Hande B. Sarıca

Meditasyon nedir? Nerede başlar?

Hande B. Sarıca

  • 2437

“Ruhunu görebildiğimde, gözlerini de çizeceğim.” Modigliani

Ne güzeldir birinin ruhunu görmek ve ne güzeldir o ruhu anlayıp hele kavramak telaşsızca ve çabasızca. Bir varoluşu sevmek sadece varolduğu için. Huşu içinde yaşamak bütün dakikalarda aynı saadetle ve koşulsuz beklentisizlikle.
Ne kadar güzel değil mi? Neden zorlanır insan o halde sadece tepkisizce kalmak varken yaşamda ve nasıl bu kadar saldırgan olabilir zihinler dilimizden düşmeyen sevgiye rağmen?
Modigliani’nin yukarıdaki sözünü çok severim; kendisi muazzam eserler yaratmış bir ressamdır ve aslında yaptığı şey renklere odaklanarak içindeki yaratımı aktarmaktır ki meditasyon dediğimiz olgudan çok farklı değildir resim yapmak...
Fakat önce nedir bu meditasyon onu anlamak gerekir; çünkü anlaşılmadan yapılan eylemler  bize bir yaratım vermez. Ve aslında meditasyon dediğimiz şey çok basit olarak zihne gelen bütün dış uyaranlardan sıyrılıp düşünceyi eritip özbenlik içinde bir olmak halidir. Fakat bu demek değildir ki bir çeşit meditasyon var ve sadece belli kişiler bu hazza erişebilir.
Aslında bütün mesele gerçekleştirdiğimiz eyleme bütün dikkati vererek odaklanmaktan geçiyor. Bağdaş kurup oturma eylemi evet en yaygın ve eski meditasyon pozudur fakat kişinin beden ve mental olarak bu rahatlığa erişmesi zaman alacağından, bu süreyi yapılan her eylemdeki ayrıntıları fark ederek hızlandırabiliriz. Yani; alışveriş çıkışı taşıdığımız torbaları daha farkederek tuttuğumuzda, trafikte kırmızı ışıkta beklerken düşünceler veya öfke değilde o andaki hiç farketmediğimiz ama hep orada olan küçük ayrıntıları görmeye başladığımızda, deniz kenarında bir yürüyüş esnasında karşıdan gelen kişinin kıyafeti yerine yanımızda uçan kuşa odaklandığımızda veya adımlarımıza ve bu adımlardaki görünmez uyuma odaklandığımızda aslında meditasyon yapmış oluyoruz. Bağdaş kurup gözleri kapatarak kendi içsel merkezimize doğru yola çıkmakla sırtımızı bir ağaca yaslayıp elimizdeki bir yaprağı ayrıntılı bir biçimde – ama bir tanım ve kavram kullanmadan – incelemek arasında bir fark yok. Çünkü temelde meditasyon kendi tanrısallığımızı farketmekse bunu aynı yaratımın parçası olan bir yaprakta da bulabiliriz çoğu zaman. Dolayısıyla meditasyona bir kural bir zorluk yasası koymak ve ondan istemsizce uzaklaşmak yerine yaptığımız herşeyde meditasyon halinde olabiliriz ve bu sadece basit bir seçimle olabilir. Meditasyon bunu istediğimiz anda başlar onu derinleştirip sadeleştirmek bize bağlıdır. Fakat en önemlisi bunu bize kimse öğretemez; meditasyon öğretilmez ancak bireysel metodlarla deneyimlenebilir; çünkü meditasyon bizim kendi özümüze bakma şeklimizdir ve kimse bize bizden daha gerçek bakamaz, bu bakış ister bir resim kağıdında fırça darbesiyle ister bir notada ister bağdaş kurup otururken ister en kalabalık sokakta dingince ve tepkisizce yürürken olsun ferketmez...Bizi bize yaklaştırmak için ihtiyacımız olan herşey bizde mevcut yeter ki bakmayı bilelim

Yazarın Diğer Yazıları