Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

DİLİNİ TUTAN KURTULDU.

Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

  • 967

Bir gün bir sahabi Peygamber Efendimize; “Ya Resulallah bana uyacağım bir amel tavsiye et” dediğinde, Efendimiz; “Rabbim Allah’tır, de ve sonra dosdoğru ol” buyurmuştu. Aynı sahabi; “Benim hakkımda en çok korktuğunuz şey nedir?” diye sorduğunda Resulümüz eliyle dilini göstererek; “İşte bu!” demişti. (Tirmizi, Zühd, 61)
Böylece Allah Resulü, konuştuklarımızın mahiyetine, dili doğru kullanmanın gereğine işaret ediyordu.

Kelimeler birer emanettir.
Canlılar içinde meramını dil ile ifade etme, konuşma yeteneği sadece insana bahşedilmiştir. Rahman insanı yaratmış, ona beyan yeteneğini vermiş, düşünme ve konuşmayı öğretmiştir.   
Kelam Yüce Rabbimizin sıfatlarından olup insana ilahi bir emanettir. Bu emaneti, sahibinin rızası doğrultusunda kullanmak ve korumak ise mümin olarak hepimizin en önemli sorumluluklarımız- dandır.

Tatlı söz zehri bal eder
Kur’an-ı Kerim şüphesiz ki sözlerin, kelâmın en güzelidir. Bu en güzel söze iman ve itaat eden müminlerin de, en güzel sözleri söylemeleri imanlarının ve ahlaki erdemlerinin bir gereğidir. Gönül alıcı güzel bir söz adeta kışı yaza, zehri bala çevirir. 
Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bu hakikat ifade edilirken; “Görmedin mi Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? Güzel bir söz, kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir.”  (İbrahim, 14/24) buyurulmuştur.

Sözün ölçüsü nedir?
Dilimizden ölçüsüzce çıkan kimi söz ve konuşmalar lisanın afetleri olarak nitelendirilmiştir. Kerim Kitabımız bize; lağvden yani anlamsız ve boş konuşmadan, gıybetten, su-i zandan, alay etmekten, yalan söylemek ve yalan yere yemin etmekten, yapmadığını söylemekten ve ifsâd edici (düzeni bozan, kargaşa çıkaran) her türlü sözden uzak durmamızı emreder. 
“İnsanoğlu, dilinin altında gizlidir” der Mevlana ve şöyle devam eder: “Dil can kapısının perdesidir. Yel esip perde kalktı mı evin içindekiler görünüverir. O zaman bak, evde inci mi var, buğday mı?” Müminin lisanından dökülen her söz, inci kalitesinde ve değerinde olmalıdır. Manasız, anlamsız, gereksiz sözlere mümin ağzını kilitlemeli, Kutlu Nebinin buyurduğu gibi; “Ya hayır söylemeli, ya da susmalıdır.”  (Buhari, Edeb, 31)

Dil kalbin tercümanıdır.
Malumdur ki kap, içindekini dışa yansıtır. “Bal küpünden sirke taşmaz” demiştir atalarımız. İnsanın dili kalbine bağlıdır. Güzel ve anlamlı söz söyleyebilmek, akleden bir kalbe, tertemiz bir gönle sahip olmayı gerektirir. 
Öyleyse geliniz, önce gönül aynamızı temizleyip parlatalım. Bize bahşedilmiş en büyük nimetlerden biri olan dilimizi, Allah’ın razı olacağı şekilde kullanalım. Söylediklerimiz, yaşadıklarımız, yaşadıklarımız da söylediklerimiz olsun. Unutmayalım ki; “Allah’a sadece güzel sözler yükselir. O sözleri yücelten ise imana uygun davranış ve tutumlardır.”  (Fatır, 35/10) 

Yazarın Diğer Yazıları