Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

Sevgi ve güzel ahlâkın karargâhı kalp

Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

  • 1307

Makamların en yücesi; Allah için sevmek
Bir gün Peygamberimiz (sav) yanında oturmakta olan sahabelere (arkadaşlarına) hitaben, 
-“Allah’ın kulları arasında bir grup vardır ki, onlar ne peygamber ne de şehittirler. Üstelik kıyamet günü Allah katında makamlarının yüceliği sebebiyle peygamberler ve şehitlerle beraberdirler.” 
Orada bulunanlar: 
-Ey Allah‘ın Resulü! Onlar kim, bize haber verir misin? Hangi güzel işleriyle bu mertebeye ulaşmışlardır? Dediler. 
Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) şöyle cevap verdi: 
-“Onlar; aralarında kan bağı ve alacak- verecek konusu olmadığı halde, Allah için birbirlerini sevenlerdir. Allah’a yemin ederim ki, onların yüzleri nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk korkarken, onlar korkmazlar. İnsanlar üzülürken onlar üzülmezler.” 
Ardından Peygamberimiz (sav) “Haberiniz olsun Allah’ın dostları var ya! Onlara ne korku var ne de onlar üzülecekler” (Yunus, 10/62) ayetini okudu. (Ebu Davut, Büyu` 78)

Ya hayır konuşmalı, ya da susmalı insan 
Bir gün Hz. Davut (as) Hz. Lokman’dan bir koyun kesmesini ve en iyi iki parçasını getirmesini istedi.  Hz. Lokman da kestiği koyunun dilini ve kalbini getirdi. Birkaç gün sonra Hz. Davut (as) bu defa hayvanın en kötü iki parçasını getirmesini isteyince O yine diline ve kalbine getirdi.  Davut peygamber, Hz. Lokman’a bunun sebebini sorduğu zaman O şu cevabı verdi: 
-“İyi oldukları zaman dilden ve kalpten iyisi yoktur. Kötü oldukları zaman da onlardan kötüsü yoktur!” Allah‘ın bize verdiği nimetlerden bile dildir. Dilimiz bizi hem Hak hem de halk katında yüceltir ya da alçaltır. Bu nedenle en çok dikkat edeceğimiz organlarımızdan biri de dildir. (M Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, C II, s.233)

İnsanın süsü; güzel ahlak 
Hikaye bu ya…
Ateş, su ve güzel ahlak bir yolda karşılaşmışlar. Tanıştıktan sonra başlamışlar kendilerinden bahsetmeye.  
Önce ateş başlamış söze… 
-“Bendeniz ateş: Kimi zaman karanlıklarda, kimi zaman soğuklarda ısınmaya sebebim. Kimi zaman güneşim, kimi zaman bir kor parçasıyım. Hoşuma gitmediğinde önüme ne gelirse yakarım. Çok iyiyimdir. Benden çok kere istifade edilebilir, der” ve ardından şöyle devam eder: 
-Fakat bir sinirlenirsem etrafında ne varsa yakarım. Onun için benimle aranızı iyi tutun.
Su başlamış söze… 
-“Bendeniz su: Hayat kaynağıyımdır. Yokluğum çok kötüdür. Ben olmazsam canlılar yaşayamaz. Her canlıda ben varım, der. Sonra başlar ateşin yaptığı gibi zararlarından bahsetmeye…” 
-Ben bir kızarsam sel olurum. Bazen bir fırtınayla gelir ne varsa yutarım. Onun için benimle aranızı iyi tutun, der.  
Sıra gelmiş güzel ahlâka… 
-“Bendeniz güzel ahlak: Hayat düzeninde benim yerin başkadır. Benim hiçbir kötülüğüm yoktur. Kimseyi de tehdit etmem der. Sonra ateş girmiş söze… Ben bu arkadaşlığı çok sevdim. Hani olurda bir gün birbirimizi kaybedersek nasıl bulacağız? der. 
Su der ki, 
-Eğer beni kaybederseniz bir yağmur gördüğünüzde yaklaşın ben orada olurum. 
Ateş der ki, 
-Eğer beni kaybederseniz, bir duman görürseniz, bir sıcaklık hissederseniz hemen gelin ben orada olurum, der. 
Sıra gelmiş güzel ahlaka. Söylediği söz çok manidardır. 
-Siz siz olun beni sakın kaybetmeyin, der. Eğer beni kaybederseniz bir daha bulmanız mümkün olmayabilir…

Allah’ım! Yaratılışımızı güzel yaptın. Ahlakımızı da güzel yap. 
 

Yazarın Diğer Yazıları