Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

Güzel Bir Başlangıç İçin Ön Şart TÖVBE

Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

  • 1286

İnsanoğlunu yaratan Yüce Allah, onun dünya ve âhiret mutluluğunu, emirleri ve yasaklarını yerine getirme şartına bağlamıştır. Bu yaratılış düzeni sebebiyledir ki insan, ilâhî emir ve yasaklara aykırı davrandığı sürece ve işlediği günahlardan arınmadığı müddetçe bunalımlarını gideremez. Mesut olamaz. İlahî azaptan korunamaz. Müminin günahlarına tövbe etmesi farzdır. Bu görev ömür boyunca da devam edecektir. Zira insan melekler gibi olmadığı ve günahlara arzulu yaratıldığı için hatalara düşmekten korunamaz.
 
Her insanın hata/ günah işlemesi mümkündür..
Peygamberimiz bu gerçeği şöyle açıklamıştır. “Her bir insan hata eder/günah işler. Ancak hata edenlerin en hayırlısı tövbe edip Allah’tan affını dileyendir.” (Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.) 
Bizler kalplerimizi paslandıran, Rabbimizle aramızda perde oluşturan ve cehenneme yol olabilecek olan günahlarımızı tövbe ile gidermez, giderek de artırırsak ilâhî adalet gereği iç huzursuzluğumuz artar, ruhî elemlerimiz çoğalır, vücudumuza ve malımıza yönelik maddî ve manevi cezalara muhatap olabiliriz. Ayrıca âhiretimizi kuşatacak ilâhi azaba da uğrarız. Hiç bir kurtarıcı da bizi kurtaramaz. Bu gerçeği açıklamak içindir ki Peygamberimiz öz kızı Hz. Fatıma’ya şöyle buyurmuştur: “Ya Fatıma! Aman nefsini Allah’ın azabından kurtarmaya çalış. Zira Allah’a yemin ederim ki, ben senden Allah’ın azabını gideremem...” (İbn Kesir 3/350)

Allah korusun ama günah işlemiş olabiliriz. 
Namaz kılmamak, zekât vermemek, ana-babaya âsi olmak, adaletten sapmak, ve hileli imâlat yapmak gibi rabbimizin emirlerine itaatsizlik yapabiliriz, mümkündür. İçki içmek, zina yapmak, faiz alıp-vermek, karaborsacılık yapmak, yalan söylemek, şahıs veya kamu mallarını zimmete geçirmek ve Rabbimizin üzerimizdeki sayılamayacak kadar çok olan nimetleri üzerinde düşünmemek gibi günahların/suçların faili olabiliriz. Bizden benzeri daha nice günahlar zuhur edebilir. 

Tövbe yeni bir sayfa açmaktır.
Günahlarımızın sebep olacağı bunalımlar, musibetler ve azaplardan korunabilmek için Yüce Allah’ın bizlere açtığı tövbe kapısından kulluk şuuru ile girmeliyiz. Rabbimizden affımızı dilemeliyiz. Eğer yaptığımız günahlar, kul hakları ile ilgili ise Allah’tan bağışlanmamızı talep ederken aynı zamanda hak sahiplerinin de haklarını mutlaka ödemeliyiz. Böylece gerekli şartlarına riâyet ederek günahlarımıza tövbe etmiş oluruz. Yüce Allah’a kulluk vazifemizi de eksiksiz ve usulune uygun yapmaya gayret etmeliyiz. Yüce Yaradanımız, rahmetini gazabından üstün kılmıştır.

İçtenlikle yapılan tövbe kabul olur.
Rahîm olan, merhameti ve affı sınırsız olan Yüce Allah kullarına asla zulum etmez. Bunun içindir ki hatasız olamayacak kullarına Tahrim Sûresi’nin 8.ayetinde şöyle buyurur:  “Ey iman edenler! İçtenlikle ve kararlılık içinde Allah’a tövbe edin. Umulur ki rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar.” Rabbimizin bu emrine icabet ederek O’nun lütfuna gönül bağlayanlar elbette ki bağışlanacaklardır, çünkü O kullarına bağışlamayı vaat etmekte ve şu müjdeli duyuruyu yapmaktadır: “Kullarının tövbesini kabul eden, günahları bağışlayan ve yaptıklarınızı bilen O’dur. ( Şûrâ, 42/25) Tek şart, Allah’a ortak koşmamaktır. “Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse hakkında bağışlar.”  (Nîsâ, 4/48)

Tövbe ertelenmemeli 
Tövesini erteleyen ve günahlarını küçümseyenlerden olmayalım. Günahlarından arındırmanın, güzel bir müslüman olup mutlu olmanın, cennete varmanın yolu tövbedir. Tövbe arınmadır, hayata yeniden başlamadır. Yazımızı Peygamberimizden hadîslerle bitiriyorum. Allah Rasulü (sav) şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Allah’a tövbe edip ondan af dileyiniz. Zira ben ona günde yüz defa tövbe ederim.” (Müslim, Zikir 42)

Az hatalı, çokça hayırlı iş ve tövbeli bir miladi yıl temennisiyle…
 

Yazarın Diğer Yazıları