Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

Yüz yüze bakmak

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 1331

”Dilimizde öyle  deyimler   vardır ki, nereden baktığınıza
 göre bir değer ifade eder. “Yüz yüze bakmak” deyimi 
de bunlardan biri. İyiye yorsan,  bunu dikkate alarak .
yaptığın davranışlar iyi davranış oluyor; kötüye yorsan 
da tam tersi oluyor.
-Ben kimseyi kırmamak adına, haklı da olsam hataları
 söylemekten kaçınırım. Zamana bırakır, uygun bir an’
ı kollarım. Ama bazılarını bilirim, hani “ Doğrucu Davut”
 dedikleri cinsten birileri,  insanın hatasını hiç affetmez, 
güya yerinde dersini vermek için pat diye hemen söyleyiverirler.
 Doğruluk ya da haklılık adına zehirlerini öyle bir akıtırlar ki,
 muhatabı epey bir müddet kendine gelemez. “Bu insanla
 bir daha yüz yüze nasıl bakarım?” diye hiç düşünmezler.
Şimdi gelelim asıl konuya. Bu deyimi iyi tarafından alırsak,
 sürekli birlikte yaşayacağımız insanların ufak tefek hatalarını, 
yanlışlarını hemen söylemeyip içimize atarak gönüllerini kırmamış
 oluruz. Yüzlerine söylemeyip kırmak istemeyiz ama düzeltmeleri 
için de uygun ortamlarda hafiften sitem ederiz, anlayan anlar. Ama yüzüne karşı hataları söylemeyip arkasından konuşursak iyi 
bir davranış olmaz. Tamam, hemen pat diye yüzüne vurmayalım 
ama sürekli de arkasından konuşarak dedikodu da yapmayalım.
 En iyisi zamana yayıp, hatalı gördüğümüz ya da bize ters gelen
 davranışlarını uygun ortamlarda “ kızım sana söylüyorum gelinim
 sen anla!”  misali ince mesajlarla düzeltilmesini sağlamaktır. 
Başta da söylediğim gibi sürekli birlikte yaşayacağımız dostlarımızı 
doğruları söylemek adına patavatsız davranışlarla kırmak, incitmek
 ve küstürmekten kesinlikle kaçınırım. Haklı da olsam hatta çok haklı 
da olsam bu değişmez. Bu konuda hoşgörülü olmak benim temel felsefemdir..
 Böyle düşünen insanları da severim. Sevmediğim bir şey var. Yüz yüze 
baktığımız insanlarla yarın öbür gün bizim de onlara işimiz düşeceği için
  malın iyisini satıp, kötüsünü tanımadığımız   “ öteki”lere bırakmak. Balığın
 tazesini, ekmeğin iyi pişmişini, simitin gevreğini  yüz yüze bakacağımız
 tanıdıklara verip,  bayatını başkalarına vermek yok! Hani terminallerde satarlar 
ya “yolcu işi” diyerek. Ömründe bir defa göreceğin insana bile malın iyisini .
satmak zorundasın. İnsan olmanın gereği budur. “Yüz yüze bakmak” demek
 birisiyle sürekli birlikte yaşamak kadar, gece başını yastığa koyduğunda, 
vicdanıyla da yüz yüze gelmek demektir. Anlayana!
Yüz yüze bakmak, birlikte yaşanılacak güzel dostça günlerin hatırına bir 
şeyleri sinemeye çekmekse evet; ama,” yarın da benim ona işim düşer,
 ona göre davranayım” gibi hesap kitap işine dönerse hayır!


 

Yazarın Diğer Yazıları