Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

CAMİLERİMİZ GARİP KALMASIN

Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)

  • 1463

Cemaatle namaz ne zaman başladı?
Hz. Peygamber, henüz bir mescidin inşa edilmediği İslâm"ın ilk yıllarında, müşriklerin bütün engellemelerine rağmen Dârülerkam diye bilinen Erkam b. Ebu"l-Erkam"ın evinde, namazlarını gizli de olsa ilk Müslümanlarla birlikte kılmıştı. (Halebî, es-Sîretü’l-Halebiyye, 1/457.)  
Hz. Ömer"in İslâm"ı kabul etmesiyle birlikte ashâb, o güne kadar namaz kılma imkânı bulamadıkları Kâbe"de ilk kez topluca namaz kılabilmişlerdi. (İbn Hişâm, Sîret, II, 186.) 
İlerleyen süreçte Medineliler İslâm"la tanışmış ve Medine’de ilk Müslümanlardan  Es"ad b. Zürâre, hicretten önce bir mescit inşa ederek Hz. Peygamber"in gelişine kadar orada cemaatle namaz kıldırmıştı. (İbn Sa’d, Tabakât, 1, 239.) 
Hicret yolculuğu esnasında Resûlullah Kubâ"da kaldığı sırada vakit namazlarını orada, (İbn Sa’d, Tabakât, IV, 311.) Rânûnâ vadisindeki Benî Sâlim mescidinde de ilk cuma namazını kıldırmıştı. (İbn Hişâm, Sîret, III, 22.) 

Camilerin imarı, içinde ibadet eden bilinçli cemaatle mümkündür.
Mescid-i Nebevî"nin inşa edilmesinin ardından vefatına kadar ise bütün farz namazları cemaatle kıldırmış ve her fırsatta ashâbına cemaate katılmayı tavsiye etmişti. Çünkü mescide gitmeyi alışkanlık hâline getirmek, namazı cemaatle kılmak ve mescitlerin bakımı ile uğraşmak İslâm"ın şiarlarından biriydi. Bu nedenle Hz. Peygamber,“Bir kişinin sürekli mescide gittiğini görürseniz onun imanına şahit olun! Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Allah"ın mescitlerini, ancak Allah"a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah"tan başkasından korkmayan kimseler imar eder..." (Tevbe, 9/18) buyurmuştu. 

Cemaatle namaz, dünyevî ve uhrevî kazanımlarıyla Peygamberimizden ümmetine miras kalan en kuvvetli sünnetlerden birisidir. 
Nitekim İbn Mes"ûd"un şu sözleri de bunu ortaya koymaktadır: “Kim yarın Allah"a Müslüman olarak kavuşmak isterse şu namazlara ezan okunan yerde devam etsin! Çünkü Allah, Peygamberinize hidayet yollarını meşru kılmıştır ve namazlar da hidayet yollarındandır. Eğer siz, şu evinde kalan kimse gibi evlerinizde namaz kılarsanız, Peygamberinizin sünnetini terk edersiniz. Eğer Peygamberinizin sünnetini terk ederseniz, şaşırırsınız...” (Müslim, Mesâcid, 257.) 

Dünyevi menfaat için kalkıyoruz, bekliyoruz..
Allah Resûlü cemaatle namaz kılma hususunda en ufak bir gevşekliğe dahi müsamaha göstermemiştir. Nitekim bir keresinde, yatsı namazına gelenlerin sayısının az olduğunu görünce çok kızmıştır. Hatta bu kızgınlığını, içinden cemaate gelmeyenlerin gidip evlerini yakmak geldiğini söyleyecek kadar açığa vurmuş ve “Şayet bunlardan biri yağlı bir kemik (dünyevî bir menfaat) bulacağını bilse ona (yatsı namazına) mutlaka gelirdi.” demiştir. (Müslim, Mesâcid, 251) Onun bu sözü cemaatle namaza verdiği önemin çarpıcı bir ifadesi olarak algılanmıştır.

İbadete giden yolda yürümek de ibadettir.
Hz. Peygamber, pek çok hayır ve sevap içeren cemaatle namazdan, ümmetinin mahrum kalmasına razı değildi. Bu nedenle her fırsatta cemaatle namazın faziletlerinden bahsederek ashâbını buna teşvik etmiştir. Resûlullah, “Bir kimse camiye gitme niyetiyle evinden çıktığında, attığı bir adımla kendisine bir sevap yazılır, diğer adımıyla bir günahı silinir.” buyurmuş, (Nesâî, Mesâcid, 14) dolayısıyla evi camiye en uzak olanın, en büyük sevabı alacağını (Ebû Dâvûd, Salât, 48) söylemiştir. O, yatsı namazını cemaatle kılan kimsenin gecenin yarısını; hem yatsı hem de sabah namazını cemaatle kılanın ise gecenin tamamını namaz kılarak geçirmiş gibi sevap kazanacağını (Ebû Dâvûd, Salât, 47) zikretmiştir.

Cuma namazını terkedenin durumu nedir?
Cemaatle kılınması farz olan cuma namazını önemsemediği için camiye gelmeyenin kalbinin mühürleneceğini, (Müslim, Cum’a, 40) yatsı ve sabah namazlarında cemaate gelmemenin de münafıkların âdeti olduğunu (Buhârî, Ezân, 34) ifade etmişti.
Günde beş defa yapılan ilâhî çağrıya uymak ümidyle, hayırlı cumalar diliyorum.
 

Yazarın Diğer Yazıları