Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

İslam dininin gayesi nedir?

Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

  • 2522

İslam hukukunda yer alan beş temel ilke vardır. Güvenceye alınması zorunlu olan bu beş ilkeye, ''Zarurat-ı Diniyye'' veya ''Zarurat-ı Hamse'' adı verilir.  Bu beş esas, Hz. Adem (as)’den son peygamber Hz. Muhammed (sav)’e kadar tüm peygamberlerin güvence altına alınması için çalıştığı ana konulardır.  Canın korunması, dinin korunması, malın korunması, neslin korunması, aklın korunması; barış ve güven toplumunun tesis edilmesini sağlayan İslam’ın vazgeçilmez gördüğü temel esaslardır. Bu maddeleri kısaca açıklamaya çalışalım.

1- CANIN KORUNMASI: HER CAN KUTSALDIR. KATL VE İNTİHAR EN BÜYÜK GÜNAHLARDANDIR.
Maide Suresinin 32. Ayetinde, bir kişiyi öldürenin bütün insanları öldürmüş gibi olduğu zikredilir. Müslümanların, sadece yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlara karşı kendilerini savunma hakkı vardır. 
Allah, insanlar için sayısız nimetler yaratmıştır. Doğal çevrede insan sağlığına faydalı yüzlerce yiyecek bulunur. Hastalıklardan korunmak ve iyileşmek için üretilen ilaçların tamamı da Allah'ın sonsuz lütfunun bir parçasıdır. Kur’an ayetleri nazil olmadan ve Hz. Muhammed (sav) peygamberlik görevi verilmeden önce Mekke'de kız çocukları diri diri gömülüyordu. İslam'ın gelmesi ile birlikte cahiliye dönemine ait bu gelenek sonlandırıldı. Dinimizde intiharın en büyük günahlardan biri sayılması da insan yaşamının ne kadar önemli olduğunun kanıtıdır. Müminler önce kendi canından sonra başkalarının hayatlarından sorumludur.
'Günlük hayatta sıklıkla dile getirdiğimiz sözlerden biri şudur: 'Allah'ın verdiği canı Allah alır'' Bu söz de dinimiz açısından can emniyetinin ne kadar önemli olduğunu gösterir. 

2- DİNİN KORUNMASI: İSLAM DİNİ HER DÖNEMDE HURAFE VE BATIL İNANÇLARLA MÜCADELE ETMİŞTİR.
'Kâfirûn Suresinin 6. ayetinde de ''sizin dininiz size, benim dinim bana'' ifadesi yer alır. Dinde zorlama, tehdit ve baskı yoktur. Peygamberimizin Mekkeliler ile yaptığı savaşlar ise sadece ümmetini ve dinini korumak için yapılmıştır. Selçuklular ve Osmanlı Devletinin uyguladığı fetih politikasında hiç kimsenin dinine ve inancına karışılmadı. Fethedilen ülkelerde bulunan kilise ve havra gibi ibadet yerlerine dokunulmadı. Bu sayede Müslümanlar ve gayr-ı müslimler yüzyıllar boyunca birlikte, barış içinde yaşadı.
Furkan Suresinde, Müslümanlara İslam hakkında kötü sözler söyleyen insanların yanından ''Selam'' diyerek uzaklaşmaları emredilir. İnsanlar iman etmek ve inkâr etmek arasında seçim yapmakta tamamen özgürdür. Her insan seçimlerine göre muamele görecektir.

3- MALIN KORUNMASI: FAİZ, KARABORSA, HIRSIZLIK VS. HAKSIZ KAZANÇ HARAMDIR.
Dinimiz için, alın teri ile kazanılan her para ve mal helaldir. Ancak karaborsa (mal istiflemek) haramdır. Müslümanlara yardımlaşmayı öğütleyen Kur’an-ı Kerim, ihtiyaçtan fazlasının infak edilmesini, yani dağıtılmasını emreder. Hırsızlık ve haksız kazanç en büyük günahlar arasında yer alır. Çünkü her ikisi de başkasının parasını ve malını gasp etmek anlamına gelir. Herkes aşırıya kaçmamak şartıyla, ailesini geçindirmek mal ve para biriktirebilir. İslam’da riba olarak tanımlanan faiz de haksız kazançlardan biridir. Kişinin ancak emek harcayarak kazandıkları helaldir.

4- NESLİN KORUNMASI: NİKÂH MEŞRU KILINMIŞ, ZİNA (GAYR-İ MEŞRU İLİŞKİ) YASAKLANMIŞTIR.
Kur’an-ı Kerimde yer alan birçok ayet aile kavramının İslam için ne kadar önemli olduğunu gösterir. Allah, Tahrim suresinde Müslümanlara önce kendilerini sonra ailelerini korumaları gerektiğini bildirir. Anne babamız yanımızda yaşlanırsa onlara ''öf'' bile dememiz gerektiği vurgulanır. Neslin devam etmesi için niahsız birliktelik yasaklanmış, müminler evliliğe teşvik edilmiştir.

 5- AKLIN KORUNMASI: SARHOŞLUK VEREN (SAĞLIKLI DÜŞÜNMEYİ ORTADAN KALDIRAN) HER ŞEY AZ DA OLSA YASAKLANMIŞTIR.
Akıl, Allah’ın insana verdiği ve onu diğer canlılardan ayıran en önemli nimettir. Aynı zamanda akıl, değer üretme kabiliyetinin yanında ilahi sorumlulukların da ilk şartıdır. Bundan dolayı İslam dini, akıl korumada birtakım tedbirler almıştır. Bireyler akıl yönünden ne kadar sağlıklı olursa, toplum da o kadar sağlıklı olur. Ülkemizde her yıl binlerce insan alkollü sürücülerin sebep olduğu kazalarda hayatını kaybetmektedir. Yine bu kazalarda, binlerce insan engelli olmakta ve birçok eve ateş düşmektedir. İşte bunun için birey ve toplum, akıl sağlığını olumsuz yönde etkileyen her türlü zararlı ve bağımlılık oluşturan maddelerden uzak durmalıdır.
Güvenceye alınması zorunlu olan bu beş ilkeye azami hassasiyet göstermeyi ümit ediyor, hayırlı cumalar diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları