Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

Günümüzde Üniversite Nedir?

Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

  • 2257


“Üniversiteye gidip de geçimini sağlayacak bir iş sahibi olmayı amaçlamak, üniversiteden beklenen faydanın en iddiasız ve en yüzeysel olanıdır.”
Geçen haftaki yazımı yukarıdaki cümle ile bitirmiştim.
Bu hafta kaldığım yerden “ne yazık ki” diye başlıyorum.
Evet ne yazık ki üniversitelerimiz yukarıda bahsettiğimiz özellikten öteye gidemiyorlar. Aralarında ancak iki elin parmağını geçmeyecek sayıdakiler, olması gereken özelliklerini korumaya çalışıyorlar. 
Liseyi bitiren bir gencin hayatını kazanacağı mesleği elde etmek için üniversiteye gitme isteği gayet normaldir ve bu durum onun için çok önemli ve çok değerli bir aşamadır. Normal olmayan ise üniversitelerin sadece bu görevi yerine getirmekle işlevlerini tamamlamış olduklarını düşünmeleridir. Meslek edindirilerek mezun edilmiş bir öğrenci, uygulamaya aktarılabilme özelliği olan proje, bu projelerden çıkarılan bilimsel eserler, faydalı modeller, patentler bir üniversiteden üretmesi beklenen en kıymetli ürünlerdir. Günümüz üniversitelerinin büyük bir çoğunluğu bu ürünleri üretmekten çok uzaktırlar. Öğrenciye diploma vererek mezun etmekle, aynı öğrencinin belli bir sektör için kalifiye bir elaman olmasını sağlamak aynı anlama gelmez. Sahibine, bahsedilen bu özelliği kazandırmamış bir diplomanın iş bulmadaki etkisi oldukça cılızdır. Günümüzde hızla artan üniversite mezunu işsiz oranı bunun çok net göstergesidir. Bu rakamın geçen hafta itibarıyla %27’ye ulaşmış olması üzerinde çok ama çok düşünülmesi gereken bir durumdur. Önümüzdeki 5-6 yıllık süre içinde Türkiye yüksek öğretim kontenjanı ile üniversite okuma çağına gelen öğrenci sayısı eşitlenecektir. Bu eşitlik sağlandığında, herkese bir kontenjan düşeceği için üniversitelerin sınavsız bir şekilde öğrenci alabilecekleri akla gelebilir. Hayır bu öngörü yanlıştır. Böyle olmayacağı gibi o zaman ortaya çıkacak kriter üniversitelerin kalitesi olacağı için, yapılacak sınav çok daha zor ve seçici olacaktır. İşte bu süreçten sonra gerçek üniversite hüviyetine kavuşmamış sadece adı üniversite olan eğitim kurumları birer birer kapanacaktır. Çünkü öğrenciler bu tip üniversiteleri tercih etmeyerek onları kaçınılmaz sona doğru iteceklerdir. Sadece diploma vermekten başka bir özellik geliştiremeyen üniversiteler de kendi sonlarını hızlandıracaklardır.
Aslında üniversiteler kendi değerlerinden bihaber olarak, politikadan ve politikacıdan medet umar duruma geldikleri an bu sonun başlangıcı için ilk adımlarını atmışlardı. Daha sonraları ise liyakatten uzak ama politikacılara yakın olanların üniversitelerde görev almaları ise işin tuzu biberi oldu. Çalışarak elde edilecek bir başarının yakalanmasının neredeyse imkansızlığını gören genç üniversite mensupları, daha kolay yollardan makam edinme peşine düşünce üniversitelerde bilimsel ilerleme birdenbire tamamen durdu. Yani çalışmayı adil bir şekilde değerlendirecek ve hakkı hak edene verecek bir adalet sistemi işlemez duruma geldi. Adaletin olmadığı yerden bilim de koşar adım uzaklaştı.
Eğer gerçekten bu durumdan kurtulmak isteniyorsa, liyakatin ve bilimin hâkim olacağı bir ortamı üniversiteye sunmak yeterli olacaktır. 
Böyle üniversitelere kavuşmak umuduyla…


[email protected]
[email protected]
 

Yazarın Diğer Yazıları