Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

İNFAK NİFAĞIN EN GÜZEL İLACIDIR

Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

  • 1035

Yüce Allah’ın, infakla ilgili zikredeceğim ilâhî emri, infak ayı olan Ramazan’da bizim için ne ifade etmeli? Tek cümle bize kaç anlam sunuyor. Hangi konulara dikkatimizi çekiyor.
“Bizim size rızık olarak verdiklerimizden infak edin.” (Bakara, 2/3; Enfal, 8/3) 
Yani, verdiklerimizin hepsini vermek zorunda değilsiniz. Verdiklerimizden “bir kısmını vermeniz yeter.” Birazını infak etmekle, geri kalanın da temizlersiniz. Sizdekinin bir kısmında başkasın da hakkı olduğunu teslim ederseniz, size kalan kısmı da helalinden hak edersiniz. Bilirsiniz ki, size kalanı ve başkasına kalanı taksim eden O’dur. Sizdekinin hepsi O’na aittir, size değil. Böylece haddinizi bilirsiniz.

“BİZİM SİZE RIZIK OLARAK VERDİKLERİMİZDEN İNFAK EDİN.” 
Başkasına verilen değil, “size verilenden” infak edebilirsiniz. Sizin elinizde olan sayesinde infak edebiliyorsunuz. Yani, sizi veren Allah, siz de verebilesiniz diye verdi. Size rızık veren Allah, başkasının rızkını da sizin elinizde göndermeyi diledi. Size rızık vermekle kalmadı, sizde infak etme fırsatı da verdi. 

“BİZİM SİZE RIZIK OLARAK VERDİKLERİMİZDEN İNFAK EDİN.” 
Başkası değil, Biz verdik size. Verdiğiniz sizden değil; Biz’den, “Bizim verdiğimizden”. “Ben veriyorum” demeyin sakın. Verirken verme fiiline sizi özne yapanı unutmayın. “Siz veriyor değilsiniz, Biz veren. İnfak ederken, İnfakı alana da verene de sınırsız kar getiren Allah’ın, sizi infak pınarının başına oturduğunu unutmayın. İnfak ederken, infaka el koymayın. Başa kakıyorsanız verdiğinizi, “Ben verdim” diyorsunuz demektir. Yani, size verildiğini inkâr ediyorsunuz.
“Bizim size rızık olarak verdiklerimizden infak edin.” 
Rızık size verildi, “siz elde etmediniz.” Yoktan var etmiş değilsiniz. Size veren, size yine verir, size yeni verir, size yeniden verir. Verilene dikmeyin gözünüzü; vereni görün. Veren’den yenilerini dileyin. Verdiğinizde size verilen azalır; size Veren’in vermesi azalmaz.

“BİZİM SİZE RIZIK OLARAK VERDİKLERİMİZDEN İNFAK EDİN.” 
Rızık olarak verdiklerimizden sadece boğazınızdan geçenler değildir. “Rızık olarak verdiklerimiz”e bir sınır, bir tanım getirmeye kalkmayın. “Ben” dediğiniz kimliğinizden başlayarak, “Benim…” diye bildiğiniz her şey rızıktır.

“BİZİM SİZE RIZIK OLARAK VERDİKLERİMİZDEN İNFAK EDİN.” 
Verdiğiniz, “nafaka olsun diye” verin. İhtiyacı olana verin. Bir başkasının da geçimi olsun diye kendi geçiminizden eksilten size kalırsa değil başkasına olursa daha çok işe yarayacak olanı daha çok mutluluk üretecek olanı daha büyük sevinçle Doğuracak olanı verin verdiğiniz sizde kalsaydı sizde bencillik cimrilik inşa edecekti

“SEVDİĞİNDEN HARCAMADIKÇA HAYRA ERİŞEMEZSİN.” 
Hayra mı erişmek istiyorsun? Öyleyse “sevdiklerinden vereceksin.” Bedeli buysa sonsuz güzelliğin, kesintisiz mutluluğun gönülden vereceksin. Neyi vermeye başlayarak çıkacaksın yola? Hangi sevdiğini koparacaksın kendinden? İlk elinden çıkaracağın, ilk harcayacağın hangisi olmalı? En iyisi liste yapmalı insan, Allah için neleri verebilirim.

“ZEKÂT ARINDIRIYORSA “KİR”İMİZ NEDİR? 
En yapışkan kir “ben”cilliktir. Bana verilenleri hep benimmiş gibi hiç elimden çıkmayacakmış gibi sahiplenmem bencilliktir. Kalıbımızda taşıdığımız malı, kabından çıkarıp kalbimize ulaştırmak demektir bencillik. Arabamıza kaldırıma değil kalbimize park etmek demektir. Dünya bildiğiniz kalbimiz bir gemi gibidir. Bencillik, dışarıda kalması gereken suyu içeri almak demektir. Su, geminin dışında durursa gemi yol alır, suyu geminin içine alırsak batarız.

“AZ SADAKANIN KALDIRDIĞI ÇOK BELA HANGİSİDİR?” 
Çok bela sadece “yangın”, “sel”, “kaza”, ya da “deprem” olarak yorumlanmamalıdır. Bela, hatanı hata görmeyecek kadar kibirlenmendir. Bela, Hz. İbrahim’i ateşe fırlatan Nemrut’tan yana olmaktır. “Ben ilmimle kazandım bunları” demek beladır. “Biz malca zenginiz” diyerek, ihtiyaç sahibine sağırlaşmak beladır.

“SADAKA ÖMRÜ NE KADAR UZATIR?” 
Sadaka ömrü sonsuza kadar uzatır. Sadaka fani ömrümüzü bekaya taşır. Sadaka, sınırlı bir ömrü hiç bitmez bir hayatla takas eder. Ebedi olma arzusunda olan insan, infakla bu emeline ulaşabilir. 
Ne mutlu malını ebedi kılanlara, ne mutlu sonsuz mutluluğa ulaşanlara…
(Bu yazımızda, Senai Demirci’nin, TİMAŞ Yay, “Canla Ba(ğı)şla” kitabından istifade edilmiştir.)
 

Yazarın Diğer Yazıları