Mesut Koç

KİM DERVİŞ, KİM AVCI SİZCE?

Mesut Koç

  • 2685

Sevgili dostlar, bu köşede yazmamızın amacı iyiye, güzele, adaletliye ve doğruya bir nebze olsun katkıda bulunabilmektir. Yazılarımızın olumlu ve olumsuz geri dönüşlerini bir şekilde alıyoruz. Sokakta, pazarda, her hangi bir iş için gittiğimiz resmi dairede ilginç sorularla karşılaşıyoruz çoğu zaman. “Kimi kastettin? Ne demek istedin?” gibi. Dilimiz döndüğünce izah edip geçiyoruz. Çoğu zaman anlatmak istediklerimizi özetleyen hikâyelere yer verdiğimizi okuyucularımız bilir. Bu yazıda da öyle olacak. Hz. Süleyman hem sultan hem peygamber olan ve dünyaya hâkim olan sayılı kişilerdendir. İnsanlardan, cinlerden ve kuşlardan oluşan ordu kurduğu belirtilen Hz. Süleyman’ın yer aldığı ibretlik ve sıradışı bir hikâye var. Günümüze ışık tutması ise ayrı bir nokta. Buyurun birlikte okuyalım: Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar; -Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın? Derviş kendini şöyle savunur: -Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı. Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve şöyle der: -Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun. Kuşun kendini savunması Hz. Süleyman’ı da şaşırtır: -Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım. Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister. -Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın diye emreder. Ancak bu emre kuş itiraz eder: -Efendim, sakın böyle bir şey yaptırmayın diyerek öne atılır. -Neden diye sorar Hz. Süleyman. Kuş nedenini şöyle açıklar: -Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkartın. Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın. Günlük işler, haftalık meşguliyetler derken bir koşuşturma içerisinde yaşayıp gidiyoruz. Bazen ummadık yerden ummadık darbeler gelebiliyor. Soruyorlar; “Kuzu” diyorsun, bir zaman sonra gelip sitemle kurt çıktı diyorlar. “Kurttur kurt” diyorsun geçici mi kalıcı mı bilinmez, kuzu gibi oluyor bir zaman. Velhasıl başı dönüyor insanın. Avcı avcı gibi, derviş derviş gibi gelse sorun olmayacak ta, oluyor işte! Neyse hikâyeden hareketle sorarak bitirelim; sahiden şimdilerde, hem yerel hem ülke hem de dünya için soralım: kim derviş kim avcı sizce? Yeni yazılarda buluşuncaya kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın. Hoşcakalın.

Yazarın Diğer Yazıları