Ramazan Bayramımız Mübarek Olsun.

Cân bula cânânını / Bayram o bayram ola,
Kul bula sultânını / Bayram o bayram ola.

Peki ama bayramlarımız nasıl mübarek olur?
Evveli rahmet olan şifa ayı Ramazan-ı şerifte; Yüce Rabbimizin rahmetini coşturacak, kalplerimizi Allah sevgisiyle buluşturacak, salih amel yapabildiysek, fakirin halinden anlayıp akan gözyaşlarını silebildiysek, yetimin başını okşayıp derdine derman olabildiysek,  gariplerin ve kimsesizlerin kimsesi olabildiysek o zaman bayramımız mübarek olsun.

Ortası mağfiret olan rahmet ayı Ramazan-ı şerifte; nasuh tövbe ile (sütün memeye dönmesinin mümkün olmadığı gibi hataya tekrar dönmemek üzere) tövbe edebildiysek, “Tevvab -tövbeleri kabul eden-, Settar –hataları ve ayıpları örten-” Rabbimizin huzurunda, günahlarla kirlenen ellerimizi, dillerimizi, gözlerimizi,  gönüllerimizi af ve mağfiret yağmurlarında yıkayabildiysek haydi bayramımız mübarek olsun.
Sonu cehennem azabından kurtuluş olan oruç ayı Ramazan-ı şerifte; cehalet ateşini ilim ve hikmet, düşmanlık ateşini sevgi ve kardeşlik, zulüm ateşini adalet ve merhametle söndürebilmeyi başarabildiysek ne mutlu, bayramımız mübarek olsun.

Ramazanımız nasıl geçti?
Ramazan-ı şerifi on bir ayın sultanı kılan Kuran-ı Kerim’e hak ettiği değeri verebildik mi? Kuran'a bakarak gözlerimiz nasibini aldı mı? O’nu dinleyerek kulaklarımız nasibini aldı mı? O’na dokunarak tenimiz nasibini aldı mı? O’nun ayetlerini ezberleyerek ve sindire sindire okuyarak kalbimiz nasibini aldı mı?  O’nu tefekkür ederek aklımız nasibini aldı mı? Cevabımız “evet”se, bayramımız mübarek olsun.

Cahiliye çağının karanlıklarını ilim ve irfanla aydınlatan Allah Kelamı’nın, bizim de yolumuzu aydınlatmasına, yönümüzü tayin etmesine, ruhumuza şifa olmasına izin verebildiysek, Kur’an’la hem hal olabildiysek ve bunları başarabildiysek şimdi bayramımız mübarek olsun.
Sevgili Peygamberimizin; “Kişinin aldatıcı ve göz boyayıcı sözü, yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmediği sürece, o kulun yemesini içmesini terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur.” hadisini anlayarak oruçlarınızı bütün bedenimize tutturabildiysek, biz orucu tutarken oruç da bizi tuttuysa bayramımız mübarek olsun.

Bayram Nedir?
Bayram galip gelenler için zafer günüdür. Zira bir ay boyunca nefislerimizi terbiye etmek için mücadele verdik. Rabbimizin emrine itaat edip oruç tutuk, namaz kıldık, Kur’an okuduk, dilimiz döndüğünce dualar ettik, fitre ve infaklarımızla nefislerimizi terbiye ettik, servetimizi temizledik. Gönül kalesinin borcuna zafer sancağını diktik inşallah.
Bayram sevinme hatta daha çok sevindirme günüdür. Nerede o eski bayramlar! Diyenler aslında sevinçlerini aldığı hediyeleri ve harçlıkları hatırlarlar. Geçmişi geri getiremeyiz lakin yüzleri gülümsetmek elimizde. Allah (cc), iftar sofrasında bizi buluşturması ve cennet nimetlerine kavuşturacağını vaat etmesi ile sevindik. Bizler de ihtiyaç sahiplerini, çocukları hediyelerle buluşturalım ve bayramı sevinç unutulmaz kılalım.

Bayram günleri biraz da hüzün günleridir. Küdüs’ü, bombalanan evleri yavrusuz kalan anneleri, yetim kalan yavruları düşündüğümüzde; sessiz çığlığı yürekleri dağlayan soydaş Doğu Türkistan’ı yüreğimizde hissettiğimizde, yurtlarından sürülen Müslümanları hatırladığımızda bayram, yüzü gülen insanın kalbindeki derin acı ve hüzünden başka nedir ki? 

Son olarak, ahiret bayramını umanlara; “günah işlemeden geçirilmiş her gün aslında inanan için bayramdır”.  
“Bayram yeni elbise giyenler için değildir, / Bayram ancak azaptan emin olanlar içindir.”

Alvarlı Muhammed Lutfi Efe Hazretlerinin dizeleriyle başladık yine onunla bitirelim.
Hüzn ü keder def' ola/ Dilde hicâb ref' ola,
Cümle günâh af ola/  Bayram o bayram ola.
Kalın sağlıcakla.