Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

İkinci Yılımıza Başlarken

Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

  • 2565

İlk yılımızı tamamlamış olmamızın verdiği huzurla Mavi Köşenin mavi penceresinden şöyle bir geriye bakalım. Aşağıdaki paragrafla başlamış ilk buluşmamız:
“Güzel Fethiye’m ve onun güzel insanları hepinize yürekte demlenmiş kocaman bir MERHABA. İlk buluşmanın heyecanını taşıyan bir MERHABA, kordonda ince belli bardaktan yudumlanan bir çay gibi MERHABA, Ağustos alazında Mendos’tan inen dökkün gibi bir MERHABA, nisan yağmurlarından sonra Kaya’dan süzülüp gelen çam kokuları gibi bir MERHABA, Kızılada fenerinin ışığı gibi umut yüklü bir M E R H A B A!” 
Sonra şöyle devam etmişim; “gittiğim yerlerden Fethiye’ye dönmeyi sevdim hep. Sakar’dan aşağı sallanmak, Karabel’i aşmak ya da Dalaman’a inmek için dolanmak Göcek adalarının üzerinde ve hepsinin sonunda Fethiye’ye yaklaşmak. Allah’ım o nasıl bir duygudur, nasıl da sarar insanı Fethiye Sevdası! Evet, Fethiye Sevdası böyle bir duygu tufanıdır ve ancak Fethiye Sevdalıları bunu hisseder. Siz de bu yazdıklarımı okurken bir an için nefesinizi tuttuysanız ve götürdüyse kelimeler sizi de Işıklar Şehri’nin bin bir pırıltısından birine, bilin ki, siz de bir Fethiye Sevdalısısınız. O zaman, hoş geldik birbirimize.”
Gerçekten, Fethiye Sevdalıları olarak, birbirimize öyle bir hoş gelmişiz ki her hafta, evet hiç ara vermeden tam elli iki hafta bu köşede buluşmuşuz sizlerle. Bazen evinize, bazen de iş yerinize konuk ettiniz beni. Kimi zaman bir dolmuş koltuğunda, kimi zaman tahta bir kahvehane taburesi üzerinde yaptık “Mavi Köşe” buluşmalarımızı. Her buluşmada farklı bir pencereden baktık olaylara. Aslında yazılarımızın içeriğini ilk yazının son paragrafında belirtmişiz: 
“Bazen bilimsel olacak yazılarımız, derinleşeceğiz gidebildiğimiz kadar, bazen muhabbet edeceğiz. Günlük olayları da değerlendireceğiz; Fethiye’nin nabzını da tutacağız. Üniversite penceresinden de bakacağız; Cuma pazarından da. Balıkçı ağlarının deniz kokusu da sinecek yazılarımıza, kalemimizden mürekkep değil Üzümlü’nün pekmezi damlayacak belki de. Eğitim ve hayvancılığa girince çenem biraz düşecek; hele yükseköğretime değinince basacağız bam teline, dokunacağız zülfü yâre, öngörülerim olacak paylaşacağım, hedefler belirleyeceğiz daha güzel Fethiye için. Bazen beğeneceksiniz, bazen burun kıvıracaksınız. Kızacaksınız belki de. Ama ben size hiç kızmayacağım ve hiç küsmeyeceğiz. Nefesimiz yettiğince işte böyle devam edeceğiz; kabul buyurursanız?”
Birlikte geride bıraktığımız haftalara bakarsanız, tam da yukarıdaki paragrafta söylendiği gibi olmuş buluşmalarımız. Çok farklı konulara değinilmiş ama sonunda mutlaka Fethiye’mle bir bağlantı kurulmuş.  “Gittiğim her yerden, çıktığım her yoldan Fethiye’ye dönmeyi severim” demiştim ya, bu durum yazıların ortak paydası olmuş neredeyse. Bu bir yıl içinde yazılarıma yaptığınız en büyük eleştiri uzun olmalarıydı. Bunu özenle not ettim. Artık daha kısa ve öz yazmaya çalışacağım. 
Bu sene de birlikteliğimiz devam edecek inşallah. Ama bazı haftalarda size haber verme imkânı bulamadan, Mavi Köşe’deki buluşma noktamıza gelemeyebilirim, böylesi durumlar için şimdiden özür diliyorum. Bu sene şehrimizle ilgili çok güzel projeler için kollarımızı sıvadık, bazılarından yazılarımda bahsettim. Bunların her aşamasını sizlerle paylaşacağım. Özellikle Akgöl projesi için desteklerinizi tekrar talep ediyorum.
Fethiye’de yaşamaktan ziyade, Fethiye’yi yaşayabileceğimiz bir yılda yine birlikte olmak ümidiyle…
Kalın sağlıcakla…   
[email protected], [email protected] 
 

Yazarın Diğer Yazıları