Mesut Koç

BİR SOLUKLANMA İYİDİR

Mesut Koç

  • 2486

Yaklaşık altı yılı yakın bir süredir düzenli olarak her Perşembe bu köşede sizlerle birlikteyiz. Sanal Ortam adını verdiğimiz sayfamızda birçok konuda yazdık, yazmaya çalıştık. Zaman zaman güncel konulara, zaman zamanda güncel ötesi konulara yer verdik. Gün geldi eleştirdik, gün geldi tebrik ettik, teşekkür ettik. Zaman oldu teşekkür aldık, tebrik edildik, zaman oldu eleştirildik. Sonuçta; iyiye, güzele, doğruya ve adalete katkıda bulunmak amacıyla yazdık. Bugün bir virgül koyalım. Soluklanalım. Soluklanalım derken ara vermiyoruz tabi. Ancak birkaç hafta, eski tabirle ‘banttan’ devam edelim. “Ömürde bir kez şartlar dâhilinde yapmakla mükellef olduğumuz” hayırlı bir yolculuk var inşallah. Bir süre yurtdışında olacağım için haftalık yazılara ara verelim. Muhtelif kaynaklardan hazırladığım derleme yazılar bu köşede olacak. Yazarken çoğu zaman hikâyelere yer verdik, meramımızı daha iyi anlattığı için. Bugün yine öyle yapalım. Derdimizi böyle anlatalım. Hikâye bu ya, bir yolcu gemisi yolculuk esnasında kopan bir fırtınada batar ve içindekilerden sadece iki adam küçük ve ıssız bir adaya yüzmeyi başarır. Ne yapacaklarını bilemeyen bu iki kazazede Allah’a yalvarmaktan başka çarelerinin olmadığına karar verirler. Fakat kimin duasının daha güçlü olduğunu anlamak için adayı ikiye bölmeye karar verirler ve adada karşılıklı olarak yaşamaya başlarlar. İlk diledikleri şey yiyecektir. Ertesi sabah, birinci adam kendi tarafında dalları meyve dolu bir ağaç bulur ve ağacın meyvelerinden yer. Diğer adamın alanı ise hala çoraktır. Bir hafta sonra, birinci adam yalnız olduğu için kendisine bir eş diler. Ertesi gün bir kadın yüzerek birinci adamın tarafına gelir. Diğer tarafta yine hiçbir şey yoktur. Hemen sonra birinci adam bir ev, giysiler ve daha fazla yiyecek diler. Sihirli bir değnek değmişçesine tüm istedikleri kendisine verilir. Fakat ikinci adam hala hiçbir şeye sahip olamamıştır. En sonunda birinci adam bir gemi diler böylece karısıyla birlikte adayı terk edebilecektir. Sabahleyin kendi tarafına demirlenmiş bir gemi bulur. Birinci adam karısıyla birlikte gemiye biner ve ikinci adamı adada bırakmaya karar verir. Onun hiç bir dileği gerçekleşmediği için Allah’ın nimetlerine layık biri olmadığını düşünür. Gemi kalkmak üzereyken birinci adam cennetten yankılanan bir ses duyar; “Neden arkadaşını adada bırakıyorsun?” “Bana gönderilen nimetler sadece bana aittir çünkü onlar için ben dua ettim” diye cevap verir birinci adam. “Onun duaları kabul edilmedi o yüzden o hiçbir şeyi hak etmiyor.” “Yanılıyorsun!” diye azarlar ses birinci adamı. “Onun sadece tek bir dileği vardı ve kabul edildi. Eğer öyle olmasaydı sen istediğin nimetlerin hiç birine sahip olamazdın.” “Allah’ım ne olur söyle bana” der birinci adam, “Ne diledi de ona minnettar olmam gerekiyor ki?” Cevap nettir ve her şeyi özetlemektedir. “Senin tüm dileklerinin gerçek olmasını diledi.” Âcizane ben de sizler için güzel ve sizin için hayırlı olan dileklerinizin gerçekleşmesini istiyorum. Bitirirken haklarınızı helal etmeniz temennileriyle şükranlarımı sunuyorum. Yeni dönemde yeni yazılarda tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.

Yazarın Diğer Yazıları