FAZİLET KAPLAN / GÖKYÜZÜ GÖZLEMCİSİ

Farklı şeylerdir çok konuşmakla, doğru konuşmak.

FAZİLET KAPLAN / GÖKYÜZÜ GÖZLEMCİSİ

  • 401

Niyetlerin duygularının  kanadında,
Eylemsiz büklüm kalmış iken,
Aleni çemberin dışına çıkar,
Kulun kulluk için hak bulduğundan   sıyrılır,
Hırs yüklemiş doğru zan dan 
Soyunarak,
Sezgilerin yelken açar sadeliğe,
Rüzgâr fısıldar yüreği ’ne,
Her şeyi tüm gerçeği ile görebilmek için.
Bilindik adımlar başkalaşır,
Kimin ne dediği hiçe sayılır,
Kalp konuşur, aslının hiçlik makamında,
Harmanında festival heyecanı sarar.

Şımarır çocuksu,
Masum halin.
Candaki aşk dirilir , 
Yıldız bakışlı gözlerinde ,
Umudun ışığını eksik etmez,
Yaradan tohumu, Çİ özlüğü.

Ödevimiz, ken¬dimize yepyeni bir yaşam biçimi yaratmak ve toprağımızdan alınmış ruhumuzu, halk geleneklerimizin derinliklerinden çe¬kip çıkarılmış kendi özel yaşamımızı, kendi öz yaşamımızı bul maktır.(Dostoyevski)

Bu hafta gökyüzü etkileri ise;
Geçecek... Dün geçti ya!
Ya¬şam içimizdedir, bizi çevreleyen dünyada değil.
Anlamından çok hayatı sevmeli. Anlam ancak o zaman anlaşılır hale gelir.
İnsan sevdiği için sever. Aşkın hiçbir gerekçesi yoktur.
Unutmak yanlış bir tutumdur. Doğrusu yüzleşmektir.
Boğmaya, unutmaya çalıştığımız duygulardan ne kadar uzaklaşırsak onlar da gönlümüze o kadar yaklaşırlar
Bazen işi oluruna bırakmak, ilişmemek daha iyidir.
Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?" "Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın
Bizler edebiyiz, çünkü hepimiz Tanrı’nın görüntüleriyiz. İşte bu yüzden pek çok yaşamdan ve pek çok ölümden geçeriz, bilinmeyen bir yerde ortaya çıkar, yine bilinmeyen bir yere doğru yol alırız.
Ne ile mutlu oluyorum, sorularına cevap aramak 
İç sıkılması gibi köşeye sıkışmış hissetme
Kararsızlık sebebi ile olayı -durumu netliğe kavuşturamama
Olanı olduğun farklı algılama, iletişim kopukluğu
Ödün ve taviz verilen, ilişki ve iletişimleri gözden geçirme
Meditasyon, şifa çalışmaları yapmak 
Neyi ne kadar istiyorum? neyi yapmak istiyorum? sorularını sormak
Söylenmemiş, biriktirilen fikirleri ifade etme 
Gizli konular, dedikodu sohbetlerin gündemi belirler
Ekstra harcama ile, gelir gider dengesizliğin oluşması 
Seyahat etmek, ortam değişikliği ihtiyacı artar

Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: ‘Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?’ öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. Herkes kendini düşünüyor. Kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor.( Dostoyevski)
 

Yazarın Diğer Yazıları