değerlere değinmişsin. Çok teşekkür ederim teke yöresi temsilcisi olarak saygıyla selamlar olsun Burdur

Yılmaz Tunç 01 Aralık 2019 09:18

Yalın ve doğal bir yazı

SÜREYYA ULUBEY 30 Kasım 2019 20:28

Kalemine ve yüreğine sağlık...

Yazarın Diğer Yazıları