YAŞAR ERÇETİN
Coşkun Karabulut / Kültür Sanat
- 1207
Sözlü protest şiir geleneğinin günümüz temsilcilerinden
usta şair Yaşar Erçetin' e ayırdım bu haftaki köşemi.
Kızının Fethiye' de özel bir hastanede doktor olması nedeniyle
Fethiye' ye yerleşen şair, yaşamını bundan böyle Fethiye' de
sürdürmeyi düşünmektedir.
Bu yazımda şairin kendi ağzından özgeçmişini ve iki şiirini
paylaşmak istiyorum
" A. Yaşar ERÇETİN
01 - 03 - 1946 Tarihinde Antakya'da doğmuşum.
Az topraklı, çok çocuklu yoksul bir köylünün, yaşama
tutunabilen yedi çocuğunun beşincisi olarak konuk oldum
bu yalancı dünyaya.
İlkokulu Kırıkhan'da okuduktan sonra, girdiğim parasız yatılı
sınavını kazanan tek kişi olarak, eski bir Köy Enstitüsü olan
sevgili okuluma Düziçi İlköğretmen Okulu'na gittim.
1965 yılında Köy Öğretmenliğine başladım.
Okulda spor ve edebiyatla, müziğe ağırlık verdim.
Yazdığım şiirler, protest şiirler ve taşlamalardı ağırlıklı olarak.
Denizli, Manisa, Trabzon, Siirt, Hatay, Adana illerinin kuş uçmaz,
kervan geçmez köylerinde onbir yıl tek öğretmen, birleştirilmiş
beş sınıf sisteminde çalıştıktan sonra, 1976 da siyasal nedenlerle
öğretmenlikten atıldım.
Zorunlu atıldığım özel sektörde, iki ayrı çok uluslu şirkette onar
yıl satış yöneticisi olarak görev yaptıktan sonra 1996 sonunda
emekli oldum.
1995 yılı mayısında, Dokuz Eylül Üniversitesi iktisat bölümü ikinci sınıf
öğrencisi olan oğlumuzu Samsun'da trafik kazasında kaybedince, kalan
ömrümüzü tek çocuğumuz kızımıza adadık.
Doktor olan kızımızın görevi nedeniyle iki yıl önce Fethiye'ye geldik ve
yerleştik. Sanırım artık son durak Fethiye."
GİTMEK
Bir su damlasıyken gül yaprağında
Özgür kuşlar gibi uçup gitmişim
Umutla yaşarken yurt toprağında
Sevda şarabından içip gitmişim
Usta marangozun eseri gibi
Yontmuşum nalıncı keseri gibi
Sokak sokak gezen serseri gibi
Ellerim cebimde geçip gitmişim
Aşk tanrısı Eros görmesin diye
Yayı çekip okla vurmasın diye
Bir tenhada hesap sormasın diye
Diyardan diyara kaçıp gitmişim
Erçetin'im dosta veda etmeden
Yarin uzattığı eli tutmadan
Ömür boyu süren kavga bitmeden
Bakarsın zamansız göçüp gitmişim
: SİL GİTSİN
Kar tanesi gibi konsam yüzüne
Elinin tersiyle sil beni gitsin.
İstemezsen eğer Çayırdüzüne
Yılkı atı gibi sal beni gitsin.
Nasıl sevdiğimi görmeyeceksen
Sevdama karşılık vermeyeceksen
Aşk çiçeği gibi dermeyeceksen
Kurumuş gül gibi yol beni gitsin.
Beni köle diye verseler sana,
Her bahçeden çiçek derseler sana,
Bir bilmece yapıp sorsalar sana,
Ne olur sevdiğim bil beni gitsin.
Erçetin! ben artık bunaldım dersen,
Alıp da başını burdan gidersen
Bu yaralı gönlü kabul edersen
Beni de yanına al beni gitsin.
Ve sevgililer gününde eşine yazdığı bir şiir
NİYE
Gözlerine baktığım o kutsal günden beri
Su olup sana doğru akasım gelir niye
Elli yıl geçmiş ama sanırsın dünden beri
Gözlerimi kırpmadan bakasım gelir niye
Begonvil dalı gibi sarkarak saçaklardan
Konfetiler yağdırıp gül atsam uçaklardan
Sevda bahçesindeki en güzel çiçeklerden
Taç yapıp saçlarına takasım gelir niye
Sevgi seli çağlayıp bana doğru akınca
Kıskançlık ateşleri bedenimi yakınca
Bir yerde başka biri dönüp sana bakınca
Dünyasını başına yıkasım gelir niye
Yaşam çiçeği gibi gün be gün solsan bile
Papatya falı gibi yaprağı yolsan bile
Hiç gideremediğim özlemim olsan bile
Seve seve katlanıp çekesim gelir niye
Güzellikleri yakan ateşi söndürerek
Seni bana getiren atına bindirerek
Her zerremi ayrı bir çiçeğe döndürerek
Geçtiğin tüm yollara dökesim gelir niye
Erçetin kara günler bitmeyecekse eğer
Ellerim ellerini tutmayacaksa eğer
Bir ömür senin için atmayacaksa eğer
Bu yüreği göğsümden sökesim gelir niye
A.Yaşar Erçetin
14 - 02 - 2020q