Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

Cuma Pazarı

Mustafa Saatcı / Mavi Köşe

  • 2037

İlk merhabadan sonra bir fotoğraf karesiyle çıkmaya karar verdim siz kıymetli hemşehrilerimin karşısına. Öyle bir fotoğraf karesi olsun ki içinde Fethiye olsun, Fethiyeliler olsun. Beşkaza ruhu, Yörük kültürü, adalıların gelenekleri olsun. Eski kordon sefaları gibi samimi olsun; doğal olsun ve her yönüyle BİZ olsun. O zaman, buyurun hep birlikte Cuma pazarına.

Adeta bir bayram yeridir Cuma pazarı. Haftada bir yaşadığımız dini bayram ile Fethiye ruhunun kaynaşmasıdır. Sabahleyin pazar duasıyla başlar, akşam karanlığı çökünce sona erer. Bu pazara adım atar atmaz giydiğiniz huzur ve ferahlık elbisesi, yüzünüze tebessüm olarak yansır ve gün boyu üzerinizde kalır.

Hasan abi her Cuma sabahı oradadır; en az yüz kişiye selam vermeden ve sac böreğini yemeden dönmez. Rukiye teyze de ordadır zembil çantasıyla; Kemal amca torunsuz gelmez. Hatçe nine ile Memet amca kırk yıldır hep pazar fileleriyle gelirler. Şimdiki Cafe Geniş’te biten eski kordonun beyefendileri, hanımefendileri buluşurlar, selamlaşırlar. Fethiye’nin kıymetli hafızalarından biri olan Kadir abi, bisikletiyle gelir. Aysel abla “Bu memleketi hazır yufkayla tanıştıran benim.” demenin haklı gururuyla dolaşır emek kokulu tezgâhları birer birer.   

Hâlâ yitirmediğimiz değerlerimizi saklayan ardıç kokulu sandıktır Cuma pazarı. Samimi merhabalar, içten selamünaleykümler ve sabah çiğiyle yıkanmış günaydınlarla yapılan hediyeleşmenin adıdır. Kış soğuğunda sıcacık sac böreğidir yanında bir bardak demli çayla. Bunaltıcı yaz günlerinde Akdağ’dan gelen bol pekmezli kar şerbetidir. Unutulmaya yüz tutmuş yöresel kelimelerin harman yeridir. Dil bilimcilerin rahatlıkla kullanabileceği bir laboratuvardır.

Bir köprüdür kültür ve nesiller arası. Eski Fethiyelilerin yeni Fethiyelilere aktardıkları güzelliklerin hayat bulduğu bir mecra... Ispanağı, pırasayı, maydanozu herkes bilir de; devetabanını, radikayı, ilabadayı, kuş kayazağını bilen azdır. Hele şevketibostan: Bilmeyenler diken diye beğenmez ama adalıların sevgilisidir. Söylemlerin eyleme dönmüş hâlidir Cuma pazarı. Doğalın, organiğin sözde kalmayıp tezgâhlara gururla sere serpe yayılmasıdır. Yakacık’tan bir yengenin keçisinden sağıp getirdiği sütten daha doğal, daha organik ne olabilir? Ya da çam pürleri altında saklanan doğal hazinenin çıntar adıyla arzıendam etmesine ne demeli? Sandal yemişine, Kuzugöbeğine hiç girmeyelim yoksa çıkamayız. Ama yerel tohumculara da değinmeden geçmek olmaz. Onların “Biz bu toprakların yılmaz bekçileriyiz.” dercesine göğüslerini gere gere ürünlerini satmaları hepimiz için gurur kaynağıdır. 

Bütün bunların yanında, Beşkaza’ya ayna tutar her hafta, birbirinden zorla ayrılmış ağabey ve kardeşin hüzünlü kucaklaşmasını görelim diye. Cuma pazarı meydan okumadır; bir feryattır. Çığlıktır hançereyi yırtan. Yanlışı, hatayı, eksiği düzeltmek için kendini koyar ortaya. “Ben o değilim; ben buyum işte!” diye avaz avaz bağırır. Beşkaza ruhunun sancılı bir çırpınışıdır.  Haykırır: “Yaylayla sahili, dağ ile denizi ayırmayın. Bu kadim geleneği bozmayın. Bir anlık hırsınıza, dünyevi ihtirasınıza kurban etmeyin bu kültürü!” diye. Yanıkların portakalı ile Seki’nin elması, Kargı’nın susamı ile Karadere’nin domatı, Bağlıağaç’ın kaysısı ile Üzümlü’nün pekmezi, Kaya’nın inciriyle Zorlar’ın şeftalisi… Bu birliğin, dirliğin adıdır Cuma pazarı. Sanki dile gelir de “Ayrılıkta azap birlikte rahmet vardır.” diyerek fısıldar kulaklara. “Mendos’un Babadağ’ın eteklerine serpilmedik mi, Eşen Çayı sulamıyor mu ovalarımızı?” der de kahırlanır. Sonra bir destek, bir yardım eli arar:  “Cahit amcam sağ olaydı çekerdi kulaklarınızdan, bi’ de anlatıverirdi Beşkaza’nın ne olduğunu. O vakit başınızı yerden kaldıramazdınız utancınızdan, emme yapcak bir şey yok gari. Yemişiniz naneyi bi’ kere!” der de kafasını çeviriverir Çal Dağı’nın karlı zirvesine.  

Mağrurdur. Yunus’un deyimiyle “kendini bilir.” Salı pazarına öykünmez; hele diğer semt pazarlarının esamesi bile okunmaz yanında. Özgül ağırlığının farkındadır. Öz menem, der. Öz menem!

Özdür, BİZDİR, Fethiye’min ta kendisidir Cuma pazarı.

Yazarın Diğer Yazıları