Mesut Koç

APAÇİ, GAGNAM STYLE, SIRADA NE VAR?

Mesut Koç

  • 3614

Birçok ülkede, farklı ülkelerin kültürlerini tanıtmak amacıyla gün ve haftalar düzenlenir. Çoğunlukla okulların öncülük ettiği bu uygulamada öğrencilerin dünyada yaşanan kültürleri görmeleri ve kısa süre de olsa bizzat yaşamaları amaçlanır. Çin ve Japonya haftalarının başta geldiği bu kültürel günlerde o ülkelerin yemekleri yenir, kıyafetleri giyilir, müzikleri çalınır ve oyunları oynanır. Hafta kapsamında o ülkeden gelenler, ülkelerindeki yaşamlarından kesitler sunar, soruları cevaplarlar. İngiltere ziyaretimde bir ilkokulun böyle bir etkinliğine bizzat şahit olmuştum. Bir hafta boyunca çocuklar Japon kültürü hakkında birçok bilgiye sahip oluyor, Japonya’dan gelen öğrencilerle tanışıyor, geleneksel kıyafetleri giyiyor ve yemeklerini tadıyordu. Yetkililer her ayın bir haftasını bir ülke kültürünün tanıtımına ayırdıklarını söylemişti. Dün, Fethiye Merkez Atatürk İlkokulu/Ortaokulu tarafından düzenlenen güzel bir kültür organizasyonu vardı. “Yöremizin Gelenek ve Göreneklerini Yaşatma Etkinlikleri” adı verilen Yörük kültürü etkinliği daracık ta olsa okul bahçesinde büyük ilgi ve coşkuyla gerçekleştirildi. Okul idaresi, Okul Aile Birliği ve öğretmenler ve özellikle gönüllü velilerin gayretleriyle öğrencilere ve misafirlere keşkek, aşure, diritme, dutmaç, gözleme, ayran, bazlama, tereyağı ve çökelek ikramı yapıldı. Ramazan Kıvrak’ın öncülüğünde çalışmalarını sürdüren Fethiye Yörük Türkmen Derneği, sipsi, cura, davul ve zurna eşliğinde yöresel oyunları oynadı. Bahçenin köşesinde kurulan Yörük çadırı ve eşyalar geçmişin izlerini günümüz insanına taşımaya çalışıyordu. Daha önceki yazılarımda da yer vermiştim. Fethiye’de kaybolmaya yüz tutan köklü ve zengin bir kültürümüz var. Her geçen gün elimizden kayıp gidiyor. Ramazan Kıvrak, İsmail Uzunoğlu, Enver Yalçın ve Ölüdeniz Belediyesinin büyük çabaları var. Özellikle atalarımızın kullandığı eşyalara sahip çıkıyorlar. Karaçulha Kültür ve Dayanışma Derneği olarak bizde de eşyalar var. Lakin depoda sonlarını bekliyorlar. Yörük kültürünün elde kalan tek somut delilleri bunlar. Kurumsal anlamda sahip çıkılmadığı sürece belki beş on yıl sonra bunlarda çürüyüp, yok olup gidecek. Ne kadar vahim bir durum! Tarifini bile doğru düzgün yapamadıkları küreselleşmenin hayranları bu tür tükenişleri pek severler. Geçmişini unutturduğunuzu bir topluma istediğiniz şekle çevirirsiniz. Gün gelir apaçiyle oynatır gagnam style ile zıplatırsınız. Bir günlüğüne, dar bir mekânda, kısıtlı imkânlarla da olsa, yöremizin kültürünü okul bahçesine taşıyarak öğrencilere göstermek için yapılan bu çalışma takdire şayandır. Emeği geçenleri kutluyorum. Diyebilirsiniz ki, bu tür kültürel etkinlikler zaman zaman yapılıyor, isteyen gider katılır. Evet, bu etkinlikler başta Yörük Türkmen Derneği öncülüğünde zaman zaman belediyelerce yapılıyor. Ancak burada önemli olan bir okulun buna sahip çıkmasıdır. Kültürümüzü eğitim kurumuna getirmesidir. İlk paragrafta bahsettiğim Avrupa örnekleriyle birlikte sorayım, devletimizin resmi kurumları, özellikle Kültür Bakanlığı, il ve ilçe müdürlükleri, özellikle Fethiye’mizde Yörük kültürüne ciddi ve kurumsal bir destek vermez? Böyle yazınca hemen birileri yerinden fırlıyor. Eh, işte o öyle, bu böyle. Bir bakıyorsun iş ideolojik kültürel bakış açısına girivermiş. Oradan ise çıkış yok artık. Geçmişini günün şartlarına göre geliştirerek geleceğe aktaramayan toplumlar başka kültürlerin oyuncağı haline gelir. Umarım, herkesin başka başka anladığı ‘Yörük’ kültürü başta olmak üzere devraldığımız tüm değerlerimize layık olduğu üzere sahip çıkarız. Haftaya yeniden buluşuncaya kadar sağlıklı, mutlu kalın, hoşcakalın.

Yazarın Diğer Yazıları