Elif Öztürk / ELif'le İçsel Farkındalık

Kıymet Bilmek

Elif Öztürk / ELif'le İçsel Farkındalık

  • 62

Klavyenin tuşlarına dokunuyorsun. Bir şeyler yazman gerekiyor. Kelimeler zihninde dolaşmaya başlıyor.”
Elimizdekilerinin kıymetini ne kadar biliyoruz?”
Cümleyi tekrar tekrar okuyorsun. Giriş için uygun olup olmadığına karar veremiyorsun. Silmek ile devam etmek arasında kalıyorsun. Bir nefes alıp yazdıklarını siliyorsun.
“istediklerimizi elde edene kadar sabrederiz. Yatıp kalkıp hayalini kurarız. Sahip olunca bütün heveslerimiz geçiyor.”
Durup yazdıklarını okuyorsun. Sanki bu giriş daha iyi oldu. 
“Kazanmaya duyduğumuz heyecanın ömrü üç günlük olmuş. Oysa çocukken bir tane bebeğimiz, bir tane arabamız vardı. Kolları iyice kırılmadan, lastikleri tamamıyla dökülmeden yenisi alınmazdı.”
Aklın bir anda çocukluğuna gidiyor. Kardeşlerin ile oyunlarınız, kavgalarınız gözünün önünde canlanıyor. Anımsadıklarının etkisiyle yüzünde bir tebessüm beliriyor. Şimdi savrulduğunuz yerleri hatırlayınca çocukluğun masum sokakları çok uzaklara düşüyor. Düşüncelerinde boğulmak istemeyerek yazmaya devam ediyorsun.
“Annemizin babamızın cimri olduğundan değil, eşyalarımıza özen göstermemiz yolunda verdikleri bir eğitimdi. Bir iki itiraz dışında bizim de aksini düşündüğümüz olmazdı. Oyun oynamaktan başka derdimiz yoktu ki! Bununla mutlu olmasını bilirdik.”
Ne kadar çabalasan da çocukluğun dehlizlerine düşüyorsun. Düşünmek bile istemezken parmaklarının ucundan satırlara dökülüyor. O zamanları özlediğine yoruyorsun bu durumunu. Bir iç çekişiyle yazmaya devam ediyorsun.
“Büyüyünce nasıl değişir her şey anlamam. Başkalaşıyoruz zamanla. Bir  taneyle yetinmeyip Hep istiyoruz, hep istiyoruz. “
Ah büyümek. Büyüdüğümüz için mi dağıldık böyle yoksa istediklerimiz mi çatıştı.
“Elimizdekinin eskimesinden değil isteğimiz. Eskimeye fırsatı olmuyor zaten. Çabuk tüketiyoruz. Özümsemeden tüketiyoruz. Tüketilme sürecini bitirmeden atıyoruz.
Yalnızca eşyalar mı çabuk tüketiliyor? Hayır, ne yazık ki insanları da hemen tüketiyoruz.”
Tükettik değil mi birbirimizi? İçin acıyor. Oysa kafanı dağıtmak için bilgisayarın başına oturmuştun.
“Sevgilerimiz hemen başlıyor, hemen bitiveriyor. Seni seviyorum ile başlayan cümleler arka arkaya sıralanıyor. Üç beş günde hemen sevgiler bitiyor.”
Bize de olan bu muydu? 
“İsraf ediyoruz. sevgiyi açıp kokluyoruz. Aşkın tadına bakıyoruz. Bu acı bu tatlı deyip atıveriyoruz.”
Daha fazla yazamıyorsun. Atılan sen misin yoksa atan mı? Gelinen nokta bu mu gerçekten? Bir cevap bulamıyorsun. 
 

Yazarın Diğer Yazıları