Mesut Koç

DURAN ADAM VE KALABALIKLARA KOŞANLAR

Mesut Koç

  • 3077

Sevgili dostlar, kıymetli okuyucular Sanal Ortam köşemizde yeni bir yazı ile sizlerle birlikteyiz. Üç hafta önce Gezi Parkı olayları ile başlayan hareketlilik henüz bitmese de sıcaklıkların artmasıyla birlikte daha sakin bir döneme girilmesi muhtemel. Bu olayları değerlendirdiğimiz “Ağaçların Arkasında Kimler Var?” başlıklı yazımızda; bu tür eylemlerin taraflılığı güçlendirme üzerine kurulu bir anlayışın neticesi olduğunu ve nihayetinde kazananların bu taraflardan hiç birisi olmayacağını belirtmiştim. Olayların en yoğun olduğu dönem meclisten geçirilen uluslararası lobilerin beklediği petrol yasası ve unutturulan terör örgütü ile müzakere süreci haklılığımızı ortaya koydu. Taraflardan birinin büyük miting kararı verilmeden önce, yazımızda; “gösteriler, polis tomaları, biber gazı, çapulcu, vandalizm, sandık, Türk baharı, özür krizi derken memleket sathında bir hareketlilik aldı başını gidiyor. Ne zamana kadar sürer, sonu nereye varır bilinmez ama yaz tatili öncesi taraflılıklar bilendi, heyecanlar tazelendi, gazlar alındı. En azından sonbahara kadar herkes rahatça köşesine çekilebilir. Bizde, birçoklarında şaşkınlık oluştursa da, bu tarzı artık ezberledik. Ağaçların arkasında kimler olduğunu da gayet iyi biliyoruz” demiştik. Dediğimiz gibi bir taraf koşan adam, duran adam, tencere tava derken ses getiren sıra dışı eylemleri ile diğer tarafta devasa katılımlı mitingleriyle rahatlamış oldu. Geldiğimiz noktada tarafları şaşırtan şeyler olsa da bizi şaşırtan yeni bir şey yok. Ne yabancı basının olayları abartması, ne de sanatçıların tavrı. Ne bunun bir İngiliz oyunu olduğu ne de öbürünün ABD’nın güdümünde olduğu. Biri yabancı basın haber yapınca seviniyor, öbürü üzülüyor. Falanca sanatçı kendilerinin hoşuna gidecek şeyler söyleyince göklere çıkarıyorlar, tersini yapınca yerini dibine batırıyorlar. Anlık bakış açıları, anlık yorumlar. Taraftarlık, kullanım ömrü bitmeyen hamaset, vatan millet Sakarya... Yakıp yıkıp kaçan da demokrasi diyor, onları kovalayan da. Tarafların ulusal basındaki kalem sahipleri desen evlere şenlik. Neler var neler! Taraf demişken taraf değiştiren Taraf isimli bir gazete var. Yayına başladığı zamanki çizgisi ile şimdiki çizgisine verilen tepkilerden taraftarlığın ne boyutlara vardığını görmek mümkün. Haziran ayı sinema sektöründe dev bütçeli yeni filmlerin gösterime girdiği ay. Biz de ise ucuz, bildik, bıktıran tekrarlar. İlla bir taraf olma ve o tarafı destekleme üzerine kurgulanan senaryolar. İç ya da dış fark etmiyor. Başkalarının talimatlarıyla yapılanlar. Neyse biz, yazıklar olsa da, sonu belli bu filmlerde rol almayalım. Haftaya yeni konularla tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, mutlu, serin ve huzurlu kalın, hoşcakalın.

Yazarın Diğer Yazıları